Merhaba bu bölüm kısa oldu. Ama inşallah seversiniz. Yeni bölüm yakında gelecek.
HARRYGözlerimi havalimanındaki kalabalıkta gezdirdim. Bu kalabalık beni eskisi gibi heyecanlandırmıyordu. Bu kalabalık bana yalnızlık veriyordu. Birazdan özel uçağımıza binip bu ülkeden gidecektim. Herkesin olduğu bu ülkeyi bırakacaktım. Aslında gideceğimiz ülkelerde bir sürü arkadaş edinmiştim. Şimdi eski dostlarla buluşma vaktiydi. Eskiler ve hiç eskimeyenler.
"Neyin var senin?" Biri kolumu dürtekledikten sonra düşüncelerimden uzaklaştım.
Louis'e omuz silktim. "Ella geleceğini söylemişti."Aslında tüm derdimin ve üstümdeki durgunluğun nedeni buydu. Sabah işe gitmeden önce beni yolcu etmek için havalimanına geleceğini söylemişti. Tabii şimdi ortalıkta yoktu orası ayrı. Louis bana şakasına omuz attı.
"Hadi ama Har ben buradayım."
Sesini Ella'a benzetme şekline seslice güldüm.İşte o sıra kahkahalarımı bölen bir ses duydum.
"Harryyyy!"İşte o an ortaya bir aşk şarkısının sesi yayıldı. Sadece şaka yapıyorum. Şaşkınca sesin geldiğe yere doğru baktım. Ella koşuyordu ama tek değildi zavallı Colin'in elini tutmuş ve onu da çekiştirmeye çalışıyordu.
Louis'in "Hadi yine iyisin." dediğini duydum ama cevap veremeyecek kadar sarhoştum. Bana doğru koşan güzel bayan hırpalanmış gözüküyordu. Sonunda önümde durduğunda nefessiz kaldığını gördüm. Colin ve Ella önümde eğilmiş nefeslerini ayarlamaya çalışırken kendimi gülmekten alamadım. İkisi de çok tatlı gözüküyordu. İkisine de uzun kollarımla sardım.
"Kızlaaar!"
Ella başını omzuma yerleştirdi. Hala nefesi hızlıydı olmasaydı onu öperdim. Colin boyumuza gelsin diye kucağıma aldım ve yanağına bir öpücük kondurdum.
"Niye geç kaldınız?"
Daha yeni kendilerine gelebilmişlerdi. Ella dudağıma küçük bir öpücük kondururken birkaç flaş patladı. Ne şans ama!
"Off!" diye hırladı. Hiçbir zaman gazetecileri sevmemişti.Colin kucağımda inmek için hareketlendi. Onu yere bıraktığında Zayn'e doğru yürümeye başladı.
"Zayn'i sevdi."
Kaşlarımı çattım."Ella şöyle yakıştırmalar yapma!" Omuz sikti.
"Ne yaptım ki?"
Gözlerimi devirdim. Kollarımın arasından çıktı. Elleri yavaşça boynumdan düştü.
"Neyse iyi yolculuklar."Güldüm. Uzun parmaklarımla yüzüne düşmüş siyah saçları kulağının arkasına sıkıştırdım ve eğilip onu öptüm. Bu kalabalık havalimanında işte şimdi kendimi yalnız hissetmiyordum. İşte şimdi her şey bir anlam kazanmıştı. O ve benim dudaklarım buluşmuşken mutluydum ben. Ben onla mutluydum. Onsuz bu kadar insanın bir anlamı yoktu. Onu istiyordum. Dudaklarımız ayrıldığında bana sıkıca sarıldı. Kollarımın arasından çıkmasını istemiyordum.
"Harry gitmeliyiz."
Yavaşça ondan ayrılıp arkama baktım. Zayn,Colin, Louis, Niall, Liam hepsi bizi gülerek izliyordu. Ella'a döndüğümde kızarmış olduğunu gördüm. Tekrar ona sarıldım.
"Ihh! Rezil olduk."
Güldüm. "Hayır sadece aşık olduk."
"Çabuk dön olur mu?"
Sesinin titreyişi beni ağlatabilirdi.
"Senin için her zaman döneceğim."
"Benim için." diye fısıldadı.
"Skype açmalısın. Belki bana stipriz yapabilirsin." Her zaman arsızdım. Kafama bir tane vurdu.
"Çok arsızsın."
"Senin için."
Güldü. Kollarımdan çıktı. Eli yavaşça yüzümü buldu.
"Gitmelisin."
Çarpık gülüşümle güldüm. "Beni kovuyo musun?" Yüzünü buruşturdu. "Biraz daha konuşursan seni eve geri götürmek zorunda kalacağım."
Dudaklarımı alnına dokundurdum.
"Seni seviyorum."
"Seni seviyorum."ELLA
Saçımı ayna karşısında bir kez daha düzenledim. Harry'le yapacağım skype konuşması için hazırlanıyordum. Aslında bu konuşmaya o gittiği günden beri hazırlanmaya çalışıyordum çünkü laptobun icadından haberim olsa da bir laptobum yoktu. Aslında bulmak çok zor değildi. Harry adamlarını görevlendirip beni bir laptob sahibi yapması yarım saatini almıştı. Bazen böyle olabiliyor işte. Paranın gücü! Para kimdeyse güç ondadır. Telefonum çalmaya başladığında makyajım bitmişti. Tanrı aşkına kim gece yarısı onun için makyaj yapabileceğimi düşünürdü ki? Garip. Hala ona karşı hissettiğim olağanüstü duygulara alışamadım. Telefonu açmadan önce son kez kendime baktım.
"Harry?"
"Ella seni ne zaman göreceğim?" Sesi sabırsızdı.
"Iıı şimdi..."
"Seni özledim."Bilgisayara açıp, skype oturumumu açarken biraz daha konuştuk. Ardından birbirimizi gördük.
Kıvırcık saçları yeni uyandığını gösterecek şekilde dağılmıştı. Dövmeleri gözler önündeyken çığlık atmamak için büyük bir uğraş içine girdim. Yüzüne güneş ışığı vuruyordu.
"Bunu bilerek mi yapıyorsun?" Sesi pürüzlü çıktı ve ben karıncalanma hissettim."Neyi?"
"Biraz daha eğil."
"Ne?"
"Göğüslerin-"
Konuşmasını kestim. "Harry lütfen."
Gözlerini ovuşturdu."Sadece rüyalarımda her gece beraberiz."
Sessizce güldüm. Ona Romeo karaktıeri yakışıyordu. Seviyordum ama fazlasını beceremiyordu. Onun içinde bir yerlerde futbol izlerken küfür eden taraf vardı ve ben o tarafı daha çok seviyordum. Kavgalarımızı asla özlemiyordum ama arada bana kızmasını bağırmasını özlüyordum.
"Sadece bir rüya."
"Güzel bir rüya."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çıldırtan Aşk 2-(Harry Styles)
Roman d'amourGökyüzünden bir yağmur damlası onun rahmine düştü. O bunu en başından beri sevdi. Her şeyin yoluna gireceğini düşündü. Sevdiği adam ve ona benzeyen bir çocukla bunu düşünmemek imkansızdı. “Seni çok seviyoruz Mercimek.Ihm. Mercimek biraz garip oldu...