(12)bölüm

1.3K 44 4
                                    

Acının hüküm sürdüğü bir kalpte herşey yerini karanlığa bırakır...

                                             (Siya zin)
Enes'ten

Saat epey ilerlemiş zaman öğle saatlerine gelmişdi. Yağmur yerini güneşe bırakmış. Ardından dünyaya güzel toprak kokusunu hediye etmişti. Küçük restoran bahçesinde molaya çıkmıştım. Telefonu elimde döndürüp duruyordum içimde bir sıkıntı vardı. Nişanda olanlar zihnimi kurcalıyor. Dün en son Azra'yı nişanda salonun balkonunda görmüştüm. Salonda onu ararken. Turgut pişkince yanımıza geldi gözlerimin içine imalı bir bakış attı.
" Azra rahatsız hissediyordu onu eve bıraktım" demişti.

kan beynime sıçramışdı. Sanki bu  yaptığı rutin bir işmiş gibi gevşek gevşek konuşmuştu. Ama endişem daha baskın çıkmıştı. Kendini gerçekten kötü hissetmeseydi ne nişanı terkeder nede Turgut'la giderdi. Ama dünden beri yaptığım hiçbir aramaya  yada mesajıma cevap vermemişti.  Oysa ben bu günü böyle hayal etmemiştim. Bugün onunla birlikteliğimizin birinci yıl dönümü. ben bu gününün tümünü beraber geçireceğimiz için plan yaparken ondan hiç bir haber yoktu. Bende işe gelmiştim yoksa benden sadece iki ev uzakta olan Azra'yı görmeden duramazdım..

Gerçekten çok endişeliydim. Bir saat önce Burcu'ya mesaj atmıştım, gidip Azra'ya bakması için anlayışla karşılamış evine doğru gittidiğini söylemişti. Ondan haber beklerken oturduğum sandalyede durmadan ayaklarımı sallıyordum ne zaman stresli olsam sanırım herkez gibi ayaklarım hemen tepki verirdi. Telefonu elimde döndürmekten sersemlemiştim. Burak'ın yanıma geldiğini masaya koyulan çay bardağının çıkan sesinde anlamıştım. Başımı kaldırdım Burak bir kaşını kaldırmış bana bakıyordu.

"ne oldu hala haber yok mu?" ağımı  şişirip derin bir nefes verdim yeterince gergindim. Gergin olunca konuşmak bana göre değildi. Neyseki elimdeki telefonum titretti. Gelen arama Burcu'dandı hızla ayağa kaldım. Telefonu cevapladım.

"Burcu Azra iyi mi!" sesim yüksek ve sert çıkmıştı. Biraz duraklayıp nefes aldı. Bu dahada beni germişti.

"şeyy Azra evde değil" söyleyeceklerini sanki ölçüyordu.

"nasıl evde değil nereye gitmiş peki!"

sesim yine yükselmişti. Onu kırmak istemiyordum. Ama zaten gergindim ne diye uzatıyordu. Başka şeyler vardı. Sesindeki tınıdan belliydi. Oda bunu farkına varmışttı ki hızla konuşmaya başladı.

"Enes bak Gülten teyze hiç iyi değil. Dün akşam babası Azra'ya vurmuş."

Sözleri kulaklarımda çınlama sesi bırakırken bedenimi ateşten lavlar düşmüştü.

"neee! Diyorsun! " sesim biran kükreme gibi çıkmıştı. Sesimin yankısından Burak hemen yanımda bitmiş meraklı gözlerle bana bakmaya başlamıştı. Burcu'nun  biran irkildiğini anladım. Endişeli sesiyle

"Enes lütfen sakin ol. Gülten teyze nereye gittiğini bilmiyor zaten pek iyi değil hava almaya çıkmıştır."

Telefonu kapattım.
Onu artık dinlemek istemiyordum. Hızla adımlarımı restoranun bahçesinden direk mutfağa yöneldim.hızla mutfağı geçtim. Soğunma odasına girdim. Dolabı açtım. Üstümdeki garson kıyafetlerini çıkardım. Boğazlı siyah kazağı siyah pot pantolumu giydim. Burak kapıyı çarparak önüme çekti. Siyah kot ceketimi aldım gitmeye çalıştım. Burak' hızla önümü kesti.

"ne oldu?" gözleri üstümde turlarken alnını kırıştırmıştı. Tekrar gitmeye çalıştım. Önüme geçti.

"ne olduğunu söylemeden gitmeyeceksin" derin bir iç çektim elimle yakasından tutum.

BEYNA (Tamamlandı )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin