It's a Long Story

Şeytanın oğlu

Seksten sonra boşluğa düştüm amk yazmak çok zor snsnsmme

10 Mart 1633

Magnus 19 Alec 18 yaşında

Alec:

"Izzy iyisin güzelim, birazdan hekim gelecek."

Izzy'nin bir haftadır ateşi vardı ama dünden beri ateşi artmıştı ve gece boyunca da ateşi düşmemişti. Annem çok telaşıydı ve başından bir saniye ayrılmıyordu.

Babam kasabaya hekim getirmeye gitmişti. Ben de Izzy'nin yanına uzanmış ona destek oluyordum.

"İyiyim abi ben, sadece biraz ateşim var işte."

Magnus da birkaç gündür demirci dükkanında kalıyordu. İşler çok yoğundu ve eve gelememişti.

Ama eğer Izzy'nin ateşi devam ederse ona haber verecektim. Büyüsü ile bir şeyler yapabilirdi.

Kısa zaman sonra babam yanında bir hekim ile eve geri geldi ve babamla ben dışarıda beklerken hekim odada annemle kalıp Izzy'i tedavi etmeye başladı.

"Ateşi hiç düştü mü oğlum?"

"Hayır baba ne yazık ki düşmedi." Dedim stres yüzünden bacağımı sallarken.

Çok geçmeden annem ve hekim kadın odadan çıktılar ama hekim kadının yüzü pek de iyi gözükmüyordu.

"Kızınız öyle basit bir hastalığa yakalanmamış. Malaria hastalığına yakalanmış."

(Malaria= sıtma hastalığı. O zamanın şartlarında oldukça kötü bir hastalık)

Duyduğumuz şeyle hepimiz korkuyla titrerken kadın ümitsiz bir şekilde bize baktı.

"Tedavisi olmadığını biliyorsunuz değil mi?"

"Ne demek tedavisi yok? Bir şeyler yapmayacak mısınız?"

"Buna yapabileceğim bir şey yok. Nadiren hastalar hayatta kalabilirler ama bu çok küçük bir ihtimal."

"Onu hayatta tutacağız." Dedim sinirle. "Bunu yapacağım. Ne pahasına olursa olsun."

"Rahatlatıcı birkaç şey söyleyip ateşinin düşmesi için birkaç tavsiyede bulunacağım hepsi bu. Daha fazlası elimden gelmiyor."

Kadın sözünü bitirdikten sonra ben hızlıca kapıya yönelmiştim.

"Nereye Alec?"

"Magnus'u getireceğim. Bu şekilde elim kolum bağlı halde duramam."

...

Atla hızlı bir şekilde Magnus'un demirci dükkanına geldiğimde Peter ile demirleri dövdüğünü görmüştüm. Umursamadan içeriye girdim.

"Magnus benimle gelmek zorundasın hemen."

Eliyle alnını sildi ve bana baktı öylece.

"Sorun ne?"

"Sorun Izzy, durumu... kötü ve senin gelmen lazım."

Magnus hızlıca üstündeki önlüğü çıkardı ve Peter'a "Gitmem lazım." Diyerek yanına geldi.

"Tamam, işleri birazcık tek başıma idare edebilirim sanırım."

Magnus başını onaylar şekilde sallayıp benimle birlikte dükkandan çıkmıştı.

"Sorun ne Alec?"

"Bugün hekim kadın geldi ve Izzy'e Malaria teşhisi koydu."

"Ne? Ama o hastalık ölümcül bir hastalık."