MERHABA YİNE KISA DİYECEĞİNİZ BİR BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM AMA BİLİRSİNİZ Kİ BENİM UZUN YAZDIĞIM ZAMANLAR ÇOK AZDIR :D YORUMLARINIZ VE VOTELARINIZ İÇİN GERÇEKTEN TEŞEKKÜR ETTİM. BU BÖLÜMDE BEKLİYORUM YİNE.
İTHAFENLER;
caradelevingne13-yagmurtemel-Poncirikcupcake-BlackStarMelekx-JTismine-HARRYMMM-ohmayharreh-bayanisabellastyles-gleekeylul-Heqiw_1D-mdnemzlm-Laura_Styles_Forever-baykuscuk-GarryBaby-HaNa_StyPayHorLikSon-Hannah_izabel-swiftielfin-BadGirlStylesss-asamininsaclari5-neslihan_celebi
HEPİNİZE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİİİM =)
BU BÖLÜMDE DE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM
Louis beni otel odasına bıraktığında sabaha karşıydı. Hava neredeyse aydınlanmak üzereydi. Biraz sarhoştum ve ne yapacağımı bilemez haldeydim. İçeri girdiğimde camın kenarında oturan adamı gördüm. Gözleri aniden bana çevrildi. İçerisi loş ışıkla aydınlanmıştı. Telaşlı gözüküyordu. Hiçbir şey demeyip yatağa adımladım ve üstümdeki pis kıyafetleri umursamadan kendimi yatağa bıraktım. Uykum vardı ve üzgündüm. Vermem gereken bir karar vardı. Bu geceyi düşündükçe midem ağzıma geliyordu. Midem birkez daha bulanınca yatakta doğruldum ve ağzımı kapadım. Ne kadar içtiğimi bile bilmiyordum. Louisin getirdiği tüm içkileri ben içmiştim biri hariç. O sadece bir tane içmişti. Daha çok beni konuşturmaya çalışmıştı. Başarabilmiş miydi? Belki evet. Yani en azından bu gece ki planlarımızı-bozulan planlarımızı- anlatmıştım. Kendini gülmemek için sıktığı zamanlar gözümün önüne geldi ve sessiz diye düşündüğüm bir küfür ettim. Yeterince sessiz değilmiş demekki Harry hemen atıldı.
'İyi misin?'
Başımı salladım.'Hem de çok. Hiç bu kadar iyi olmamıştım.'
Bir an sessizleşti ve ben verdiğim tepki için üzüldüm. Yanına gidip ona sarılmak istiyordum. Başını karnıma yaslamasını ve beni sevdiğini söylemesini istiyordum. Mide bulantımı ve baş dönmemi yoksayarak ayağı kalktım. Onun yanına adımlarken beni izliyordu. Camın kenarındaki koltukta oturuyordu. Yanına yaklaştım. Bir süre sadece birbirimize baktık. Sonra ben ona sarıldım. Başını karnıma yaslamasını sağladım. Bunu bekliyormuş gibi kollarını belime sardı ve ayakta durmama izin vermeyip beni kucağına oturttu.
'Ben bu gece mahvettiğim için çok özür dilerim. Böyle olmasını istemezdim. Sen gelince benden uzak durur diye düşünmüştüm.'
Başımı salladım. Gözlerim kırmızı dudaklarına takıldı. Kırmızı ve dolgun dudakları. Öpülesi kırmızı ve dolgun dudakları.
'Bundan sonra duracağına eminim yoksa onu yolacağım.'
Sessizce güldü ve alnıma bir öpücük bıraktı. 'İşte benim kızım.'
Bu cümle bana başka bir enerji yollarken titredim. Hadi ama! Bundan mı tahrik olmuştum. Kesinlikle sarhoştum.
Midem yanma hissi gösterirken onu yoksaydım ve başımı Harry'nin omzuna koydum. Gözlerim yavaşça kapanmaya başlamıştı. Şimdide sızacaktım. Ne eğlenceli bir akşamdı ama!
'Uyumalısın yarın eve geri döneceksiniz. Dinç kalkmalısın.'
Başımı iki yana salladım. 'Dönmeyeceğim.'
Gözleri kocaman açıldı ve beni dikleştirdi. 'Turneye benle mi devam edeceksiniz?'
Başımı salladım. Mutluluktan bir kahkaha attı.'Tanrım! Ella seni seviyorum.'
Aslında bende ona seni seviyorum demek isterdim ama o an ona sevgimi içimdekileri dökerek vermek daha mantıklı geldi ve bende oturmadığım dizine doğru kustum. Daha demin mutluluktan kahkaha atan Harry küçük bir çığlık attı.
'Tanrı aşkına Ella! Dizime kusacak kadar benden nefret mi ediyorsun?'
Bense cevap vermek yerinde midem rahatladığı için Tanrıya şükrettim.
*
Harry beni yıkadıktan sonra kendimi havlularımla yatağa bıraktım. Saat sabahın beşiydi ve biz uyumamıştık. Daha kötüsü anca yeni ayılabilmiştim. Harry banyodan çıktığında hala boxerlıydı. Üstündeki tişörtü de kirliler arasına atmıştı anlaşılan. Zaten pantolonuna kustuğum için kullanılamaz haldeydi.
'Ella ıslak durma hasta olacaksın!' diye uyardı. Bense onun kusursuz bacaklarını izliyordum ve biraz üstündeki sarı boxerını. Neden renkli boxer giydiğini bilmiyordum ama ona çok yakışıyordu. Çok iyi gözüküyordu.
Gözlerimi onu süzmekle görevlendirilmişti. Önümde eğildi. Bavulun içinde bişeyler aradı ve buldu ardından bana döndü ve tam yanıma oturdu. Bense bu sürede hep kusursuz vücudunu izledim.
Yanıma bıraktığı çamaşırları işaret etti. 'Bunları giy.'
Omuz silktim ve doğruldum. 'Sen giydir.'
Gözlerini devirdi ve üstümdeki havluyu bedenimden çekti. İşte o zaman çırılçıplak karşısında kaldım.
Bir daha seni yıkamak zorunda kalırsam bu kadar kolay kurtulamayacaksın.
Beni yıkarken dediği cümel aklımda yankılandı. Vücudumu süzen gözleri parladı ama sonra bu yaramazlıktan vazgeçip sütyenimi aldı.
'Kollarını uzat bakalım.'
Kollarımı uzattım ama sütyeni giymek için değil. Onun boynuna sardım ve dudaklarımı çenesinin altına bastırdım. Yeni çıkan sakalları dudaklarıma battı.
'Ella.' diye uyardı beni.
'Kolay kurtulmak istemiyorum, cezalandır beni.'
Harry'nin yutkunma sesini duydum ve tam yemek borusunun geçtiği yere bir öpücük bıraktım. Ardından ellerim sıkı kollarına geldi. Onları yavaşça sıktım ve geri yatması için ittim ama direndi.
'Sarhoşsun yarın beni öldürürsün.'
Başımı iki yana salladım. 'Çoktan ayıldım ben.'
Gözleri çıplak bedenimi süzdü ve yatağa sırt üstü düşerken beni de üstüne çekti. Islak saçlarımı bir omzumda topladı. Kalbim pır pır etti. İşaret parmağı yanağımda gezindi ve ben dokunuşu karşısında erimek istedim. O kadar hafif dokunuyordu ki gözlerimi kapadım. Dokunuşu yavaşça devam etti. parmakları dudağımda durdu.
'Seni çok özledim özellikle dudaklarını.' Mesajın alındığını anlaması için gülümsedim. Çıplak bedenimin çıplak vücuduyla bileşmesi etkilerini göstermişti bile.Yavaşça çenemi kavradı ve daha ne kadar bileşebilirsek beni iyice kendine çekip dudaklarımı öptüm. Yavaş bir öpücüktü. Benim dişlerimi fırçalamamı söylemişti ama kendi dişlerini fırçalamamıştı. Tadı viski gibiydi. Tatlı ama acı. Ağır bir viski tadı. Beni biraz daha yukarı çekip elleri kalçalarımı sıktı. Üstünde yüz üstü uzanıyordum resmen. Bacaklarımı iki yana ayırıp yavaşça kendini bana doğru itti. Onu hissettim. Elinin teki hala kalçamdayken diğer eli bedenlerimizin arasından boxerına gitti. Yavaşça güldüm ve dudaklarından geri çekildim.
'Şşh acele etme koca oğlan.' dedim ve elini aramızdan çekip parmaklarımızı birleştirdim. Bir süre daha onu öptüm. Tadı beni sarhoş edebilirdi.
Dudaklarım yavaşça boynuna indi. Orayı yavaşça ısırdım ve kızarmasını sağladım. Küçük sesler çıkardı. Dudaklarımı biraz daha aşağı indi ve göğüsüne öpücükler indirirken midesinin üstündeki kasları ıslak öpücüklerle geçtim. Göbek deliğini geçip kasık tüylerine geldiğimde nefes nefeseydi. Hala el ele tutuşuyorduk.Ellerimi ondan çekip boxerına getirdiğim de kısık sesini duydum.
'Dudaklarını çok özledim.'
'Onlar da seni özledi sevgilim.'
Yavaşça sarı boxerını aşağı çektim ve onun derin bir nefes aldığını gördüm. Dudaklarımı üst kısmını bastırdıktan sonra onun özlemini çektiği şeyleri yaptım. Bir süre ismimi söyleyip durdu. Bana durmamı söyleyene kadar ona sevgi gösterim devam etti. Doğrulup üstüne oturduğum da inledi.
'Hadi!' dedi ama onu biraz süründürmek istiyordum. Onun sertliğine sürtündüm ve sesleri çıkarmasını sağladım.
Daha çok dayanamayacağını anladığında doğruldu ve beni geri itip istediğini aldı.
*
Uyandığım da ağır bir cisim üstümdeydi. Arkamdaki vücut kendini bana sarmıştı ve çok sıcaktı. Başı hemen yanağıma dayalıydı. Kıvırcık saçı benim alnıma düşmüştü. İster istemez bu hali gülümsememi sağladı. Uzun zamandır yan yana uyumuyorduk bile. Kulağımın altına değen dudaklarla irkildim.
'Günaydın aşkım.' Pürüzlü sesi beni güldürdü. Ona doğru dönüp şekilli dudaklarını öptüm. Yarı açık gözleriyle bana güldü. Çıplak göğüsü sıcacıktı. Oraya biraz daha yaklaştım ve farketmemesi için yavaşça kokladım. Dudaklarını alnıma bastırdı.
'Seni çok ama çok çok çok çok seviyorum.' Pürüzlü sesi beni güldürdü ve kalbim pır pır attı. İŞTE BENİM KOCAM!! HAHAHAHA! KISKANIN PİSLİKLEER!
'Bugün hangi ülkeye gideceğiz?' diye sordum ya da gidecek miydik?
Bana gözlerini devirdi. E normal cevap vermemiştim. Güldüm ve onu biraz uzun sürecek bir şekilde öptüm. O dudakları özenle öptüm. Sırt üstü kendini bıraktığında yavaşça üstüne çıktım. Hala çıplaktım ve biraz utandım ama umursamadan onu öpmeye devam ettim.
'Seni seviyorum.' diye fısıldadım dudaklarımı ondan ayırdıktan sonra. Yavaşça beni üstüne uzanmam için çekti.
Dün akşam olanlar aklımdan geçti. Ne yapılması gerektiğini bilmiyordum. Yani o kıza da bir yerde acıyordum çünkü bunu aşk sanıyordu onunki takıntıdan başka bişey değildi. Bunu o kıza hatırlatmak lazımdı. Neyin ne olduğunu ne yapılması gerektiğini bilmesi gerekliydi. Ya yapılması gereken bir konuşma vardı yada yolunması gereken saçlar. Bunu kız belirlerdi.
Harry'nin telefonu çaldı. Çocuklar bizi güzel yatağımızdan çıkıp aşağıya kahvaltıya bekliyorlardı. Banyoya ilk kapan bendim. Harry'nin mızıklanmalarını dinlemedim ve sıcak suyun beni gevşetmesine izin verdim.
Kahvaltıya indiğimizde herkes bize bakıp gülümsedi. Loya dahil herkes buradaydı. Onun hala hangi yüzle burada olduğunu bilmiyordum ama onu yoksayacaktım umarım Harry'de öyle yapardı. Colin çığıl atıp Zayn'in yanından kalkıp bizim üstümüze doğru koştu. İlk Harry'e sarıldı sonra Harry'nin kucağındayken bana zıpladı. Ona sıkıca sarıldım.
'Sizi özlediim.'
'Bizde seni özledik bebeğim.' dedi hızla Harry bense Colin'e sarılmakla meşguldüm.
'Hah sonunda!' dedi Zayn derin nefes alırken. 'Sabahtan beri sizin adınızı sayıklayıp duruyor.'
Harry gururla sırıttı. Colin'in Zayn'i sevmesini kıskandığını biliyordum.
'Colin gerçekten mi?' diye sordum.
Colin omuz silkti. 'Sadece sizi özledim.'
Harry ona bir kez daha sarıldı. 'İşte benim kızım piçlere kanmıyor!'
Ona bir tane yapıştırdım.
Zayn gözlerini kısarak baktı.'Ella kanıyor galiba.'
Masadaki herkes gülerken Harry somurttu ve ben onları çocuğun yanında düzgün konuşmalarını söyleyerek uyardım. Lanet erkekler ve ağızları!
'Ee geceniz nasıl?' diye soru boşboğaz Louis. Bende diyordum ki o koca ağzını ne zaman açacaktı.
'Eğlenceliydi.' dedim gülerek.
'Evet üstüme kustuğunu saymazsak.' dedi Harry ve tüm masa-Loya hariç- güldü.
'Demekki gecenin şanslısı benmişim benim üstüme kusacak diye çok korktum.'
'Ne komik.' dedim gözlerimi devirirken.
Harry hızla yanağıma bir öpücük bıraktı ve ona sırıttım.
'Ama yemin edebilirim ki dünyada gördüğüm en seksi şey senin kusmandı bebeğim.'
Ve masadaki herkes bana gülerken Harry'e dirseğimle bir tane daha geçirdim.
Herkesin susmasının nedeni telefonumdu. Dexter arıyordu. Harry ismi okuduğunda gözlerini devirse bile masadan kalkıp dışarı doğru adımlarken telefonumu açtım.
'Efendim Dex?'
'Oo gezginci sonunda telefonunu açtı.'Arkadna Nora'nın gülme sesi geldi. 'Duyduğuma göre artık ülkeye dönmüyormuşsun.'
'Ne?'
'Yani bazı boşboğazlar öyle söylüyor.'
'Tanrım! Harry!' diye cırladım.
Yine güldüler.'Demekki yalan habermiş.'
Yutkundum. Ne diyeceğimi bilemedim. Onu yarı yolda bırakma fikri.
'Siktir!' dedi Nora.
'Doğruymuş.' diye ekledi Dex.
'Üzgünüm çocuklar.'
Biraz daha konuştuk. Dexter bana tanzimat vermeyeceği konusunda uyardı. Harry'nin hergün tehditlerini çektiği ve benim onu yarı yolda bıraktığımı söyledi. Tabii ki de espiri yapıyordu. Bu yüzden çok güldüm ve arkamda duran Loya'ı anca telefonumu kapatıp içeri girmek için döndüğümde gördüm. Bana baktı ve güldü.
'Konuşmalıyız.'YORUM YAPMAYI UNUTMAYIIIN =)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çıldırtan Aşk 2-(Harry Styles)
RomanceGökyüzünden bir yağmur damlası onun rahmine düştü. O bunu en başından beri sevdi. Her şeyin yoluna gireceğini düşündü. Sevdiği adam ve ona benzeyen bir çocukla bunu düşünmemek imkansızdı. “Seni çok seviyoruz Mercimek.Ihm. Mercimek biraz garip oldu...