Hey sis! Biliyorum geç geldi ama sadece bir güncük bölümden pek emin değildim. Okudukça anlayacaksınız ki bir daha ki bölüm ekşınlı olacak :D
Yorum yapan gergedancıklar =)
SelenatorAndHunter-Hazzangelsxo-Buketetin-directionerzyn-RuffRyders-Demmree-ZeynepSudeKarakas-Broken_Heated_LoveX-Zepguc-reyyanXOharry-buse2020-BeyzaUzmen-ZMSedef-merve_bozkurt-amywinehouse3ATLADIĞIM BİRİ VARSA ÜZGÜNÜM.
İYİ OKUMALAR.Bir öğürme sesi daha geldi tuvaletten. Nora midesinde ne varsa boşaltırken ses çıkarmasa olmuyordu sanki. Sinirlerim zaten bozuktu ve onun bu öğürtüleri benim midemi bulandırıyordu. Ayrıca Harry sorumu cevaplamamayı seçmişti. Dediklerini isteyerek söylemişti ama kesinlikle benden bişeyler sakladığını biliyordum. Bunu hissediyordum. Göz kaçırmaları susmaları... Bana gitme dediğinde eridiğimi hissettim ama pes edemezdim. Dediklerinin acısını hala çekiyordum ve ona da çektirmeye kararlıydım. Ben o dediklerinin hiçbirini hak etmemiştim.
Önümdeki alet suyun kaynadığını haber verir bir şekilde ses çıkardığında bardağa boşaltım ve içine kahve koydum. Acı kahve onu kendine getirebilirdi. Salona doğru giderken “Nora!” diye bağırdım. Merdivenlerden yalpalaya yalpalaya iniyordu.
“Sende benim kadar içtin sana neden bişey olmadı?”
Omuz silktim. “Sanrım Harry’nin dedikleri hazmetmemi sağladı.”
Kendini koltuğa bıraktı. “Bana barıştığınızı söyle.”
Onunla barışmak mı?
“Asla. Bir gergedan evde beslemem kadar imkansız.”
Nora gözlerini devirirken elimden bardağı aldı ve bir yudum içti ama hemen püskürttü.”Bu ne?” Koltukları sonra o silecekti.
“Kahve. Acı, ayılman için.”
Bardağı masaya tekrar koyarken koltuğa uzattı ve ayaklarını bacaklarımın üstüne koydu. Onun bu hareketini izlerken koltuktan aşağı ittim. Tabii ki düşmedi. Bana alayla gülerken gözlerini kapadı ve rahatlatıcı nefesler almaya başladı.
“Ne konuştunuz?”
“Hiçbir şey. Yani tek anladığım benden bişey sakladığı sence ne saklıyor?”
Nora birden doğruldu. “Ben bilemem Ella. Yatsam iyi olur. İyi geceler.”
Oturduğum yerden onun gidişini izledim ve o an onunda benden bişey sakladığını anladım.
-
Karşımdaki esmer adamı izledi. Acaba Harry’e onun hakkında yaptığım planı anlatsam ne tepki verirdi? Büyük ihtimal aptal olduğumu dahi iyi anlardı. Yani bugün psikoloğama bunu anlatmasam daha iyiydi. Umarım Harry’de ona bunu çaktırmazdı. O boşboğaz umarım ağzını tutabilirdi. Yoksa daha büyük yanlış anlaşılmalara sebebiyet verebilirdi.
“Soyadınız neydi?” diye sordu.
“MC Neill. Ya da Styles.” Doktor bana bıyık altı gülerken bende ona küçük bir gülümseme verdim. Ayağı kalkıp arkadaki dolaptaki dosyalara bakmaya başladı.
“Morgan, Green, Naught… Ah işte burada! Styles.”
Ona utangaç bir gülümseme verdim ve yerine oturmasını bekledim. Elindeki mavi dosyayı açtı ve en sondaki kağıdı incelemeye başladı. Ne olduğunu bilmiyordum ama dosyanın yanında adımın yazdığını gördüm.
“Oda ne?”
Gözlerini dosyadan çekti ve bana çevirdi. “Dosyanız.”
“Herkesin böyle dosyası var mı?”
“Evet her hastamın.”
Yani Harry’nin de var.
“Bende ne yazdığın okuyabilir miyim?”
“Hayır bu dosyaları sadece doktor okuyabilir.”
“Ama benim hakkımda yazıyor.”
“Ama ben yazıyorum.”
Ne kadar içinde yazanları merak etsem de pes ettim. Dosyayı adamın elinden alıp okuyacak halim yoktu. Büyük ihtimal benim deli olduğumu teşhis etmiş ve ne yapması gerektiğini düşünüyordu. Uzun parmaklarıyla ondan bir önceki sayfaya geçti. Pek memnun gibi gözükmüyordu. Bende ilerleme kat ettiğimizi düşünmüyordum.
“En son ne zaman kendine zaman ayırdın?”
Dikkatimi ona verdim.
“Nasıl?”
“Kuaföre gitmek gibi.”
Omuz silktim. “O kadar belli oluyor mu?”
Doktor güldü. “Hayır Ella sadece genel olarak dedim. O örnekti.”
Başımı iki yana salladım. Ağdayı bile düğünden bir gün önce yapmıştım en son.
“Tamam bunu bir ders olarak düşün ve kendine zaman ayır. Git ve eğlen.”
“Dün bardaydım ve Harry’de oradaydı. Dans ettik.”
Doktor beni dikkatle dinliyordu. Daha çok hislerimi öğrenmeye çalışıyordu ama bu konu hakkında benim bile bilgim yoktu.
“Karışık gözüküyorsun.” Dedi aslında bu kelime beni tanımlamıyordu ama onayladım.
“O pişman değil ama benden bişeyler sakladığı apaçık orta da.” Bir an durdum. “O sizce ne saklıyor?”
Omuz silkti. “Bunu ben bilemem.”
Hiç bilmiyormuş gibi gözükmüyordu. Hatta bildiğine emindim. O başka bir soruya geçerken aklımı kurcalayan şeyler vardı. Harry Ian’nın hastasıydı. O zaman Ian onla ilgili bir dosya tutuyordu. Ian Harry’nin benden ne sakladığını biliyordu ve o zaman o dosyayı ele geçirmeliydim.
Hastane çıkışı kendimi çok yorgun hissediyordum ama telefonuma bırakılmış bir mesajı es geçemedim. “Ella seni özlediğimi belli etmeliyim. Öğleden sonra ofisimde seni kahve içmeye davet ediyorum. Geleceğini biliyorum” Bayan Saul’dan gelen bu mesaj beni her ne kadar sinir etse de çünkü bilmem anladınız mı ama bir rica değil emir vardı. Kendimi onun bana yaptığı iyilikleri düşünerek sakinleştirdim ve paramı harcayamayacağımı düşünüp otobüse bindim. İlk ve son kez yaptığım bir hata olarak kaldı. Otobüs ağzına kadar doluydu ve inemeyeceğim korkusuyla şirketten iki durak önce inmiştim. Hava şaşırtıcı bir şekilde sıcaktı ve ben Bayan Saul’un kapısın çalarken ter içindeydim.
İçeri girdiğim ilk başta koltukta oturup dosyalara gömülmüş olan Harry’i görmedim çünkü Bayan Saul birden ayağı kalktı.
“Ah! Ella iyi misin? Sana ne oldu böyle?”
Gülümsemeye çalıştım ama gözüm Harry’e takıldı. Rahat bir tavırla içeri girip onun karşı koltuğuna kendimi bıraktım. Bayan Saul bana su doldururken nefeslendim.
“Sadece otobüsle geldim.”
Harry sırıtırken Bayan Saul’da ona katıldı.
“Görmeniz lazımdı. Ağzına kadar doluydu ve bende inemeyeceğimi düşündüm aslında bir durak önce inecektim ama şaşırdım iki durak önce indim ve yürümek zorunda kaldım.”
Bayan Saul elime soğuk suyu tutuşturdu ve bende hiç beklemeden içtim. Ben içerken “Taksiyle niye gelmedin?” diye sordu Harry. Su bittikten sonra teşekkür ettim. “Değişiklik olsun istedim.” Diye cevapladım. Bu benim en masum yalanım.
Harry başını iki yana salladı. “Sana dikkat etmeni söylüyorum ve sende otobüse mi biniyorsun?”
Ona gözlerimi kısarak baktım. Hah! Param olsaydı kesinlikle binmezdim. Bazıları milyoner değildi!
Bayan Saul bir tartışmayı engellemek adına yanıma oturdu ve ben cevap vermeden yeni bir konuya atıldı.
“Ee nasıl gidiyor?”
“İyi. Doktordan geliyorum. Sizin işler iyi mi?”
Bayan Saul derin bir nefes verdi ve kağıtlara gömülmüş Harry’i gösterdi. “Karışık. Yeni sekreterim her şeyi karıştırmış.”
“Kesinlikle bir komplo!” diye bağırdım gülerek. Harry’de bana güldü.
“Senden iyi olduğunu söyleyemem.” Dedi Bayan Saul ayağı kalkıp masasına ilerledi.
“Kahveleriniz şekerli mi?”
Harry ve bende onayladık. Kahvenin şekerli olması ikimiz içinde ortak yanlarımızdan biriydi. Harry dosyaları ayırırken alayla ona baktım. “Anlıyor musun?” diye sordum. Bilirsiniz o uyduruk kıçı kırık bir şarkıcı. İçimdeki gergedanın poposu biraz havada. Başını dosyalardan kaldırdı.
“Öğrenmeye çalışıyorum.”
Garipti. Yani bu şirketi benim için satın almıştı ama şimdi ben yoktum bile. Ne hayatında ne şirkette ama o burada devam ediyordu ve bir şeyler öğrenmek için mücadele veriyordu. Bense doktordan eve, evden doktora gidiyordum. Öğrenmek için çabaladığım bişey yoktu. Boştu.
“Harry baya bir ilerleme kat etti.” Başımla onaylamak yetindim. Onun hayatının nasıl devam ettiğini duymak istemiyordum. Zaten kahveyi içtikten sonra kalkacaktım.
Geri kalan zaman diliminde Harry yanımızda sadece yarım saat durdu sonra albümle ilgili bir işinin olduğun söyleyip gitti. Sanki dün benimle dans eden o değilmiş gibiydi. Garipti ve içimdeki gergedan ona kin beslemişti. Bayan Saul genel olarak oğlundan ve yeni gelininden söz etti. Kızı hiç beğenmemişti çünkü kız çok açık sözlüydü yani kısaca kraliyet ailesinden gelmiş gibi konuşmuyordu ama oğlu kıza aşık olmuş ve önümüzdeki bir ay içinde düğünü varmış. Davetliydim ne harika değil mi?
Bayan Saul Harry’nin konusunu bile hiç açmadı. Sadece beni özlediğini söyledi ve şirkette geri dönüp dönemeyeceğimi sordu. Kabul etmedim. Burada çalışmak en son isteyeceğim şeydi ve olmayacaktı.
Eve geldiğim de Nora yine bir spor kanalında futbol izliyordu. Tuttuğu takım yenildiği için oldukça kızgındı. Yanına gidip gitmemekte kararsız olsam bile onun yardımına ihtiyacım vardı.
“Selam.” Dedim yanına otururken.
“Doktor randevun erken bitecek zannediyordum.”
“Bayan Saul kahve içmeye çağırdı.”
Başını onaylar şekilde salladı.
Ona bunu nasıl diyeceğimi bilemiyordum. “Nora.” Dedim bana döndü. “Yardımına ihtiyacım var.”
Kaşları havaya kalktı ve merak ettiğini belli eden bakışlar attı. “Harry’nin dosyasını çalacağız.”
SINIR:+105 VOTE-+350 READ-+30 YORUMM
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çıldırtan Aşk 2-(Harry Styles)
Roman d'amourGökyüzünden bir yağmur damlası onun rahmine düştü. O bunu en başından beri sevdi. Her şeyin yoluna gireceğini düşündü. Sevdiği adam ve ona benzeyen bir çocukla bunu düşünmemek imkansızdı. “Seni çok seviyoruz Mercimek.Ihm. Mercimek biraz garip oldu...