Dünyadaki cennet

1.8K 128 102
                                    

Multiye kalbimi bıraktım, bakmadan geçmeyin ♥♥

16 Mayıs 1632

Alec:

Tişörtümü hızlıca çıkarıp yana attım ve Magnus'u hızlıca ağaca doğru ittim.

"Hmm, kasların çok güzeller. Onları daha güzel hale getirebilir miyim?" Deyip elini tenimde gezdirdi Magnus.

"Tabii ki yapabilirsin." Deyip sakince onun tişörtünü kavradım ve yukarıya doğru çektim. Dudaklarını omzumdan çekmediği için tişörtü yukarı sıyırmakla yetinmiştim.

Bir süre omzumu öpmesine izin verdim. Daha sonra sakince onu itip tişörtünü üstünden sıyırıp almıştım.

"Çok sıcak hissediyorum." Dediğinde dudaklarımı sakince dudaklarına yönlendirdim.

"Ben de öyle hissediyorum."

Belini sakince okşarken dudaklarına dudaklarımı kapadım ve sakince onu öpmeye başladım. İkimizin tenleri de birbirine sürtünmeye başladığında kendimi kaybediyor gibi hissetmiştim.

Yavaşça onu bacaklarından kaldırıp kucağıma aldım ve bedenini sertçe ağaca çarptım. Bunu yapmamla ikimiz de inlemiştik.

"Bir karar aldım Magnus." Deyip sakince boynuna indim. "Senin doğum gününde ileri aşamaya geçsek nasıl olur hah?"

"3 ay var doğum günüme." Dedi gülerek. "Benim için uygun. Beklemeye alıştım ben."

"Benim için de uygun."

"Zaten... alabileceğim en güzel hediye de sensin." Deyip omzuma bir öpücük bıraktı. "Bunu kanıtlamış oluruz."

"Ben de öyle düşünüyorum."

Tekrar boynuna gömüldüğümde bana sıkıca tutundu ve düşmemek adına bacaklarını belime daha çok sardı.

Hafifçe ona sürtünüp kendimi ona bastırdım. Bundan ikimiz de ölümüne zevk alıyorduk.

"Bir kez daha yap şunu." Deyip tırnaklarını sakince omzuma geçirdi. Ben de ikinci kez ona sürtündüm.

"Sanırım iyi durumda değilim." Deyip elimi tuttu ve kasıkları üstüne yerleştirdi.

"Böyle ufak temaslardan bu kadar çabuk etkilenmen..."

"Kapa çeneni Alexander! Ayrıca ufak temas filan da değildi ve eminim benden daha kötü durumdasındır."

"Belki..." deyip yavaşça pantolonuma elimi attım. "Şu fazla kıyafetlerden kurtulalım önce."

Onu kucağımdan indirip pantolonumu çıkardım ve onun da çıkarmasını bekledim. Hemen sonra ikimiz de şortlarımız ile kalınca onu tekrar kucağıma almıştım.

"Ne istersiniz Magnus bey?"

"Şu yaptığın harekete devam etsen çok iyi olur."

"Buna mı?" Deyip ona tekrar sertçe sürtündüm. Bunu yapmamla dişlerini sıkmıştı.

"Tam olarak buna." Deyip bacakları ile beni kendine daha çok çekti. "Aslında... keşke şu şortlar da olmasa..."

"Şimdilik o şortlar olsun bence." Deyip ona tekrar sürtündüm. Artık konuşacak bir halde olmadığı için başını geriye yaslayıp inlemekle yetinmişti.

Kalçalarına elimi koyup onu yukarıda tutmaya çalıştım ve yavaş bir tempoda yukarı ve aşağı doğru sürtünmeye başladım. Kasıklarımı bazen onun kasıklarına bastırıp sertçe inlemesini sağlıyordum.

It's a Long StoryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin