2.BÖLÜM

653 78 16
                                    


Eylem'den

Bugün yeni okulumda ilk günüm. Onur'lar arkadaşlarıyla beni almaya geleceklerdi.

Kapı zili çalınca aynadan son kez kendime bakıp kapıya koştum. Kapıyı açtım. Onur,

"Hadi prenses, aşağıda bekliyorlar."

"Tamam. Çantamı alıp hemen geliyorum.

"Bekliyorum"

Odama girdim, çantamı alıp evden çıktım. Kapıyı kapatıp arkamı döndüğümde Onur doğrudan yüzüme bakıp,

"Hadi"

Dedi ve ilerlemeye başladı. Hemen kolunu tutup önüne geçtim. Bana şaşkınca bakarken tebessüm ettim.

"Kıyafetime kızarlar mı?"

Tek kaşını kaldırıp -Sahi mi?- der gibi baktı. Başımı onaylarca salladım. Gülümseyerek,

"Okul kıyafetimiz yok zaten herkes kafasına göre takılıyor."

Gülümsedim.

"Peki o zaman."

Gülümseyip saçımı karıştırıp, alnımı öptü.

"Abi hadi yaa! Geç kaliyoz"

Kıvırcık, sarı saçlı ve renkli gözlü bir çocuktu. Çok güler yüzlü olduğu belliydi. Direk yanıma gelip gülümseyerek işaret parmağını burnuma vurup,

"Sen prenses olmalısın"

Diyince Onur sinirlenip,

"Ulan!"

Diyip yumruğunu kaldırdı. İsmini bilmediğim çocukta kız gibi -tiz- bir çığlık atıp arkama saklandı. Bu hareketine kahkaha atarken Onur benim gülmeme gülümsedi.

"Bu kim?"

Diye sorunca kaşlarını çatıp önüme geçti. İki elini de beline yerleştirip,

"Bu kim mi?"

Diye sorunca, alt dudağımı dişlerimin arasına alıp Onur'a baktım. Onur'da beni kolunun altına alıp,

"Bak bu G ve D yani (Gereksiz ve Dengesiz)"

Ben kıkırdayınca ismini bilmediğim çocuk,

"Aşk olsun! Ya da olmasın. İstemiyorum bitsin. Hatta BİTTİ! TAMAM MI BİR DAHA BENİ ARAMA!!"

Diye bağırdı. Ve uzun olmamasına rağmen eliyle saçını savurup, kıvırtarak binadan çıktı. Ben şaşkınca Onur'a dönünce sabır dilercesine tavana bakıp, elini açmış birşeyler mırıldanıyordu. Bu haline gülünce kolumdan tutup dışarıya çıkardı beni. Karşımda Zeynep, Uygar, az önceki çocuk ve bir kız iki erkek daha vardı. Zeynep direk koşup bana sarıldı. Uygar olduğu yerde el salladı ve gülümsedi. Onur bana dönüp, az önce yanımıza gelen çocuğu gösterip,

"Bu gereksiz Oğuz"

Dedi. Oğuz bana gülümseyip, Onur'a bakınca az önceki tavrının aynısını koyup arkasına döndü. Onur da sabır dilercesine gökyüzüne baktı. Bir kişi hariç orada bulunanlar bu duruma kendi aralarında gülüştüler. Onur onlara sinirle bakınca herkes susu verdi. Onur kolumu hafifçe tutup,

"Bu Yalın."

Dedi. Yalın yanıma gelip elimi tuttu ve öptü. Bu hareketine Onur, Yalını itip küfür savurdu. Bense yüzümü ekşite bildiğim kadar ekşittim. Yalın, Onur'un "fazla" yaratıcı küfürlerine dayanamayıp kahkahayı patlattı. Onur daha fazla sinirlenip,

YİNE SEVEBİLİR MİYİM?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin