30K'nın şerefine özel bir oyuncumuz katıldıı!
⭐⭐⭐
Jessica'nın ağzından;
Sabah tatile göre erken saatlerde uyandım. Hemen duşa girdim ve giyinip aşağı indim. Lou daha kalkmamış olmalıydı. Onlara süpriz olarak kahvaltı hazırlamaya başladım. Kahvaltı benim için sorun değildi. Nasıl olsa herşey hazırdı. Hemen dolaptan kahvaltılıkları çıkardım ve portakal suyunu bardaklara doldurdum. Masayı hazırlayınca hoş olduğuna karar verip onları uyandırmak için yukarı çıktım. Önce kapıyı vurdum ama ses gelmeyince yavaşça açtım. İkisi yatakta sarılmış uyuyorlardı. Kapının açılma sesiyle Lou uyanmıştı. Bana döndü.
"Ne oldu Katherine?" dedi esneyerek.
"Hiç, sadece kahvaltı hazırladım da." dedim gülerek.
"Ah, bu harika." dedi ve doğruldu.
"Luxie Poo?" diyince Lou bana kötü bir bakış attı.
"Sen ve şu kıvırcık sevgilin!" dedi. Küçük bir kıkırtı çıkarırken Lux gözlerini aralayınca yanına gittim.
Uykulu gözlerle baktı ve gülümseyip beni yatağa çekti. Bana sarılınca bende kollarımı doladım. Lou'ya bakınca bize gülümsediğini gördüm. Bize doğru gelip ikimizede sarıldı ve saçlarımıza birer öpücük kondurdu.
"Kalkın bakalım benim güzellerim." deyince Lux'la beraber kalkıp aşağı indik. Lou da gelince güzel bir kahvaltı yaptık
"Tom ne zaman gelecek Lou?" dedim. Tom'la hiç tanışma fırsatım olmamıştı. Şirketi Kanada da olduğu için çok az gelebiliyordu.
"Ah sanırım yirmi güne gelecek. Seni görmeyi çok istiyor." deyince ağzımdaki lokmayı hemen yuttum.
"Bende onu, cidden merak ediyorum." deyip güldüm.
"Ha Lou bu arada ben bugün biraz alışveriş yapmaya gideceğim, ama önce kuaföre gidip ağda işlerini halledeceğim. Siz de gelsenize." dediğimde bana baktı ve üzgün bir ifadeye büründü.
"Şu an bana iyi gelebilecek en iyi şey olurdu ama Lux'un hastane kontrolleri var, genel." deyince hemen atladım.
"Bir sorun yok değil mi?"
"Tabii ki de hayır, sadece aşılarına baktıracağız."
"Gelmek isterdim ama ben öyle şeylerden pek hoşlanmıyorum." diyip irkildim. Küçük bebeklere yapılan şeylere dayanamıyordum. Benim şuan şaşırdığım şey ise Lux'un bizi sessiz sakin dinlemesiydi. Çoğu bebek hastaneye gitmek istemediği için kandırarak hastaneye gidilirdi.
"Sorun değil tatlım. Madem beraber çıkarız ve seni kuaföre bırakırız. Hem sen nereye gideceğini bilmiyorsundur, seni arkadaşıma götürürüm." diyince başımı salladım ve onayladım.
"Çok iyi olur."dedim ve kahvaltıya devam ettim.
Kahvaltıdan sonra biraz televizyon karşısında keyif yaptık ve randevu saatleri gelince hazırlanmak için yukarı çıktık. Odama gidip, dolabımın karşısında dikildim. Ah, ne giyeceğim? Havaya baktım ve karar vermeyince telefondan hava durumuna baktım. Yağmurlu gösteriyordu. Bu yüzden desenli bir tayt ve üstüne hafif bol bir kot gömlek giydim. Dünkü botlarımı giydim ve yağmurluğumu aldım. Biraz makyaj yapıp odadan çıktım. Aşağı indiğimde hazırlanıp çıktık. Lux'u koltuğuna yerleştirdim ve ön koltuğa oturdum. Yaklaşık on dakika da kuaföre gelmiştik.
"Paran var mı tatlım?" diyince güldüm.
"Limitsiz bir kartım var Lou." dedim.
"Ah doğru, işin bitince biraz ileride bir alışveriş merkezi var. Oradan alışveriş yapabilirsin. Ve Katherine işin bittiğinde beni ara ve seni alayım." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Best Thing I Never Had »» HS
Diversos❝Sen sahip olamadığım en iyi şeysin. Daha sana sahip değilken seni nasıl kaybedebilirim?❞ © Tüm hakları saklıdır.