(14)bölüm

1.3K 44 18
                                    

"Aslında giden değil kalandır terk eden
Giden de bu yüzden gitmiştir zaten.."
                               
                              ( Murathan Mungan)

Enes'ten

Enes bu sana yazmak çok zor benim için. Biliyorum sessiz bir şekilde gitmek daha iyi olurdu ikimiz için ama seni yine yüz üstü bırakıp gitmek benim içinde kolay değil. Küçük bir çocukken küçük bedenine yaralar bırakmış sana sırtımı dönmüşdüm. Biliyorum yine sana aynı şeyi yapıp gidiyorum. Ama şunu bil seni tekrar hayata bağlandığını, gözlerindeki mutluluk parıltısını görmek benide çok mutlu etmişti. Her ne kadar gözlerindeki mutluluğun sebebi ben olmasamda. O gün Azra yanıma gelince gözlerindeki mutluluğun sebebinin kime ait olduğunu anladım. Şimdi bunu söylemek yapmak benim için çok zor. Şimdiki gidişim bu sefer yüreğine ateş düşürecek biliyorum, yine senden başka birşey koparıp gideceğim ama yemin ederim karnımda.. kardeşini taşıyor olmasaydım. Yüreğine bu yangını bırakıp gitmezdim Enes. Şimdi daha çok öfkelendiğini biliyorum sana annelik yapmadım ama karnımda ki kardeşin için elimden geleni yapacağım. sana yemin ederim ki sözüme inanıp inanmayacağını bilmiyorum ama. Seni sevdim. hep seveceğim..
Annen...

Bu sacma laf kalabalığını neden defalarca okuduğumu bilmiyorum. Beni sevmiş ve hep sevecekmiş. Dudaklarımdan alay dolu kahkahalar dökülürken. Burak odaya girdi. Endişeli gözlerini üstümde gezdirdi. Ben yatakta oturmuştum. Yanıma hızla geldi elini Omuzuma koydu.

"Enes iyi misin?" başımı kaldırdım yüzüne baktım. Endişeli hali daha çok artmıştı. Alaylı bir şekilde

"biliyor musun annem beni hep sevmiş ve hep sevecekmiş" ayağa kalktım. Odada bir ileri geri gitmeye başladım. Oda bana yüzünü alay eder gibi buruşturdu.

"Enes lütfen bunu okumayı kes tamam anlıyorum zor gerçekten ama.. Yani ne bulmayı umuyorsun, üstelik yazıdığı hiç bir şey inandırıcı değil!" söylediklerinde kesinlikle haklıydı. Elimle başımı kaşıdım.

"Haklısın boş ver bu son" kağıdı katlayıp cebime koydum. İfadesiz bir yüzlü ona baktım. Endişeli bir yüzle baktı yine tek kaşımı kaldırdım

"ne var Ejder" artık iyi olduduğumu sansın diye çünkü hiç iyi değilim. Ayağa kalktı.

"Nevra anne ve murat amca geldi seni salonda bekliyorlar" derin bir nefes aldım. Nevra annem yine hayatıma girmişti daha dokuz yaşında annem bana arkasını dönmüş beni yetimhane bırakıp yeni bir hayat yaşamaya gitmişti. Murat amca ve Nevra annem beni almış bana aile olmaya çalışmışlardı sonra Burak gelmiş sırf ben onunla gideceğim dediğim için ikimizide kendi çocuğuyla bir tutmuş bize bakmışlardı. Gerçi ben sonra annem için hayatlarından çıkmıştım ben çıkınca haliyle Burak'ta kalmadı. Ve şimdi aynı şeyleri yaşıyoruz yine başrolde ben.

"nasıl yine ağlıyor mu?" başını salladı Burak'ta çok üzülüyordu hem bana hem Nevra anneye ikimizde onu çok severdik annemden hiç görmediğim sevgiyi ilgiyi bana o gösterdi bizi Şebnem'le bir tutardı her zaman. Derin bir nefes aldı.

"seni almaya gelmiş bu sefer kararlı" gözlerimi devirdim yine vazgeçmemişti. Odadan çıktım salona girince Murat amcanın üzgün yüzü Nevra annenin ıslak kirpiklerini görünce hızla gidip sarıldım. Bunu bekliyormuş gibi hemen sarıldı. Sesi hüzün doluydu

"oğlum bak bir kerede diretme lütfen hala odanız hazır ve ben ne zaman o odanın yanından geçsem bir ah çekerim hem" tekrar ağlamaya başladı. Geri çekildim ellerinden öptüm, ellerini bırakmadan kanepeye oturduk. Emir'in küçük bir evi vardı. Salonda amerika mutfağı vardı ve iki odası vardı. Nevra annenin elini sıktım yüzüne bakıp gülümsedim.

BEYNA (Tamamlandı )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin