7.BÖLÜM

268 50 6
                                    

İyi okumalar.

"Murat denen şerefsiz kim?"

"Kimse"

Diyerek kafasını başka bir yöne çevirdi. Bora, Eylem'in çenesinden tutup, kendine çevirdi.

"Eylem... Murat kim?"

Eylem, Bora'nın elini tutup itti,

"Seni ilgilendiren bişey yok!"

Bora sinirle homurdanmaya başladı Eylem'de sinirle Borayı omuzundan tutup itti. Boranın boşluğuna geldiğinden iki adım gerileyip, Eyleme sinirle bakmaya başladı. Eylem,

"Ne bana öyle bakıyorsun?"

"Bana cevap vermediğin için olabilir mi?"

"OF sanane ki seni ne ilgilendiriyo?"

"Ne demek ne ilgilendiriyo lan? Anlat çabuk!"

Eylem sinirle Boraya yaklaşıp işaret parmağını göğsüne vurarak,

"Senin sözün emrin altında ki adamlara geçer bana değil. Beni sakın onlarla bir tutma!"

Diyip, eve girdi. Bora sinirle saçlarını çekiştirip, duvara ardı ardına yumruklarını geçirdi. Ne yaparsa yapsın siniri geçmiyordu. Arabasına binip, kendine ait olan barlardan birine gitti ancak kafayı bulursa rahatlardı. Her zamanki masasına gidip oturdu. Garson hemen gelip, Bora'nın her zaman içtiği içkisini önüne koydu. Bora,

"Şişeyi getir."

Dedi. Garson korkudan sesini bile çıkaramıyordu kafasıyla onaylayarak şişeyi getirdi. Bora bardaktaki içkisini bitirip, bardağı sinirle yere fırlattı. Şişeyi eline alıp, içmeye başladı. İçtikçe daha çok hatırlıyordu Eylemin nasıl kendisine baş kaldırdığını. Etrafına baktı, birçok insan korkudan barı terk etmişken bazıları da korkudan kafalarını bile kaldırmıyorlardı. Bu kadar insana sözü geçiyordu da nasıl bir kıza sözü geçmiyordu? Sinirle derin bir nefes aldı bir anda Eylemin kokusu aklına geldi. O morfinden daha etkili olan kokusu...

Gözlerini kapattı. Hep onun kokusuyla nefes almak istiyordu. Gözlerini açıp, bulunduğu ortama baktı, yüzünü ekşite bildiği kadar ekşitti. Bu leş yerde olmaktansa kızının yanında olup, kokusunu ciğerinin en ucra köşelerine kadar çekmek istiyordu. Bir hızla ayağa kalkıp, bardan çıktı. Arabasına binip, kızının evine sürdü. Bora ne kadar ağır içkiler içerse içsin, ona pek işlemezdi sadece başı dönerdi ve kafasını bir yere koyup, uyumak isterdi. Şu an olduğu gibi. Eylem'in evinin önünde durunca hemen arabadan indi. Yangın merdiveninin önünde durdu. Kapıyı açmaya çalıştı ama kilitliydi. Kapının üstünden atliyip, 3. kata çıktı ne şans ki pencere açıktı. İçeriye girip, eve göz gezdirdi. Bir insanların evine gizlice girmediği kalmıştı, artık tamamdı. Ara koridorun ışığı yanıyordu. Salondan koridora temkinli adımlarla ilerledi. Sağ tarafında uzunca bir koridor vardı sonunda ise 3 oda sağ taraftaki kapının üzerinde kocaman bir süs vardı ve üzerinde "ALİ" yazıyordu sol kapıyı açtı, Eylemin yatağında uyuduğunu gördü. Yavaşça içeriye girip, kapıyı kapattı. Odaya şöyle bir göz gezdirdi. Sonra bakışlarını Eyleme çevirip, onu seyretmeye başladı. Odası onun kokusuyla dolmuştu. Eylem yatağının bir kenarında uyuyordu. Bora ayakkabısını ve tişörtünü çıkarıp, Eylem'in yanına uzandı. Ona sarılıp, kokusunu içine çekmek istiyordu ama belki uyanır diye sarılmayı bırak hareket dahi etmiyordu. Eylem birşeyler mırıldandı ve başını Boranın göğsüne koydu. Bora sırıtıp, kolunu Eylemin beline dolayıp, daha çok kendine yasladı ve doyuncak kokusunu içine çekti. Gözleri kendiliğinden kapanmaya başlamıştı bile şimdi uyumalıydı uyumalıydı ki, sabah Eylem uyanmadan gidebilsin.

YİNE SEVEBİLİR MİYİM?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin