24.BÖLÜM

167 41 10
                                    

İyi okumalar.

O gecenin üzerinden iki gün geçmişti ve yarın yola çıkılacak, herkes evine gidecekti. Herkes eşyalarını toplarken, Eylem ve Bora kahvaltı yapmak için dışarıya çıkmışlardı. Beraber kahvaltı yapıp, bir yandan da sohbet edip, gülüşüyorlardı. Bora'yı tanıyan biri onu Eylem ile birlikte görse onun hayatta yeraltı mafyalarının başı olduğuna inanmazdı. Onunlayken hiç olmadığı kadar içten gülümsüyordu. Eylem de en az Bora kadar mutlu ve huzurluydu...

-------------------------------------------------------

Kahvaltılarını yapıp, eve geçtiler. Kıvanç ve Zeynep birlikteydi. ve beraber valizlerini hazırlıyorlardı. Selin ve Onur da beraber valizlerini hazırlıyorlardı. Oğuz zaten üşendiğinden valizini hiç boşaltmamıştı. Baran da toplanmış,salonda oturuyordu.

-

Herkesin işi bitince salonda oturup, film izlemeye karar verdiler. Herkes oturmuş sessizce film izlerken kapı âni bir gürültüyle açıldı. Eylem korkuyla yerinden sıçradığında Bora yanında duran kumandayı içeriye hayvan gibi giren Uygar'a fırlattı.

"Niye böyle giriyosun bu eve lan?!"

"Abi kusura bakmayın ya Aylin benle kuzenimi cafe de gördü. Ondan bi an telaşla şeaptım."

Eylem heyecanla,

"Nasıl? Kız ona oyun oynadığınızı anladı mı?"

"Yok. Yani anlamamıştır diye umut ediyoruz."

Bora, Eylem'i biraz daha kendine çekti. Onur,

"Ulan otur da adam gibi anlat."

Uygar boş olan tekli koltuğa oturup,

"Abi şimdi biz kuzenimle buluştuk. Kahve içerken bi baktık yanımızda Aylin! Bize şaşkınca bakıyor. Kuzenim Allah'tan bozuntuya vermeden, 'Ne vardı?' Diye sordu. O da 'Siz arkadaş mı oldunuz?' Diye sordu. Bende gülümseyip, 'evet baktık zevklerimiz biri birine pek bi benziyo. Bizde dedik gel kanka olalım.'"

Zeynep,

"Eee o ne dedi?"

"Ne diyecek çekip gitti."

Onur,

"Oğlum, kızın âhını çok aldın. İnşallah başına birşey gelmez."

"Gelmez gelmez merak etme."

Olayı çok büyütmeden filmi açıp, izlemeye devam ettiler. Eylem, Bora'nın omuzuna başını yaslamış öylece film izliyordu. Telefonuna gelen mesaj bildirim sesiyle kafasını Bora'nın omuzunda kaldırıp telefonu eline aldı. Mesaj bilinmeyen numaradan gelmişti. Derin nefes alıp mesajı açtı. Mesaj da sabah Bora ile birlikte kahvaltı yaparken gülüştükleri bir fotoğraf vardı ve fotoğrafın altında şöyle yazıyordu;

"Bu sabah öyle içten gülüyordun ki içini kıskandım. İçin olmak istedim. Gülüşünden öpüyorum..."

Eylem sinirle soluyup, telefonu kapatıp masaya indirdi. Fazla sert indirmiş olacak ki ses çıkmıştı ve tüm gözler Eylem'e dönmüştü...
Bora,

"Ne oldu güzelim?"

Eylem arkadaşlarına bakıp,

"Yine ondan mesaj geldi."

Selin korkarak,

"Ayyy Murat denen adamdan mı?"

Eylem başını sallayarak onayladı. Bora,

"Ne yazmış şerefsiz?"

Eylem telefonu alıp, Bora'ya uzattı. Bora mesajı açıp okudu sinirle soluyarak telefonu indirip, ayağa kalkıp odasına çıktı. Eylem'de peşinden gitti. Oğuz gidip telefonu aldı ve mesajı sesli okumaya başladı.

"Bi fotoğraf var gençler. Eylem ve Bora abi kahvaltı yaparken altında da şöyle yazıyor; 'Bu sabah öyle içten gülüyordun ki içini kıskandım. İçin olmak istedim. Gülüşünden öpüyorum...'"

Baran,

"Şerefsiz!"

Diye soludu. Zeynep,

"Bu ne ya kız evlendi hâla peşini bırakmıyor. Üstüne üstük bir de gülüşünden öpüyorum diyor. Onursuz!"

Kıvanç, Zeynep'i biraz daha kendine çekip, saçlarına bir öpücük kondurdu.

---

Eylem, Bora'nın arkasından odaya girince odanın 2 dk. Da bâya bi dağıldığını gördü. Bu kadar kısa sürede nasıl dağıttı bu adam bu odayı diye düşündü içinden. Yanına gidip, Bora'ya sıkıca sarıldı. Bora da direk kollarını Eylem'in beline sardı. Eylem,

"Sinirlenme sevgilim. Bunun hesabını soracağız o pisliğe."

"Sinirlenmemek elimde değil. O şerefsizin senin adını ağzına alması bile beni sinir etmeye yetiyor."

"Haklısın ama sakinleşmelisin. Mesaj attığı telefondan nerede olduğunu sordurtsana. Belki buluruz."

"Sordurttum. Birazdan haber gelir."

Ve mesaj sesi geldi. Bora cebinden telefonu çıkarıp, mesaja baktı. Eylem,

"Ne oldu? Neredeymiş?"

"İmha etmiş. Nerede olduğu da nereden geldiği de yok."

Eylem, Bora'nın yüzünü avuçlayarak,

"Tamam. Sıkma canını bir daha ki sefere buluruz."

Bora,

"Bulucam."

Eylem gülümseyerek,

"E madem burdayız biraz baş başa vakit geçirelim."

Bora gülümseyerek,

"Nasıl?"

Eylem, Bora'ya doğru eğilince, Bora da, Eylem'e yaklaştı. Eylem, Bora'nın arkasında ki kitabı alıp, Bora'ya uzattı.

"Hadi bana bunu oku."

Bora tek kaşını kaldırıp,

"Ciddi misin sen? Kitap mı okuyacağız sana?"

Eylem sevinçle gülümseyip, başıyla onayladı.

Bora derin bir nefes alıp verdi, koltukta oturup, Eylem'i kendine çekti. Eylem rahat bir konuma girip, Bora'yı dinlemeye başladı...

 Eylem rahat bir konuma girip, Bora'yı dinlemeye başladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

----

Bâya geç olmuştu. Ama Eylem ve Bora farkına bile varmamışlardı...
Bora kalkıp, Eylem'i de kucağına aldı ve yatağa uzandılar. Sıkı sıkı sarılıyorlardı...
Eylem,

"Yarın dönüyoruz ha?"

"Evet. İşler birikti çok çalışmam gerekecek. Seni nasıl evde tek başına bırakacağım aklım almıyor."

"Nerde ki işler?"

"Şirkette."

"Hmmm. Sekreteriniz var mı Bora bey?"

"Evet."

"Güzel artık yok."

"Nasıl artık yok?"

"Şu andan itibaren yeni asistanınız karşınızda duruyor."

Diyince Bora gülmeye başladı. Eylem,

"Ne o beğenemediniz mi?"

"Çok beğendim."

Diyip, Eylem'i biraz daha kendine çekip, öpmeye başladı..

-Bölüm Sonu-

YİNE SEVEBİLİR MİYİM?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin