(21)bölüm

1.2K 50 6
                                    

"     Başı     omzumdaydı.
  Tek bir şeyden emindim;
      Omuzlarım   başını
    Kendi   kafamdam daha
          Çok istiyordu üstünde. " 
      

Azra'dan

Yürüyerek arşınladığım bu sokakları yine içimdeki telaşlarla, ayakkabımın tok sesleri eşlik ediyordu. Hani bazen yatakta uzanırsınız ya, uyku girmez gözlerinize , ve odanızdaki saatin tik tak ları sizinle birlikte düşünmeye başlar. Siz duyarsınız tik tak ları ama çoktan günün getirdikleri, seni geceyle yüz yüze bırakır. Ve İşte o an ;zaman tik taklar eşliğinde der ki bana bırak, seni geceyle birlikte güne hipnoz eder. Tik tak lar önce saatleri, sonra günleri, sonra ayları, sonra yılları,ve sonra hipnoz olmuşsanız sizden sizi bile alır. Ve ben geçmişe hipnoz olup kalmıştım.

Bugün Enes'e geçmişi hatırlattım, üstelik kendimle olanı değil ben bize geçmiş diyemiyordum. Çünkü geçmemişti, ve geçmiyecekti. Turgut toptancı ile görüşmeye giderken butiğe uğramış kızı Duru ' u bana bırakmıştı. Benim için toptancıyla yapacağı görüşme için ona ne kadar teşekkür etsemde aslında bu durumdan hiç memnun değilim. Ne yazık ki zorunda kalmıştım. Turgut boşandıktan sonra Duru' nun velayeti onda kalmıştı, eski karısıyla neden evlenmiş yada neden boşanmış hiç ilgilenmemiştim. Olan olaylardan tek bildiğim Duru adında çok tatlı ve şımarık bir kızı olduğuydu. Turgut annesi Halime hanımın "Emir'in deyimiyle kendini Göklerde gören Turgut'un" karakterinin Halime hanımın payı olduğu aşikardı. Duru 'dan o sorumluydu. Ve şimdi Duru her ne kadar küçük bir çocuk olsada elindekileri paylaşmak yerine onunla övünüp başkalarını küçümsemeyi öğrenmişti. İşte bu tatlı ama şımarık kız yüzünden ben gökkuşağımı kırmıştım. Sanki bir zamanlar liseli bir öğrenciyken dışlanmış olması onun suçuymuş gibi, ona Beyna'nın onun gibi dışlanmasına izin vermeyeceğimi söylemiştim. Derin bir nefes aldım. Şimdi bu yokuş aşağı olan sokaktan yukarı çıkarken bile Enes'in ona geçmiş kötü günleri hatırladığımda nasıl donmuş zorla yutkunduğunu görebiliyordum. Nefes nefese kalmam gerekirken bu yokuşlu sokakta gökkuşağımın titriyen gözbebeklerini hatırlamam nefesimi kesiyordu. Ondan özür dilememe bile izin vermedi. Gün boyu bu görüntü gözlerimin önünden gitmezken, Beyna'nın yanıma koşarak gelip resmini bana göstermeye çalışırken merdivenin son basamağından atlayarak ayağı kayıp düştü. Ben kalbim boğazımda Beyna'nın dibinde bittim. Çok şükür ki son adımda düşmüştüde. Sadece dizi hafif kızarmıştı. Ben dizine minik bir öpücük koyarken. Duru dik bir yürüyüş edasıyla son merdiveni geçip yanımıza geldi. küçük hokkalı burunu buruşturmuş

"aptal seni geçeceğimi biliyordum, koşman hiç bir şeyi değiştirmedi"

siyah  saçını sol eliyle arkasına savurdu. Sağ elindeki resminide bana doğru uzattı. Sabır çekip Beyna'ya baktım. Dolmuş gözlerle yırtılmış resmine bakıyordu. Resmini bantlayıp panoya astım. Duru'nun resmi okula gittiğini gösteren renkli renkli harflerle süslenmiş güzel bir park çizmişti. Elimde Duru'nun yaptığı resmi panoya bakarken kulağımda Enes'in "sakın o bilmiş kızın resmini o panoya asma" cümlesi vardı. Aslında son olay yaşanmasaydı Enes 'in söylediklerini sadece Beyna'ya karşı çok hassas olduğunu düşünüp tatlı bir gülümsemeyle yok sayacaktım, ama artık bunu görmezden gelemezdim.

Duru'yla oturup konuştum. Resminin çok güzel olduğunu ama Beyna'nın düşmesinde öyle davranmak yerine gelip Beyna'yı kaldırmasını ve yaptığı güzel resimleri veya harfleri Beyna'ya öğretmesi hem onunla birlikte onunda mutlu olmasını hemde isterse ilerde iyi bir öğretmen olmasında büyük bir pay olacağını söyledim. Duru'la Beyna'yı biraz kaynaştırıp durumu düzeltim. İçim içimi yerken Turgut toptancıyla olan olayı düzeltiğini söyledi. Verdiği miktarı aynen kendisene iade ettim. Teşekkürü bir yemekle etmemi istedi.
Benimde yaptığım tek şey zoraki bir gülümsemeyle başımı sallamak oldu.

BEYNA (Tamamlandı )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin