Yeni kısa hikayem Loved You First'e bi bakış atın arkadaslar. Son kez
⚫⚫⚫
"Ash! Beni korkuttun." dedim kapıda onu görünce. Gözlerini ayakkabılarından çekip başını kaldırdı.
"Üzgünüm, canım sıkıldı ve ne yapıyorsun merak ettim." deyip ellerini birbirine sürerek yanıma geldi. Önüme gelen saçlarımı arkaya attım ve yaptığım resmi görmesin diye tuvali çevirdim.
"Hey bakmak istiyorum!" diye sızlandıp kocaman kollarını omzuma koydu.
"Her istediğin olmaz Ashton. Sana bunu söylemediler mi?" deyip güldüm.
"Ah emin ol olur Jessica. Ve şimdi bu resmi göreceğim." dediğinde tuvali odanın diğer köşesine kaçırdım. Tuvali güvenli bir yere koyup arkamı döndüğümde yanağıma bir el deydi. Ashton'a baktığımda delicesine güldüğünü gördüm. Ellerinde gördüğüm sarı boyayla ne yaptığını anlamam uzun sürmedi. Sen görürsün Ash.
"Bu karşılıksız olmaz değil mi?" deyip az önce sadece bakınmak yeni açtığım kırmızı boyayı alıp üstüne ilerledim. Geri geri kaçarken kolları beni durdu. Ne kadar büyük ve kaslı olduklarını söylemiş miydin? Çünkü öyleler ve ben bir santim bile kıpırdayamıyordum.
"Ashton Irwin!" diye çıkıştım ve kollarından kurtulmaya çalıştım. Neyse ki bir boşluğunu yakalayıp kırmızı boyayı suratına sürebildim. Tabii bu sırada kollarının belimde olduğundan haberim dahi yoktu. Bu yüzden hızlıca geri çekilip belli etmemek adına bir gülümseme yolladım.
"O boyadan kurtulsan iyi olur. Yüzüne kusulmuş gibi duruyorsun." deyince gözlerimi devirip dolabıma yöneldim.
"Ah bekle, dersten izin alıp çıkmıştım. Geç kaldım, görüşürüz Jessica." deyip yanağıma bir öpücük bıraktı ve koşarak kapıdan çıkacakken Harry'yle çarpıştı. Ben Ashton'ın bu ani hareketlerine şaşıracak vakit bulamadan Harry'nin görmemiş olması için tanrıya dua ediyordum.
"Bak dostum. Tamam biliyorum sevgilim güzel, çekici ve biraz da seksi. Ama benim anlıyorsun değil mi? Şimdi gelipte bana arkadaşız muamelesi yapma çünkü sinir kat sayılırım beni rahatsız ediyor." diyen Harry kollarını Ash'ın omzuna koydu ve hafifçe sarstı. Biraz seksiymiş. Aptal.
"Bak ben-"
"Seni dinlemek istemediğimi söylemiş miydim? Ah bekle, hayır. Seni dinlemek istemiyorum ve şimdi siktirip gidiyorsun." dediğinde yanına gidip çekiştirdim.
"Harry!"
"Evet bebeğim."
"Sorun değil Jessica görüşürüz." diyen Ash hızlıca uzaklaştı.
"Tek kelime etmek bile istemiyorum Jessica bu yüzden hadi gidelim."
"Bu yaptığın çok kötüydü Harry. Çok , çok kötüydü." diye söylendim.
"Yüzünün hali ne öyle?" dedi konuyu değiştirirken.
"Ah biliyorsun resim yaparken-"
"Kendinden geçiyorsun, biliyorum." dediğinde elimde tuttuğum ıslak mendili aldı ve yüzümde ki aptal boyayı silerken ben dudaklarına bakıyordum. Gerçekten beni baştan çıkarmaya yetiyordu. Bu yüzden gözlerimi çekip önüme gelen saçlarımı çekmeye uğraşırken Harry ellerimi tuttu ve çekmemi söyledi. Saçlarımı düzeltince dudağıma minik bir öpücük kondurdu.
"Gidelim mi?" diyince başımı salladım.
"Gidebiliriz." dedim elini tuttum. Arabaya kadar hızlıca yürüdükten sonra arabaya binince derin bir nefes aldım. Ash olayından iyi yırtmıştım, beni öptüğünü görseydi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Best Thing I Never Had »» HS
Diversos❝Sen sahip olamadığım en iyi şeysin. Daha sana sahip değilken seni nasıl kaybedebilirim?❞ © Tüm hakları saklıdır.