"Tekneler mesela denizin üstündeyken bile yana biliyorlar.
Enteresan değil mi?
Derdinin devası yanı başındayken
Yanmak.."Azra'dan
Kimse bana dokunarak özlemin giderildiğinden bahsetmesin . Dudaklarım dudaklarından çekildiğinden beri kurak kalmış çöller gibi, burnumda kokusu tütüyor. Gökkuşağına dokunduğumdan beri özlem çile olmuş içimi kavuruyor. Özlem giderdiğimi zannederken, daha çok özlemeye başladım. İki gündür özlemimle... altı yıldır ondan uzak kaldığıma inanasım gelmiyordu.
Onu görecek olmanın heyecanı etrafımı sararken 24 yıllık yaşamımda ayak basmadığım içkili bir mekana sırf onu görmek için gelmiştim. Üç gün önce onu öyle zor durumda görmüştüm ki, şimdi nasıl olduğunu deli gibi merak ediyordum. Burcu evlerine Beyna'yı almak için geldiğini ve Enes'in gayet iyi olduğunu söyledi. Toparlanmış olması beni mutlu ederken ona tekrar dokunup öpmek özlemimi artırmıştı. Esra'nın nişan kıyafetini tasarlarken bu akşamki sahnesini izlemeye geleceğini söyledi. Bende sesini merak ettiğimi söyleyince beni davet etti. Tabi daha önce hiç bara gitmediğimi öğrenince küçük çaplı bir şok geçirdi. bunda gökkuşağımın eski sevgilim olmasınında payı vardı. Sevgilisi olarak nasıl çalıştığı yere beni götürmemesi onu şaşırmıştı. Zaten sevgili olduğumuzda kısa bir süre sonra barmenlik işinden çıkmıştı. Babamla olanları bildiği için hiç götürmeyi sormamıştı. Mahallede bile el ele tutuşamazken geç saatlere çalıştığı yere gitmeği hayal bile etmezdim.
Aynanın karşısına geçip Esra gibi siyah giymeye karar verdim. Siyah kısa bir elbise göğsümde başlayıp boynuma iki siyah şerit olan bir kıyafet giydim . Uzun karamel rengi saçlarımı dalgalı yapıp, Ela gözlerimi belirgin bir makyaj yapmıştım. Aynadan kendime bakınca hem bara gitmek için hemde Enes'in beğeneceğini düşündüğüm için gayet güzel bir kombin olmuştu.
Esra ve Burak'la sahneye yakın locada oturmuş heyecanlı bir şekilde gökkuşağımın gelmesini bekliyordum. Ne deli gibi içki içen insanlar nede kulakları sağır edecek müzik umrumdaydı. Esra'nın şarkı söylemesini tabiki merak ediyordum. Ama buraya gelmemin sebebi Enes içindi. Toparlanmasında payımın olup olmadığını, onu öpüp sarıldığımı hatırlıyor olması düşüncesi kalbimi sıkıştırıyordu. Onu öptüğümde sarhoştu ve benim sarhoşlukla ilgili bilgim lanet olası babamın içip etrafı dağıtıp anneme veya bana sardırmasıydı. Gerçi ayık olmasıda pek bir şeyi değiştirmezdi. Ve hatırlayıp hatırlamaması bir şeyi değiştirmezdi. Filmlerde gördüğüm kadarıyla yaşadıkları şeyler çok büyük olmasına rağmen bir şey hatırmadıklarını söylüyorlardı. Gerçi ben televizyonda olan herşeye şüpheyle bakan biriken işimi şansa bırakmadan. Esra'ya sorup öğrendim. Ve Esra sağollsun beni net bir şekilde aydınlattı. Esra sadece Burak yanındayken sarhoş olmasına ve içmesine izin veriyormuş.
Esra sarhoş olunca evet kesinlikle dünya etrafında çok fazla dönüyor olduğu ve ayakta durmakta çok zorlandığını, rüya gibi bile olsa herşeyi hatırladığını sadece insanların hatırlamıyorum dediklerinin yalan olduğunu işlerine öyle geldiği için hatırlamıyor gibi yaptıklarını, Sadece daha cesur olduklarını ve düşünemedikleri için fevri davrandıklarını yaptıkları herşeyide içlerinden geldiği için yaptığını söyledi.
Öğrendiklerim karşında Enes'i görür görmez, onunla yakınlaşmış olmamla benim hissettiklerimi hissetmiş miydi anlayacaktım. Bu düşünce bile boğazım ve ağzımı kurumuştu. Önümdeki renkli alkolsüz meyveli kokteyli uzanıp içtim. Geldiğimizden beri Burak bir an olsun bile yanımızdan ayrılmamıştı. Mekan onun olmasına rağmen Esra'yı göğsüne yaslayıp sahiplenmesi aşkının büyüklüğünü gösteriyordu.
Burak başını hafifçe kaldırıp gülümseyince gökkuşağımın geldiğini anladım. Yüksek müzik yüzünden geldiğini duymamıştım. İstemsizce elim dalgalı açık saçlarıma gitti. Ellerim saçımda ayağa kalktım. Onu görmenin heyecanı etrafımı sararken onunla göz göze geldim. Bal rengi gözleri gözlerimle buluşurken içim sıcacık oldu. gülümsemem yüzümde yerini aldı. Gözlerimiz birbirine kenetlenmiş bir şekilde kalırken, Burak'ın sesiyle gökkuşağım benden ışığını aldı.
Burak'a sarılıp selamlaşırken yanlız olmadığını farketmemle bana uzanan elle kendime geldim. Siyah kısa saçlı bir kadın selamlaşmak için bana ellini uzatmıştı. Gözlerimi yüzünden ayrılmazken gülümseyen yüzüyle bana bakıyordu. Adının Lili olduğunu söylerken, yüreğime düşen ağırlıklığa inat, ellerini kısaca tutup bıraktım. Alt dudağımı dişleyip güç almaya çalışarak. Sekteri Yıldız'la ve nişanlısıyda selamlaştım. Dolmuş gözlerim Enes'in gözleriyle buluşunca toparlanmasının nedeni yanında duruyordu. Bakışlarını benden çekip hemen karşımda oturdular. Burak'la Esra benim yanama geçerken ikisi dip dibeydi. Simsiyah gözleri mutlulukla ışıldıyordu. Kısa siyah saçları, beyaz teni, çok güzel bir kızdı. yüzünden gülücüklerini eksik etmiyordu. daha yeni gelmesine rağmen hemen ortamı etkisi altına almıştı. İçim kıskançlıktan kavrulurken gözlerimi ondan alamıyordum. Sıktığım dişlerim çenemi ağrıtırken, Lili bakışlarımı farketince alnını kırıştırıp şaşırmış bir şekilde bana baktı. Bakışlarımı üstünden zorla çekmeyi başardım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYNA (Tamamlandı )
General FictionBaşkaları tarafından yenildi "yasak elma" en mahsumumuz kovuldu "CENNETTEN" Yasak bir aşkın gölgesi düştü, masum bir aşk'a