RAYİHA. |texting|

5

Tam karşısında elindeki telefonuyla ilgilenen en yakın arkadaşına baktı ilk olarak, sonra da yıllar önce gelen ve tek bir yudum bile almadığı kahvesine baktı.

Kahvenin soğuduğuna adı gibi emindi ama Sare'ye olan sevgisi asla ama asla soğumamıştı.

Çok saçma, diye düşündü önce, ondan uzakken bile ona bu kadar bağlanmam imkansız.

Sahi nasıl başarmıştı bu kadar büyük bir şekilde bağlanmayı ona? Küçükken beslediği umut tohumları nasıl bu kadar büyük ve köklü bir ağaç oluvermişti?

"Mesajı kesin atayım yani, değil mi?"

Poyraz, koyu kahve gözlerini oynadığı oyundan yalnızca bir saniye ayırıp arkadaşına baktı,

"Sana bunu yapman gerektiğini tam tamına bir ay önce, kızın hesabını bulduğunda söylemiştim zaten güzel kardeşim. Oyalanmayı kes de at şu mesajı artık, Ali Koç'u bu kadar beklemedim ben yemin ediyorum yahu."

Poyraz'ın verdiği bu tepki üzerine oturduğu koltukta dikleşmiş sanki karşısında bir silah varmışçasına ellerini kafasının hizasında yukarıya kaldırmıştı, hem telefonuyla ilgilenip hem de bütün bunları söyleyebilmeyi nasıl başarmıştı bu çocuk böyle?

"Salak salak hareketler yapmayı kes de at şu mesajı Savaş."

Ellerini aşağıya indirip kahvesinin yanındaki telefonunu aldı ve hesabına girdi. Poyraz haklıydı. Yapmazsa içinde kalırdı.

Sosyal medyayı daha önce sadece arkadaşlarını takip edip fotoğraflarını beğenmek için açmış, sıkılıp geri kapatmıştı ama Poyraz'ın ona haftalar önce sunduğu Sare'yi sosyal medyadan bulma fikriyle yeni bir hesap edinmişti kendine, takipçisi epey az ve profil resmi haricinde başka fotoğraf olmayan.

Onu tanıyacağını biliyordu.

"Ya tanımazsa bu kız beni kanka? Ne yapacağım sonra ben? Şu an bir umut yaşıyorum tamam ama ya o beni unuttuysa? O zaman bütün umutlarım gidecek, ne bok yerim?"

Poyraz bu sefer telefonunun ekranını kapatıp ters bir şekilde masanın köşesine yerleştirdi ve oturduğu yerde dikleşti, sinirlendiğinde böyle yapardı.

"Abiciğim kız ya manyak gibi seni düşünüp sana ulaşamıyorsa? Mesaj atmazsan bu sorularla sürünüp gidersin, hadi senin sürünmen önemli değil ama yanında beni de sürüyorsun amına koyayım yahu!" sağ eliyle göğsünü okşayarak devam etti, "Olmayan aşkımın ızdırabını çekiyorum senin yüzünden lan, sen atmazsan ben atarım o mesajı bundan sonra, söylemedi deme bak."

Savaş, Poyrazın gözlerinin içine dik dik bakıp cesaret almak istercesine buz gibi kahvesinden büyük bir yudum aldı, ne cesaretti ama, ve mesaj yaz butonuna tıkladı.

"Bu işin sonunda oturup bir köşede sessiz sessiz ağlayacağımı ve her şeyi unutacağımı söyleyip unutamayacağımı hissediyorum, şerefsiz herif beni çok büyük bok yoluna sürüklüyorsun ama mutlu olursam sana iskender ısmarlayacağım, unutturma."

"Sen bana İskender ısmarla Eros kılığına girip kızı tam on ikiden oklamazsam şerefsizim."

——————————————————

@barışay: daha önce hiç yarım bıraktığın bir şey oldu mu Sare? (15.36)

- - -

@saregnyy: Anlamadım? (02.04)

@barışay: diyorum ki daha önce hiç bir şeyi yarım bıraktın mı? (02.06)

@saregnyy: Olmadı da, ne bu böyle, sosyal deney falan mı? (02.07)

@barışay: sosyal deney mi? yoooo sadece küçük bir soru sordum sana cevapladığın için sağ ol ama galiba yanlış cevap verdin (02.07)

@saregnyy: Neyi yanlış verdiğim cevabın?(02.08)

@barışay: yarım bıraktığın şeyler var çünkü herkesin yarın bıraktığı bir şeyler vardır (02.08)

@saregnyy: Ne kadar güzel, ben bir ilkmişim o zaman. Çünkü gerçekten yarım bıraktığım hiçbir şey yok. (02.08)

@barışay: emin misin? küçüklüğünde falan da mı yok? (02.09)

@saregnyy: Bir insan küçükken neyi yarım bırakabilir ki en fazla? (02.13)

@barışay: yarım bıraktığın 'şey' bunu okusaydı üzülürdü (02.13)

@saregnyy: Yarım bir şey yok diyorum?(02.14)

- - -

@barışay: üzüldüm (02.54)

-

☁️

:(((((((((((((((((((((