Namütenahi

153 31 81
                                    

Bölüm 14;

"Namütenahi"

Ruhum ortadan ikiye yarılmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ruhum ortadan ikiye yarılmıştı.

Sağ kolumdan tutan düşünce, özgürlüğün ta kendisiydi, yalvarıyordu; artık rahatlıkla kelimeleri sarf edebilmek için, huzuru iliklerine kadar hissetmek için, yaşamın tadını normal bir şekilde dilinde gezdirmek için yalvarıyordu.

Sol kolumdan tutan düşünce ise bencillikti, o da tüm gururunu ayaklarının altına alıp benimle aynı boya gelerek yalvarıyordu; ona teslim olmam için, seçimlerimizi insanlığa bırakıp yanlışlardan kaçmamız için, huzuru insanlarda değil kendimde aramam için, kendi amaçlarım uğruna yaşamam için, her şeyi sadece var oluşumdan ötürü yapmam için yalvarıyordu.

Bir taraf daha ağır basıyordu ve sinsi bir yılan edasıyla belimi kıvırarak oraya doğru çekiliyordum. Bunu fark eden diğer taraf, daha da çok asılıyordu ve tüm hislerimi adeta sökmek için çabalıyordu.

Bir çığlık firar etti dudaklarımın arasından. Bu tamamen hayali bir durumdu, aksi taktirde bakışlarını duvara sabitleyerek öylece oturan Miran Azad, oturduğu yerden sıçrayarak üzerime atlaması gerekirdi. Her şey son derece olağan bir sakinlikte ilerlerken, zihnim tuzla buz olmuş bir kent gibi kayıplar veriyordu.

Her kaybın yakarışı, ruhuma bir hançer saplıyordu.

Miran, sessizce oturduğu yerden kalktı ve bana bakmadan merdivenlere yönelirken içimde ona beslediğim minnet duygusu, kollarını kalbime çevreleyerek sımsıkı sardı. Sevgiyle bütünleşen kalbim, minnettin huzuruyla zirveye doğru adımladı.

Saatlerdir bakıştığım defterin içindeki düzgün el yazısı, okumam için kıvranıyordu lâkin zirveye adımlayan kalbim gözlerini kapatarak kör muamelesi yapıyordu.

İliklerimize kadar hissediyorduk, her satırdan firar eden duygular sonumuza imza atacaktı.

Sertçe yutkunarak, satırlarca devrilen uzun yazıya baktım. Yabancısı olduğum el yazısı, anneme aitti. Örnek aldığım kadın, hayatımı borçlu olduğum kişi ve kalbimin şu an atmasının en büyük nedenine. Tanıdığımı sandığım ama aslında son derece yabancısı olduğum kişiydi.

Buğulu bakışlarımın hedefi harfler oldu. Kaçmanın bir anlamı yoktu, bu son kaçınılmazdı.

Benim küçük meleğim.

Güzeller güzeli Kırmızım.

Yaşama sevincim, seni karnımda hissettiğimde nüksetmişti. Sana sevgimi dile dökmediğim için o kadar pişmanım ki...ama bunun bir çaresi varsa bile yapacak cesareti kanımda hissedemiyordum. Ama bilmelisin, Kırmızım; seni her şeyden çok seviyorum.

Dudaklarımı deftere yaklaştırıp satırları öptüm. "Ben de seni çok seviyorum, anneciğim."

Yıllar sonra, hatta şu an neden bu satırlarını okuduğunu merak ediyorsun, değil mi? Anlatamam Kırmızım, beni anla olur mu? Sadece şunu bilmeni istiyorum; pes etme, daha kötü anlar gelecek ve dibinde dibi olduğunu göreceksin.

Kırık KadehlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin