(17)bölüm

1.4K 53 9
                                    

Bu hayat birine ikimizi anlatacağımız yer.
Sana ikimizi anlatmaya geliyorum,
Senden ikimizi,
dinlemeye geliyorum.
       Bana ikimizi anlat..
                                 (Ahmet Batman)

Azra'dan

Babamın ölümünden sonra....
kayıp demiyorum, diyemiyorum. Çünkü ben onun varlığla hiç büyümedim. Benim kahramanım olmadı her genç kızın aksine. Babam yüzünden hep içimde bir boşluk vardı. içimdeki boşluk görmediğim hissetmediğim  sevgidendi. İlk başta  yinede ona karşı bir sevgim vardı. İçgüdüsel olan bir sevgiye bağlıydı sanırım. Sonra o benim içimdeki boşluğa sevgi tohumları ekmek yerine, içine ateşten korlar attı. Dövdü, sövdü, aşaladı hep tiksinerek baktı bana. Şimdi ölümünde içimde tek bir duygu kırıntısının olmaması onun yüzünden hissizleştim sanki. vücuduma narkoz verilmiş gibiyim. Ona karşı bomboşum ve kendimi hiç kötü hissetmiyorum. Tek korkum annemin ona olan saplantılı aşkının verdiği duygular yüzünden tekrar yas tutmaya başlaması. Annem beni sever tek evladıyım sonuçta. ama babam söz konusu olduğunda yanında olması için yediğim dayağa değil dayaktan sonra evi terk ettiği için üzülürdü. Bazen onun beni  tartaklamasından, ettiği küfürler yüzünden ona olan bakışlarım için bana kızar huzurumuz için suratımı asmamam gerektiğini söylerdi. Şimdi babamı defnettikten sonra odaya kapanması beni hiç şaşırtmadı, ama yine başka bir kadınla hayata gözlerini kapattığı için yas tutmasını beklemezdim. Gerçi akşam dayım gelir kardeşini kontrol eder. İşte o zaman toparlanması lazım ki, böyle düşündüğü  belli oluyor eve gelir gelmez odasına girip kapandı. Dayım gelene kadar yasını tutmak istiyor. Daha fazla evde kalmama gerek yok, taziye ziyareti olmayacak zaten. Derin bir iç çekip kanepeden kalkdım. Dışarı çıkmadan anneme bakmak için odasına girdim. Kapıyı açtığımda odada değildi. Odadaki banyodan su sesi geliyordu. Banyo kapısına vurdum. Anneme seslendim. Seslenmemle su sesi kesildi, kapıyı açınca kırmızı gözleriyle gülümsemesinin aksine gözleri onu ele veriyordu. Yüzüne bakmayarak  onu daha fazla zor durumda bırakmamak için sesimi mutlu tutmaya çalışarak.

"Gülten sultanım!" sarılıp yanağından öptüm" Burcu'yu daha fazla zorda bırakmamak için butiğe uğramam lazım . "

yüzümü okşayıp titrek bir sesle
" tam kızım git. "dedi tekrar yanağını öptüm. Evden çıkarken Ayşen yengemi arayıp annemin yanına gitmesini istedim. zaten hemen anlayıp Hülya ablayıda çağaracağını söyleyip kapattı. Hızlı adımlarla hastanenin yolunu tuttum. Seminer gününün üstünden üç gün geçmişti. Enes annesinin naaşını alıp almadığını öğrenmek için hastaneye gidiyordum. Seminer deki kadın ailevi sebeplerden ötürü gelmediğini söylemişti. Burcu'yla konuştuğumda Emir'in Enes'le buluştuğunu söylemişti. Yani şimdi gökkuşağımla aynı göğün altındayken onun için zor olan bu  günlerde yanında olmak için geç değil. Geçmişte yaptığım gibi davranmayacağım. Annesi ne kadar yanında olmasada. Eskiden onun için üzülürdü, şimdide böyle olduğuna eminim. Annesinin açtığı yaraları değil kendim açtığım yaraları sarmaya başlayacağım. Geldiğim hastanenin önünde hızla içeri girdim. danışmanın önündeki kısa saçlı tombul hemşire başını bilgisayardan kaldırıp "nasıl yardımcı olabilirim" diye sordu. Etrafıma bakıp

"şeyy.. Fatma karataş'ın naaşı morgdan alındı mı?" diye sorduğumda hafifçe gülümseyip. Bilgisayara döndü.

"Evet bugün 13:30da alınmış." hemşirenin arkasındaki duvar saati 14:30u gösteriyordu. Keşke taksiye binseydim. Stresli olunca hep yürüdüğüm için başıma bunlar geldi. Ama vazgeçmiyeceğim önce Burcu'yu arayıp Emir'den bilgi almasını isteyeceğim sonra Gökkuşağımın yanında olacağım bir daha renklerinin solmasına izin vermiyeceğim. Elim yine destek almak için Enes'in iris çiçeği kolyesine gitti, avuçlarımda sıkıp öptüm. Tam hemşire teşekkür edip ayrılacaktım ki.,

BEYNA (Tamamlandı )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin