İyi okumalar!
⭐⭐⭐
Jessica'nın ağzından;
Lou bir saat içinde gelmişti. Benimle bir şey konuşacağını söyledi ve şimdi onun banyodan çıkmasını bekliyordum. Lux uyumuştu.
"Geldim canım." diyen Lou ıslak saçlarıyla yanıma oturdu.
"Bir problem yok değil mi?" diye sordum.
Gülümsedi.
"Yok tatlim, sadece bana kızabileceğin bir şey var." dediğinde endişelendim. Benim ona kızma ihtimalim varken ne kadar da rahattı. "Lux Tom'u çok özledi ve Tom da öyle. Bu yüzden Tom pazartesi ve cuma arası için bize bilet almış." dediğinde bunda neye kızacak birşey olduğunu düşündüm.
"Bu güzel bir şey. Hem gezmiş olursunuz." dedim bulamayınca.
"Ama sen yalnız kalacaksın." dedi ve yüzünü düşürdü. Eliyle omzumu okşadı.Gözlerimi devirdim.
"Lou ben on sekiz yaşındayım. Evde dört beş gün yalnız başıma yaşayabilirim." dediğimde başını öne eğdi. Bu ifadeyi biliyorum!
"Çok geç tatlım. Liam'a çoktan senin evde yalnız kalmandan hoşlanmadığımı söyledim. O da seni burada asla yalnız bırakmayacağını söyledi. Şey yani beş gün onlarla kalacaksın." dedi.
Biri beni bıçaklar mı? Ne!
"Ah, hayır ben orada kalamam." dedim ve o saniyelik kısımda gözümün önünden o beş günün bana nasıl cehennem olacağını düşündüm. Gözlerimden bir film şeridi gibi geçiyordu.
"Özür dilerim benim hatam. Annen bu yaptığımı duysa kesin beni öldürürdü."
Gerçekten yapardı. Beş erkekle aynı evde beş gün yaşamak mı? Evet, evet öldürürdü.
"Ben burada kalsam?" diye sordum. Kendi başıma duracak yaşıma gelmiştim. Bu saçmalık. Başını olumsuz anlamda salladı
"Kendi başına kalmana göz yumamam." dediğinde benim düşüncem tam olarak 'Burada kalmam daha da güvenli' idi. Özellikle Harry, o geceden sonra daha ne yapabilir tahmin bile edemiyorum. "Hem Liam'ın ne kadar korumacı olduğunu benden daha iyi biliyorsun." dedi. İyice gerildim.
"Ben bilemiyorum yani-"
"Pekala o zaman gitmiyorum. Hata bende daha gelmenin üstünden bir hafta geçmiş. Seni yalnız bırakıyorum. Haklısın."
Böyle deyince kendimi kötü hissettim. Kabul etmekten başka bir şansım varsa söyleyin.
"Hayır hayır. Siz gidiyorsunuz ve bende Liam'a gidiyorum." dedim pes ederek. Burada zaten misafirim ve benim triplerim yüzünden bir küçük kızı babasından ayırmaya hakkım yok.
"Emin misin?" dedi. Başımı salladım. Bana doğru gelip başımdan öptü.
"Harikasın." deyip hemen yukarı çıktı. Bende yavaş yavaş yukarı çıktım. Odama gittim ve eşyalarımı topladım. Yarın okuldan sonra geçerdim ya da sabah Lou'dan beni bırakmasını isterdim. Hem okula da gitmek istemiyorum. Lou'nun odasına geçtim ve okula gitmesem olur mu diye sordum. Sorun olmayacağını söyledi. Gerçi yine erken kalkacaktım, uçakları saat ondaydı. Beni sekizde falan bırakırdı herhalde.
~
"Katherine hadi tatlım gitmemiz lazım."
Lou'nun tatlı sesiyle gözlerimi araladım. Ne sabah mı oldu? Uyku bana gerçekten yetmemişti.
"Tamam kalkıyorum." diye mırıldandım. Başını salladı ve çıktı.
Hemen duşa girdim ve suyun cildime işlediğini hissedince mutlu oldum. Ama fazla zamanım olmadığı için hemen çıktım. Kot bir gömlekle siyah taytımı giyip, bavulumu aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Best Thing I Never Had »» HS
Acak❝Sen sahip olamadığım en iyi şeysin. Daha sana sahip değilken seni nasıl kaybedebilirim?❞ © Tüm hakları saklıdır.