22.Bölüm: Aşk Sarhoşu

2K 84 27
                                    

⭐⭐⭐

Jessica'nın ağzından;

Sabah uyandığımda lanet ettim. Benim sonsuza kadar uyumaya dair bir umudum vardı. Hayallerimden sıyrılıp duş almaya gittim. Hızlıca bir duşun ardından deri tayt ve kazak geçirdim üstüme. Rahat ve şıktı. Saçlarımı da toplayıp aşağıya indim. Liam kucağında Lux'la kahvaltı masasındaydı, Lou ise bardaklara portakal suyunu koyuyordu.

"Herkese günaydın." dedi ve hepsi karşılık verince gülümseyip Liam'ın yanına oturdum. 

"Bugün iyi misin tatlım?" diye tedirgin birşekilde soran Lou'ya döndüm.

"Evet Lou, teşekkür ederim."

"Evet çocuklar Lux ve benim çıkmam gerek. Bankada bir kaç işim var. Size afiyet olsun."

"Kahvaltı yapmayacak mısın?" dedim.

"Biz anne kız başbaşa dışarıda yeriz değil mi bebeğim?"

Lux'a göz kırptı.

"Evet anne."

Lou, Lux'u Liam'ın kucağından alıp bize döndü.

"Biz çıkıyoruz, buraları boşverin ben gelince toplayacağım. Öptüm sizi."

"Hoşçakalın."

Onlar kapıdan çıkınca Liam bana döndü.

"Cidden iyi misin?"

"İyiyim fakat Harry'i görmeye hazır değilim, sanırım."derken Son kısmı mırıldandım.

"Evde kalmanı söylerdim ama bunu er ya da geç yapacaksınız zaten." deyip portakal suyundan yudumladı.

"Evet." dedim ve Liam'ın gözlerine baktım. Şiş ve hafif kızarmışlardı. İyi uyuyamamış olsa gerek. Ayıcığım benim.

"Bak Jess sana dün de dedim beni dert etme, ben sadece senin iyiliğinden emin olmak istedim. Biraz korumacı olduğumu biliyorum ama senin yanındayım her zaman. Harry'le mutlu olacaksan sakın durma." deyince birden sarıldım. Çenemi omzuna yerleştirince oda öyle yaptı.

"Aslında sanırım kendimi yeni bir aşka hazır hissediyor muyum emin değilim. Aşık olduğumu biliyorum ama bunu hissettirmeli miyim bilmiyorum. Yani demek istediğim bu sefer emin adımlar atmalıyım. Tam olarak güvenmeliyim. Bir kez daha aptal gibi davranıp üzülmek istemiyorum. Harry'nin çapkın olduğunu biliyorum. Geçici bir heves olmadığımdan emin olmak istiyorum." dedim ve sesim fısıltıyla çıktı. Duydu mu diye endişe etmedim çünkü zaten kulağına yakındım.

"Seni anlıyorum bugün Harry'le de konuşacağım. Size karşı çıkmadığımı ne istiyorsanız yapmanız gerektiğini söylemeliyim." dediğinde afamı sallayıp gülümsedim ve ayrıldım. Kahvaltımızı yaptıktan sonra Liam beni okula bırakıp eve gitti. Dünden kalma üstünü değiştirecekti ve otobüse binmek zorunda kalmıştı. Bu yüzden ilk dersi kaçıracaktı ama o sorun etmedi. Okula girdiğimde Harry'i görmemek için tanrıya yalvarıyordum. Tam binaya girecekken arkamdan Amy'nin sesini duydum. Hemen arkama dönüp bahçeyi taradım. Harry yoktu.

"Hey Jess bekle."

"Hey Amy."

"Nasılsın, kamp nasıldı?"

"İyiyim Amy, kamp iyiydi. Senin gelememe sebebini Paul söyledi. Böbrek yetmezliğin varmış. Neden söylemedin?"

"Ah Paul, özür dilerim ama üstünde çok konuşmak isteyeceğim bir konu değil." diye omuz silkti.

"Haklısın üzgünüm."

"Üzülme, bu arada demek Paul'la sonunda tanıştınız."

"Ne demek 'sonunda tanıştınız'?" dedim kaşlarımı çatarak

Best Thing I Never Had »» HSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin