10. BÖLÜM

274 48 6
                                    


İyi Okumalar.


Alarmın o iğrenç sesiyle yine uyandım. 5dk. Daha uyusam sıkıntı olmaz heralde. Tam gözümü kapatıp rahat konumu bulmuştum yatağın ucundan sarkıyordum bence gâyet rahattı ki odanın kapısı aniden açıldı ve korkarak yere yapıştım. Kolumu, kolonun kenarına çarpmıştım.
Lanet olsun çok acımıştı...

"Yavrum hadi kalkmamışsın hâla"

"Kalktım sayende abla"

Kolumu tutarak banyoya ilerledim. Yüzümü yıkıyıp, dişimi fırçalayıp, dolabımın karşısına geçtim. Siyah şortu çıkarınca kulağımda adeta Boranın sesi çınladı

"Bir daha böyle kısa giyme"

Hahahah onu mu dinliycem?
Tabi ki hayır.

Dolaptan uygun birşeyler çıkarıp giyindim (multi) saçımı da yandan salaş bir örük yapıp salona geçtim. Kahvaltı hazır dı ekmek dilimi alıp üstüne nutella sürüp, ablamı ve Alişimi öpüp evden çıktım. Kulaklığımı zaten evden çıkmadan hazırlardım ki yolda bana sıkıntı çıkarmasın. Kulaklığımı takıp müziğimi açtım ve telefonu arka cebime koydum. Ekmeğimi yiyerek Onurlarla buluştuğumuz yere ilerledim. Sokaga girdiğimde herkes oradaydı hep geç kalırım zaten. Gelir gelmez,

"Sonunda be güzelim"

"Hele şükür"

"Sonundaaa"

Gibi şeyler söylediler benim tek yaptığım nutellalı ekmegimden bir ısırık daha almak oldu. Baran,

"Hadi ne duruyoz hâla?"

Diyip ilerlemeye başladı bizde arkasından. Elimdeki ekmek sayesinde bir türlü kulaklığımı çantaya koyamıyordum. Yanımda ki Oğuzu dürtüp ekmeği ona uzattım

"Kanka bunu tutuver ya bende kulaklığı çantaya koyayım."

"Oluuur."

Diyip ekmeği aldı eline çantamı açıp kulaklığı içine koydum. Telefonu da içine atacakken bildirim olduğunu gördüm. Tuş kilidini açıp mesaja girdim. Bilinmeyen bir numaraydı

Gelen:

Eylem abla eğer babanın yazlığındaysan kaç kurtar kendini Murat Abi oraya geliyor.

Demek düşmüş peşime ama bulamaz beni asla bulamaz. Oguz,

"Hoyordor konko?"

"Neden deve yutmuş gibi konuşuyon Oğuz?"

"Ne devesi be çikolatalı ekmek varken"

"Neee"

"Eline sağlık çok güzeldi."

Dudaklarımı ısırarak sinirle yüzüne bakıyorum. Bu ne biçim bişey ya

"Bi çikolatalı ekmek yedik allahtan gel ağzıma sıç!"

"Ağzına sıçiyim senin."

"Bende onu diyom gel sıç"

"Yat lan yat sıçacam"

Yüzüme masumca bakıp,

"Ben onu mecaz anlamda söyledim lan"

Sinirle soluyarak Oğuza bakıyordum o da masum olduğunu sandıģı bakışlarını bana yolluyodu Uygar gelip ben ve Oğuzun arasına girip, kollarımızdan tuttu,

"Ulan okulun önünde bas bas ne bağırıyosunuz?"

Parmağımla Oğuzu gösterip,

"Valla tüm suç onun."

YİNE SEVEBİLİR MİYİM?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin