Ellerini genç kızın elleriyle birleştirdiğinde kalbinin üzerindeki o anlamlandıramadığı ağırlığın kalktığını hissetti.Yıllardır orda olan ama bir türlü bulamadığı küçük mucizesi ellerinin içinde parlıyordu sanki ve kocaman gözleriyle ona bakıyordu.
Işığım diye boşuna demiyordu Sare için, o gittikten sonra kalbi karanlıkta kalmıştı çünkü ve ona aydınlığı verebilecek tek insan yine oydu.
"Sana şimdi bir şarkı söylemek isterdim gökyüzlüm ama sesim çok çirkin, sana bir şiir yazmak isterdim ama bütün duygularım parmaklarıma değil de gözlerime yüklenmiş sanki, yazamıyorum ama gözlerim anlatıyor her şeyi, belki kendim yazamam ama sana bir şiir okuyabilirim."
Üçüncü buluşmalarını yaptıkları parkta, her zaman geldikleri banka gelmişlerdi ve Savaş, yine Sare'nin dizlerine başını yaslamıştı ve ellerini tutuyordu.
Ama tek bir fark vardı, artık birbirlerini sevdiklerini biliyorlardı.
Sare ise hala yaşadığı olayların şokunu daha yeni atlatmış olduğu için gözünün önündeki kişinin Savaş olduğunu arada kontrol etmeden geçemiyordu.
Ya Barış ona yazdığında hiç cevap vermeseydi? Ya onunla hiç ama hiç konuşmasaydı veya buluşmasaydı? Sonsuza kadar ikisi de birbirleri için acı mı çekeceklerdi yani? Hem de bu kadar çok severken...
"Ben de sana şarkı söylerim o zaman, Barış'ım."
Barış'ım
Bütün vücudunun karıncalandığını hisseden Savaş, uzandığı yerden doğrulup Sare'yi uzun kollarıyla sarmaladı ve genç kızın ufak yüzünü boyun girintisine gömdü.
Ayrıldıktan sonra ise Savaş tam günlerdir ezberinde olan ve çok sevdiği şiiri okuyacaktı ki Sare onu durdurdu.
"Ben şu an şarkı söylemem, gitarım yanımda değil. O yüzden sen de okuma şiirini. Yarın tekrar buluşup öyle yapsak bu güzel şeyi olmaz mı?"
"Sen yeter ki iste ışığım, o zaman seni yarın da görebileceğim, ha?"
Hızlıca kafasını aşağı yukarı sallayan Sare, Savaşın bu mutlu yüz ifadesini görünce kalbinin ritmini kaybettiğini hissetti, şimdi gidip onu öpse ne olurdu ki?
Gözlerini kapattı ve kalp atışlarını düzene sokmak için kendine biraz zaman tanıdı, sonuçta yapacağı şeyden sonra daha da hızlanacaktı ve kalp krizi geçirmek için daha çok erkendi, daha Barış'ını yeni bulmuştu.
Kapalı gözleriyle beraber hızlıca Savaş'ın dudaklarına tüy kadar hafif bir öpücük kondurdu ve geri çekildi. Evet, tam da tahmin ettiği gibi kalbi sanki çıldırmış gibi hızlı atıyordu ve vücudundaki bütün kan yüzüne hücum etmişti.
Peki ya Savaş?
Savaş az önce yaşanan üç saniyeyi beyninin içinde sonsuz döngüye almıştı ve hareket dahi etmeden o üç saniyeyi tekrar tekrar gözünün önünden geçiriyordu.
Barış ve Sare tekrar birbirlerini hatırlamışlardı.
Onlar ayrılmazlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RAYİHA. |texting|
KurzgeschichtenKüçükken bana verdiğin sözlerin hiçbirinin şu an bir önemi yok, bunu biliyorum Sare. Ancak bir sorunumuz var... Küçük Savaş oyun arkadaşı Sare'yi geri istiyor. Savaş sevdiği Sare'yi geri istiyor. ♡ ♡ ♡ ♡ ♡ ♡ 17 Temmuz 2018 ♡