Şarkıyla okuyun beybiler...
Alex & Sierra- Little Do You Know
☁☁☁
Ne oldu bilmiyorum ama öldüğümü düşündüm. Beyaz bir ışık saçmalığını değilde karanlık, kocaman bir tünel gördüğümü hatırlıyorum. Tamda beni açıklıyor, kocaman karanlık bir boşluğun içindeyim. Yine.
Ölecek miydim? Gerçekten ölümüm böyle mi olacaktı? Harry'nin ağzından ne kadar değersiz olduğumu öğrendikten sonra böyle mi ölecektim?
Duyduğum ses buna kocaman bir hayır diyordu. Duyduğum ses beni çağırıyordu.
"Bebeğim iyisin, birşeyin yok. İyiyiz." diyen sesin sahibini görmeyi o kadar istedim ki sanki göz kapaklarıma bastırılan ellerden kurtulup sonunda gözlerimi açtım.
"Harry?" diye sayıklarken doğrulmaya korktum. Biryerimi kırmış olabilirdim.
"Burdayım güzelim birşey olmadı, bana bak." dediğinde başımı çevirdim ve gerçekten öldüğümü düşündüm. Çünkü Harry yine bir melek kadar güzel gülüyordu.
"Son anda bizi kurtardım. Arabaya çarpmadım. İyiyiz." dedi ve tekrar kahkaha attı. Bir dakika gülünecek ne vardı ki?
Sıkıntıyla yerimden doğrulduğumda arabanın kapısını açmaya çalıştım ama yolun kenarına doğru çarptığımız için kapım açılmıyordu. Harry sarsak adımlarla inip gülmeye devam etti. Hava yastığından kurtulup ayaklarımı Harry'nin koltuğuna uzattım ve çıktım. Ayağımın biraz incindiğini hissedip belimi arabaya dayayıp tüm yükümü diğer ayağıma verdim. Hiçbirşeyim yoktu. O'da iyiydi, sadece başı kanıyordu ama iyiydi. Ona bakarken dayanamayıp sarıldım ve korkudan gelen gözyaşlarımın yanaklarımdan süzülmesine izin verdim. Kolları beni sararken biraz sendeledi ama bana yüklenerek dengesini buldu. Saçlarıma küçük öpücükler bırakarak beni kendine çekti. Ağlamam şiddetlenirken ambulansın sesini duyabiliyordum. Ses zihnimde yankılanırken Harry'den uzaklaştım.
"Adi herifin tekisin! Bizi öldürüyordun, az önce ölüyorduk aptal!" diye bağırdım ve hiç istemediğim birşeyi yaptım. Sevdiğim adama tokat attım ve bundan gram pişmanlık duymadım.
"Jessica bebeğim-"
"Bana bebeğim falan deme! Tanrım bizi öldürüyordun! Ya sen ölseydin Harry! Ne yapacaktım? Ha? Sensiz devam edebileceğimi mi düşünürdün? Hayır aptal." diye bağırıp göğsüne yumruklar indirirken beni durdurmaya çalıştı. O sırada yanımıza gelen ambulansın ışıkları beni deli ediyordu.
"Güvendeyiz Jessica. Yanımdasın, yanındayım."
"Senden nefret ediyorum!" diye bağırırken gözlerimin kararması herşeyi daha da mahvettim.
⚪⚫⚪
Gözlerimi açtığımda etraf karanlıktı. Ayaklarımı yataktan salladım ve biraz öylece durdum. Kafam karışık bir halde ayağa kalkacakken ayağımdaki küçük sızıyla tekrar oturdum. Ayağıma sarılmış sargıya bakıp ne olduğunu hatırlamaya çalıştım. Kaza?
"Jess uyandın!" diye bağıran Lux koşarak yanıma geldi ve küçük kollarını belime doladı.
"Luxie?" diye seslendim ama sesim fısıltı gibi çıkmıştı.
"Jess biz çok korktuk, Harold çok korktu." dediğinde aklıma Harry'nin kollarında bayıldığım geldi. Ona tokat atıp göğsüne sayısız yumruklarımı indirdikten sonra...
"Katherine?" diye endişeli sesiyle Lou ışığı açıp yanıma geldi. Ben Lux'a sarılırken o da kollarını bizim etrafımıza sardı. "Nasıl hissediyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Best Thing I Never Had »» HS
Aléatoire❝Sen sahip olamadığım en iyi şeysin. Daha sana sahip değilken seni nasıl kaybedebilirim?❞ © Tüm hakları saklıdır.