Best Thing I Never Had »» HS

10. Bölüm: Defol Edward!

⭐⭐⭐

Sabah güneşin yüzüme vurmasıyla uyandım. Gece dört gibi dönmüştük ve çocuklar çok yorulmuştu. Beni Harry'nin odasına bıraktılar ve herkes uykuya daldı. Benim yüzümden okula gidememişlerdi. Yattığım yerden odayı incelerken kapının açıldığını duydum ve gözlerimi kapadım. Kapı tekrar kapanınca gözlerimi hafifçe aralandım ve Harry'nin dövmeli vücudunu gördüm. Çok, çok fazla dövmesi vardı. Üstünü değiştiriyordu. İnce bir tişört giydi ve bana döndü. Hemen gözlerimi kapadım. Ayak seslerinden bana doğru yaklaştığını anladım. Üstümü örttü ve saçlarımı yüzümden çekti. Ne yapıyordu ki şimdi? Yanımdan uzaklaştı nca -ki bunu ayak seslerinden anlamıştım- gözlerimi yine araladım. Kapıdan çıkarken telefonu çaldı ve hemen açtı. 

"Hey Gemma, bende seni özled-"

Ve kapı kapandı. Ne yani Jess seni seveceğini falan mı düşündün? Dün başka bugün başka kızla takılıyordu. Kafiyeli de bulmuş, adi. Gemma ve Emma. Belkide iki kardeşi birden ayartıyordur. Pislik. Boşuna nefret etmiyorum senden Styles!

Ayaklanıp kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtığımda telefonum çaldı, kapıyı tekrar kapatıp odaya yöneldim. Telefonum çalıyordu ve bende onu bulmaya çalışıyordum. Dün bilinçsizce üstümü çıkarıp yatağın üstünde duran kıyafetleri giymiştim. Yerde duran ıslak kıyafetlerime bakıp cebimden telefonumu çıkarmaya çalıştım. Sonunda telefonumu ele geçirip cevapladım. 

"Katherine derste miydin?"

Ah evet okula gitmemiştim. Şimdi ne uyduracaksın bakalım Jessica?

"Evet dersteydim, bu yüzden açamadım. Afedersin." diyerek yalan da olsa onu onayladım.

Bir elimle ıslak kıyafetlerimi aldım ve banyoya yöneldim. 

"Sorun değil tatlım. Bende Tom'un yanında olduğumuzu söyleyecektim. Seni görmek istediğini söylüyordu o da."

"Lux'la kavuştuklarına mutlu olduğumu ilet. Şimdi kapatmam gerek derse dönmeliyim." dedim daha fazla yalan söylememek için.

"Tamamdır Katherine. Kendine dikkat et."

Cevap vermeden kapattı. 

Banyoda elimi yüzümü yıkadım ve elimin üstündeki morluğa baktım. Serum iğnesi yüzünden morarmış olmalıydı. Acıyla yüzümü buruşturdum ve aşağı indim. Merdivenlerden dikkatlice indim çünkü Bay Styles'ın eşofmanı içinde kaybolacak kadar büyük geliyordu ve parçalarına takılıp yüzümü dağıtmak istemiyordum.

İçeri geçtiğimde koltukta uyuyakalmış Louis'e baktım. Yanına gidip hafifçe dürttüm. 

"Louis?" dememle birden irkildi ve koltuktan düştü. Ben onun bu haline gülerken başım döndü ve oturdum. 

"Geldik mi?" diye sorunca bir kahkaha attım.

"Geldik Louis."

Beni görünce tekrar yüzüme baktı. 

"Jess senin burada ne işin var? Senin yatakta olman lazım." diyerek kaşlarını çattı. Gözlerimi devirdim ve saate baktım, dokuz olmuştu. 

"Seninde okulda olman lazım."

"En büyükleri ben olduğum için sana benim bakmamın daha iyi olacağını düşündüm."

Otuz iki diş sırıtıp saçlarını düzeltti. Çocukların okula gitmediğini sanıyordum.

"Pekala o zaman."

"Sana kahvaltı hazırlamamı ister misin?"

Yanına gittim ve saçlarını karıştırdım.