(22) Bölüm

1.4K 53 3
                                    

Sevmek, sıradışı yada
Kahramanca şeyler yapmak değil ;
Sıradan şeyleri hassasiyetle
Yapmaktır....
(Farid Farjad)

Enes'ten

Sabah güneşi salonun cam duvarından eve hakim olmuştu. Gözlerimi yavaşca açtım. Sanki gözkapaklarımda tonlarca yük vardı. Kanepede uyumuştum. Dün olan olaylar tekrar kendini hatırlattılar. Üstümdeki çarşafı çekerek kanepede doğruldum. Gözlerimi salonda gezdirirken, Azra 'nın gittiğini biliyordum. Dün akşam yaşananları nasıl olmamış gibi davranağımı bilmiyorum. Yıllar öncesini onun gözüne baka baka yaşanmamış gibi davranırken bile içim içimi yiyordu.

Neden hala boynunda reddettiği teklifin kolyesini taşıyordu.
Sanki hiç birşey olmamış gibi iş yerinin tabelasında benim için söylediği aşk sözcüğü vardı. Her akşam üzeri Beyna'yı o butikten almaya giderken gözüm o tabelanın üstündeki küçük gökkuşağına kayıyordu. Tam altı yıldır onun izini hatırlamamak için, Her banyodan çıktığımda aynadaki yansımama, göğsümdeki eski yaraya bakmamak için verdiğim savaşa dün akşam her şey normalmiş gibi bir anda bombasını patlattı. tekrar dudaklarını oraya mühürledi. Ben bunları görmezden gelmek için çabalarken, gelip öptü, kokladı sarıldı... Ve sanki yıkıldıysan ancak benim yardımımla ayağa kalkabilirsin diyerek teselli verip gitti. Geçmişi hiçe sayacağını söyleyerek. İçimdeki öfke büyürken kendime telkinde bulundum. Söyledikleri harfi harfine doğruydu.

Biz Beyna için yana yana gelmiş iki kişiydik yanlızca. Böyle olması gerekiyordu. Eğer ben içimdeki öfkeyi serbest bırakırsam Beyna için bir araya gelmemiz mümkün olmazdı. O Yüzden geldiğim günden beri yaptığım şeyi tekrar yapacaktım. Onu görmezden gelerek.

Tutulan boynumu sağa sola salyarak kanepeden kalktım. Dağılmış halime banyonun aynasından son kez baktım. Benim hayatımda küçük bir çocuk vardı. Ve yavaş yavaş büyümesini istiyordum. Onun üstüne büyük yükler koyup olgunlaştırmayacaktım.

Bizler çocuklarımızın hayaletleri olacaktık. Onların hayatlatında sadece anı olarak kalacaktık. Bu anıları hatırladıklarında ya mutlu , yada mutsuz olacaklardı. Ve ben küçük meleğimin hayatında olmadığım zaman beni hüzünlü bir tebessümle hatırlamasını sağlayactım. Güçlü biri olarak, güçlü birini büyütecektim. Çünkü çocuklarımız bizim yansımamız olacaktı. Beni hatırlayarak ayakta kalacaktı. Başkalarının söyledikleri gibi onu hayata hazırlamayacaktım. Çok konuşup veya etrafta koşturunca eline elektronik bir alet verip başımdan atmayacaktım. Onunla birlikte koşup soracak sorusu kalmayana kadar dinleyectim.

Duştan çıkınca siyah t shirt, beyaz pantolon giydim. Beyna Emir' lerde kalmıştı. Beyna için temiz kıyafet götürmeye karar verdim. Bugün bütün günümü ona ayıracaktım. Evden çıkıp Emir'in evine doğru arabayı sürmeye başladım. Telefonumu elime alınca gelen mesaj ve aramalara baktım. Dün kendimde olmadığım için birikmişti. Emir kahvaltıya beklediğini söylemişti. Nevra annem aramıştı. Erdi hoca'dan bile arama vardı,ki durum ciddi olmasa aramazdı. Sanırım dünkü olay kulağına gitmişti. Kavşağı geçince Erdi hocayı arayıp hoparlöre koydum. İkinci çalışta açtı.

"hocam"

"doktor bey" söylediğiyle mahcup oldum. Sanırım öğrencisi olarak daha güçlü olmamı bekliyordu. Derin iç cektim ne diyeceğimi bilmeden

"nasılsınız hocam" dedim

"sözümü kesmeden beni dinle." onu onaylamam için beni bekledi. Kesinlikle tuhaf bir insandı. Başkaları bu cümleden sonra onay beklemeden direk konuşurken, o onay alır ve sen kabul ettikten sonra sözünü kesersen ölsen bile cümlesini orda keser arkasını döner giderdi. Yaşayıp görmüştüm.

BEYNA (Tamamlandı )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin