2 Şubat 1630
Alec 15 Magnus 16 yaşında.
Magnus:
Dudaklarımı sakince Alec'in dudaklarından çekip son kez dudaklarına bir öpücük bırakmıştım.
"Dudakların kızardı." Dedim parmağım ile dudağına yavaşça dokunarak. "Fazla mı sert öptüm?"
"Sanırım biraz." Deyip dudağını yaladı ve sonrasında dudağının kenarındaki ıslaklığı parmağı ile sildi. "Ama güzeldi."
Bacaklarını oturduğumuz kayadan aşağıya sarkıtıp sallamaya başladığı zaman utandığını anladım.
"Kısa tuttum ama." Deyip çenemi omzuna yasladım ve boynunu öptüm. "Uzun tutunca ileriye gitmekten korkuyorum."
"Uzun tutmamalıyız." Deyip başını bana çevirdi. "Hava karardı, eve dönmemiz lazım."
"Biraz daha kalalım. Evde benden uzak duruyorsun, evde resmen seni özlüyorum."
Dudaklarımı yanağına bastırıp bir süre dudaklarımı yanağında tuttum.
"Annem yemek yapmıştır, geç kalırsak soğuk yemek yeriz."
"Umrumda mı sence?" Deyip yüzünü kendime çevirdim. "Son kez beni öpersen gideriz."
"Çok doyumsuzsun."
"Öyleyim, şimdi beni öp." Dediğimde gülmüştü. Sonrasında dudaklarını dudaklarım üstüne bastırdı.
Bunu yaptığı anda derin bir nefes aldım ve dudaklarını sertçe çekiştirmeye başladım. Başını geriye verip "Sakin ol biraz." Dedikten sonra tekrar dudaklarını dudaklarım üstünde dolaştırmaya başladı.
Bu sefer daha sakin davrandım ve onu daha sakin öpmeye çalıştım.
Bir yandan da elimi onun koluna indirip kolunu sertçe sıkmıştım.
Hafifçe inleyip geriye çekildi ve elime baktı.
"Tırnaklarını geçirmedin bu sefer." Dediğinde gülmüşüm.
"Sen kas mı yapmaya başladın? Önceden parmaklarım kolunu daha rahat kavrıyordu."
"Her gün spor yapıyorum bunu sen de biliyorsun."
"Ben de demirci dükkanında o kadar ağır işler yapıyorum ama hala zayıf kalmayı başarıyorum."
"Bu halini seviyorum ben senin." Deyip bu sefer o benim boynumu öpmüştü. Ah işte en sevdiğim kısım bu.
Bunu her zaman yapmıyor ama yaptığı zaman o kadar iyi hissettiriyor ki...
"Bunu çok seviyorum." Dediğimde benden uzaklaştı ve parmağını boynum üstünde yavaşça gezdirdi.
"Her zaman yapmam biliyorsun."
"Biliyorum, yine de çok seviyorum işte."
...
Demirci dükkanındaki işim bittiğinde hızlıca dükkandan çıkıp eve doğru gitmeye başlamıştım.
Yolda giderken gördüğüm bir çiçek bahçesinden bir çiçek çaldım ve çiçeği cebime attım. Çok kötü bir insanım ben. (AJSJAKLSKW)
Aksam yemeğinden önce eve vardığım için şanslıydım çünkü Maryse harika bir yemek yapmıştı.
"Paramı aldım Robert." Deyip cebimden paramı çıkardım ve birazını kendime alıp gerisini Robert'a uzattım. "Maaşımı yine arttırdı, çok fazla çalışıyormuşum."
Neredeyse Robert'ın aldığı paranın yarısından fazla para alıyordum ki bu çok fazlaydı. Bu sayede evdeki durumumuz çok iyiydi. Kötü olan yerleri onarmış ve evi daha yaşanır bir hale getirmiştik.
"Artık ben de çalışsam diyorum baba." dedi Alec yandan seslenerek. "Magnus 15 yaşına girdiği zamandan beri çalışıyor ama ben hala bir işe girmedim."
"Senin çalışmanı istemiyorum Alec. Şu an durumumuz gayet iyi öyle değil mi Robert?"
"Evet öyle."
"Sen benim fikrimi sormamıştın Magnus, şimdi de benim fikrime karışma."
Ona 'bunu yalnızken konuşuruz.' bakışı atıp masaya oturdum. Ama Alec konuşmamakta ısrarcıydı.
"Ne yani, Magnus yapabilir ama ben yapamaz mıyım?"
"Söz veriyorum, sen 16 yaşına gelince sana da bir iş ayarlayacağım. Ama Alec, sen Magnus'tan daha geç olgunlaşıyorsun. Magnus daha 13 yaşındayken sorumluluk alabilecek bir kafadaydı ama sen daha geç bunun farkına vardın. Yalnızca biraz daha bekleyelim olur mu?"
"Yeterince olgunlaştığımı düşünüyorum. Ayrıca bedenen Magnus'tan daha büyük gösterdiğimi hepimiz biliyoruz."
"Yeter Alec!" Dedim birden sinirlenip. "Robert 16 yaşına girince ayarlayacağını söyledi. Bu ısrar niye şimdi? Çok mu meraklısın gün boyu çalışıp yorgunluktan bayılmaya? Ben alıştım ve artık yorgunluk çekmiyorum ama senin aynısını yaşamanı istemiyorum henüz. Zaten sürekli avlanıyorsun, eve yeterince katkın var. Gelip şu saçma ısrarından vazgeç."
"Çocuk avutuyor gibi konuşuyorsun."
"Çünkü çocuk gibi davranıyorsun. Izzy senden daha olgun davranıyor."
Alec bana ve masadakilere sinirle bakıp "Ben aç değilim." Diyerek masadan kalkmıştı. "Size afiyet olsun."
Hızlıca odasına girdiğinde oflayarak başımı geriye attım.
"Onunla konuşsam iyi olacak."
"Çok fazla üstüne gitme Magnus." Dedi Maryse elimi tutarak. "Sadece... senin gibi olmak istiyor hepsi bu."
"Elimden geleni yapacağım." Diyerek masadan uzaklaştım ve odaya giriş yaptım.
Alec yatağa öylece uzanmış bir halde tavanı izliyordu.
"Çok mu kızdın bana?" Dedim kapıya yaslanarak.
"Ben çocuk gibi davranıyorsam niye benle birliktesin. Benden daha olgun birisini bulabilirsin bence."
"Alec sen yaşın gibi davranıyorsun. Ben bunu yapamıyorum çünkü yaşadığım şeyler beni genç yaşta olgun olmaya itti."
"Bunu bu şekilde söyleyebilirdin, Izzy ile kıyasladın beni hem de ailemin gözü önünde. Öpeceğin zamanlarda yeterince olgun oluyorum ama işe gireceğim zaman çocuğum öyle mi?"
"İşe girmeni istemiyorum. Yorulmanı istemiyorum. İki katı fazla çalışırım gerekirse ama senin yorulmanı değil yapmayı istediğin şeyi yapmaya devam etmeni istiyorum. Ok ile avlanmakta çok iyisin. Bunu meslek haline getirebilirsin mesela. Avladığın şeyleri satabilirsin. Kendini bu yönde geliştir."
"Sen demircide zorunlu olduğun için çalışıyorsun."
"Hayır, bir şeylerle ilgilenmeyi istediğim için çalışıyorum. Ayrıca büyüm işime yarıyor ve fazla yorulmuyorum bunu sen de biliyorsun."
"Sence cidden çocuk muyum hala?"
"Öyle değilsin." Dedim başımı önüme eğerek. "Hadi içeriye dönelim, yemek yememiz lazım."
"Ben aç değilim."
"Sen yemezsen ben de yemem." Dediğimde bana sinirli bir bakış attı. Sonrasında oflayarak yataktan kalktı.
"Beni nasıl ikna edeceğini biliyorsun."
Kapıya yaklaştığı zaman onu hızlıca tuttum ve dudaklarına bir öpücük bıraktım. Sonrasında gelirken cebime koyduğum çiçeği çıkarıp ona uzattım.
"Bu sana." Dedim gülerek. "Ayrıca... senden başkası ile olmayı aklımın ucundan bile geçirmem. Sakın bunu bir daha dile getirme."
"Sen de beni sinir etme o zaman." Deyip saçımı öptükten sonra benden uzaklaştı ve kapıyı açıp odadan çıktı.
Az hasarla bunu da atlattık sayılır. Yani umarım öyledir.
...
Tripli Alec candır annsmsksk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
It's a Long Story
FanfictiePeki Magnus ve Alec küçük yaşta tanışmış olsa onları nasıl bir hikaye bekliyor olurdu?