"Kafayı mı yedin oğlum sen?"
Poyraz'ın okuduğu mesajlara verdiği ilk tepki bu olmuştu. Savaş'ın düşünceleri ve davranışları arasındaki farklar o kadar fazlaydı ki şaşkınlıktan ne söyleyeceğini bilemiyordu.
Çünkü Sare'nin burada, bu kadar yakında olduğunu öğrendiği günden beri sürekli onu düşünüp manyak gibi onu anlatan arkadaşı sanki hiç tanımadığı birisiyle konuşurmuşçasına konuşuyordu kızla. Sevdiği, değer verdiği kızla.
Savaş, "Ne yapayım? Unutmuş beni. Unutmuş oğlum beni ya. Resmen anlasın diye çocukluğumu paylaştım hesapta hayvan gibi. Yine de anlayamadı, tanıyamadı." diye sesini yükselterek konuştuktan sonra ellerini saçlarından geçirdi.
Haklıydı. Kendisi bu kadar üzülürken, acı çekerken karşısındaki kişi onunla alakalı üzülmeyi bırak onu hatırlamıyordu bile.
"Üzülme be kanka anlatırsın her şeyi güzel güzel, konuşursunuz, hatırlatırız bir şekilde. Umut hemen kaybedilir miymiş böyle?"
"Hatırlatamayız."
"Niye?"
"Çünkü unutulmuş bir şeyi hatırlatmak o unutulmuş şeyin daha önce unutulduğunu değiştirmez." diye mırıldandı Savaş. Kupkuru bir sesi vardı.
Poyraz, dudaklarını birbirine bastırıp kafasını aşağı yukarı sallayarak arkadaşının sağ omzunu sıkıca kavradı, yanındayım demek gibi bir şeydi bu onun için.
Savaş'da dolan gözlerini sabitlediği çimenlerden çekip arkadaşına çevirdi ve sımsıcak bir şekilde gülümsedi.
"Yapacak bir şey yok Poyraz, ben gider uzaktan uzaktan izlerim onu, fark bile etmez varlığımı."
"Belki bir gün eder, ha?"
Olumsuz bir şekilde kafasını salladı Savaş, yıllardır biriktirdiği umutlarının hepsinin şu birkaç günde nasıl bu kadar sıfırlayabildiğine inanamıyordu.
Sanki yüksekçe bir binanın üzerinden kendini atmıştı Sare'nin izini ilk bulduğunda. O bina o kadar yüksekti ki düşmeye başladığı anda kendisini uçuyor zannetmişti hatta, sevinmişti. Yere çakıldığı anda anlamıştı ancak uçamadığını, kolu kanadı kırılmıştı birden.
Sare'den umudunu tamamen kesmişti.
Düşen birisinin tekrar uçabileceğinden umudunu kesmesi gibi.
Tam da o sırada karşısından geçen çoğunluğunun kızlardan oluştuğu arkadaş grubuna gözleri takılı kaldı.
Orda dikkatini çeken tek bir kişi vardı tabii ki...
Sare...
Komik olan şeyse buraya taşındıkları andan beri aynı yerlerde bulunuyor hatta çok yakınlarda oluyor olsalar bile onu bir kere bile görmemişti. Onu bulduktan sonra ise her baktığı yerde onu görüyordu. Şaka gibiydi.
"Çok seviyorum Poyraz lan."
Poyraz'da onun baktığı yöne doğru kafasını çevirdiğinde tahmin ettiği bir manzarayla karşılaşmıştı.
Zaten Savaş'ın bu kadar güzel baktığı başka kimse yoktu ki, arkadaşının masmavi gözlerindeki durgun dalgalar sadece Sare'yi görünce hareketleniyordu sanki.
"Valla bana söyleyecek bir şey bırakmıyorsun ki amına koyayım iki ucu boklu değnek senin şu durum resmen, nutkum tutuluyor."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
RAYİHA. |texting|
NouvellesKüçükken bana verdiğin sözlerin hiçbirinin şu an bir önemi yok, bunu biliyorum Sare. Ancak bir sorunumuz var... Küçük Savaş oyun arkadaşı Sare'yi geri istiyor. Savaş sevdiği Sare'yi geri istiyor. ♡ ♡ ♡ ♡ ♡ ♡ 17 Temmuz 2018 ♡