İyi okumalar.
BORA'NIN HAYATI
Nihal Hanım ve Harun Bey biri birilerini çok sevmiş ve evlenmek istemişler. Nihal Hanım, babası Volkan Beye Harun'la evlenmek istediğini söyledi. Volkan Beyde kızının can düşmanının oğluyla evlenmek istediğini duyunca çıldırdı. Kızını odasına kilitleyip, Harun Beyden bunun hesabını sormak için adamlarını toplayıp, evi bastı. Eve girince kimsenin olmadığını gördü. Elleri boş bir şekilde eve döndüğünde kızının odasına girdi ama kızı yoktu. Kızının yatağının üstünde sadece bir kağıt parçası vardı.
"Beni affet baba. Ben sadece sevdim..."
Sadece bir kağıt parçasıyla babasını bırakıp, sevdiği adamla başka bir şehre gitmişti. Nihal Hanım ve Harun Beyin orada Bora isminde bir çocukları oldu. Bora bir buçuk yaşındayken Volkan Bey onları buldu. Ama torununu görünce hiç bir şey yapmadan izledi. Bora üç yaşında iken Kıvanç isminde bir kardeşi oldu. Her şey çok güzeldi. Bora 15 yaşına gelene kadar... Bora 15 yaşındayken annesi ve kardeşiyle evde oturuyorlardı. Bir anda evi silah sesleri doldurdu. Nihal Hanım oğullarını alıp gizli odaya kapattı. Kendi de girecekti ki telefonunun yanında olmadığını fark etti. Telefonunu alması gerekiyordu kocasına haber verebilmek için. Oğullarını sıkıca tembihleyip salona geri döndü. Ama geç kalmıştı silahlı adamlar içerideydi. Nihal hanımın oracıkta canına kıydılar. Bora kardeşine sıkıca sarılmış, silah seslerinin kesilmesini bekliyordu.Silah sesleri kesilir kesilmez kardeşine dönüp,
"Kıvanç, bak kardeşim sen burada bekle ben hemen gelicem tamam mı? Hiçbir yere ayrılma buradan."
"Ama abi annede yok. Ben korkarım tek başıma burada."
"Yapma kardeşim, erkeksin sen. Erkek adam hiç korkar mı?"
"Korkar mı?"
"Korkmaz."
"Korkmuyorum bende zaten çünkü ben erkeğim."
"Evet kardeşim şimdi bekle, ben geleceğim tamam mı?"
"Tamam abicim. Ama annemi de getir tamam mı? O da senin gibi gelicem dedi, gitti ama gelmedi sen öyle yapma gel tamam mı?"
Bora'nın gözleri doldu sanki annesine bir şey olduğunu hissetmiş gibi...
"Gelicem kardeşim hiç merak etme. Hemen gelicem."
Dedi ve hemen salona koştu. Evde hiç ses yoktu. Yerde kanlar içinde hareketsiz yatan annesini görünce olduğu yerde durdu. Sanki bir güç onu olduğu yere çivilenmişti. Gerçekten ne kadar süre orada o şekilde durduğunu bilmiyordu. Bir şey yapmak istiyordu ama çivilenmişti işte adım bile atamıyor iken ne yapabilirdi ki yerde kanlar içinde yatan annesine? Bir anda kapı açıldı, babası gelmişti. Önce oğluna sonra yerde kanlar içinde yatan eşine baktı. Direk koşup, eşini kucağına aldı. Çoktan ölmüştü. Artık elinden hiç bir şey gelmezdi. Adam gözyaşları içinde sevdiği kadına sarıldı. Bora ise o gün ilk defa babasının ağladığını gördü. Annesinin taziyesinde ise şunu anlamıştı Bora, babası çok güçlü bir adamdı. Aynı depreme dayanıklı olarak yapılmış bir ev gibi. Ama annesi babasıyla olmayınca, tek depremde yıkılacak bir harabe...
Evet babası yıkılmıştı. Buna rağmen çocuklarına bunu belli ettirmemeye çalışıyordu. Bir anda taziyeleri bir grup adamla basıldı. Bora daha ne olduğunu anlamadan babasını kanlar içinde yede buldu. Kıvanç "Babaaa" diye bağırıp, babasına doğru koştu. Bora ise o adamın yüzünü beynine kazıdı. Babasını defnederken de bir yemin etti gözyaşlarıyla. Baba ve annesinin intikamını alacaktı. Ve hem kendine hemde anne babasına söz verdi bir daha ağlamayacaktı ve kardeşini sonuna kadar koruyup, kollayacaktı.
Bora 18 yaşına gelince lisesi bitti. 3 yıl boyunca hem okuyup, hem çalışıp, hem kardeşine baktı. Babası zengindi ve tüm parası ona kalmıştı ama babasının intikamını almadan asla o paralara elini sürmeyecekti. Zor olmuştu evet ama yapacak bir şey yoktu. 17 yaşında bir adamla tanıştı. Bir mafyayla... Ona tüm hayatını anlattı. Adam Bora'yı yanına aldı. Mafyanın hiç çocuğu olmuyordu bunun içinde Bora'yı oğlu yerine koymuştu. Adamın hastalığı çıkınca da avukatını çağırıp, vasiyet etti. Tüm mal varlığını Bora'ya bırakmıştı. Mafya öldü. Her şeyini Bora aldı. 19 yaşında intikam alacaktı planı çoktan hazırdı. 20 yaşında Volkan beyin mekanına saldırı düzenledi. Volkan bey hariç hepsini tek tek öldürdü. Onu tek bırakmıştı. Volkan bey odasında oturmuş bilgisayardan torununun, adamlarını öldürmesini izliyordu. Kimse kalmamıştı. Bora, Volkan beyin odasına girdi. Volkan bey kocaman olan torununa baktı, onun gözünde ki öfkeyi ve intikamı çok net görüyordu. Ayağa kalktı ve tam torununun karşısında durdu.
"Demek intikamını almaya geldin evlat."
Bora hiç sesini çıkarmadı. çünkü ona göre o adamla konuşmaya bile değmezdi.
"Konuşmayacaksın demek. Peki o halde hadi al intikamını."
Bora sırıttı. O sırada Bora'nın adamları ellerinde benzin bidonlarıyla girdiler ve her yere döküp, çıktılar. Bora, Volkan beyin gözündeki korkuyu görünce sırıtmasını genişletti. Volkan bey,
"Bak ben senin dedenim. İntikam alacaksan sık kafama olsun bitsin."
Bora hala gülümseyerek bakıyordu dedesine. Elbette biliyordu dedesi olduğunu.
"Biliyorum sevgili DEDECİĞİM. Ama böylesi daha iyi yanarak öl. Acı çek. Etlerinin dökülmesini izle. Ama bak şöyle bir durumda var, eğer şanslıysan bir bakmışız dumandan bayılmışsın. Bu kötünün iyisidir."
Dedi ve gülümsedi.Çakmağını çıkarıp yere attı ve dışarı çıktı. O çıkar çıkmaz adamları kapıyı kilitleyip, kapının alttan hava alacağı yeri havlularla kapattılar. İçeriden bağırma sesleri gelince sırıtıp orayı terk etti. Bora artık rahattı. İntikamını almıştı. Baba ve annesinin mezarının başına gidip, akşama kadar onlarla konuştu. Eve dönerken yine onu gördü hoşlandığı kızı. Bir müddet daha böyle devam etti. Bora artık hem babasının hem de baba gibi gördüğü adamın mekanlarının başına geçmişti. Henüz 20 yaşında mafyaların başıydı aynı zamanda hukuk bölümü okuyordu. Mafya başı olunca dostları çoğaldı ama düşmanları kadar değil. Birgün hoşlandığı kız ofisine girip önünde durdu ve kendisinden çok hoşlandığını, ona aşık olduğunu söyledi. Böyle başladı onların hikayesi. Birgün Bora ve genç kız, Bora'nın gece kulüplerinden birine gittiler ve Bora bir ilk yapıp çıkıp o kıza şarkı söyledi. Genç kızda onu canı gönülden dinledi. Sesi gerçekten çok güzeldi. Saat 12 olunca kulüpten çıktılar. Genç kız yürümek istedi. Bora'da ona ayak uydurdu. Bir anda önlerinden siyah bir araba ateş ederek geçti. Hedef belliydi. O kız ölmeliydi... Ve o adamlar hedefi tam ortasından vurmuştu. Kız hem kalbinden hem de alnının tam çatından vurulmuştu. Kız öldü ve Bora bir kez daha bir sevdiğini toprağa verdi.
"Yeter artık!"
Dedi kendi kendine.
"Artık kimseyi sevmiyeceğim..."
Artık herşeyini kardeşi Kıvanç'a adadı. Herkese sertti ama içi bir o kadar da yumuşaktı. Efsun ve bebeğine yardım etmişti bunu hiç bir mafya karşılıksız yapmazdı. Beş gence de kol kanat germişti. Onları kardeşi Kıvanç'tan ayırmamıştı. Şimdi ise ilk defa kendine verdiği bir sözü bozuyordu. Kalbi çok hızlı atıyordu. Onu tanımak istiyordu, hiç duymadığı o kokusunu içine çekmek istiyordu, saçıyla oynamak istiyordu. Kendi duyacağı bir şekilde konuştu."
"Eylem..."
"Bu kız canımı çok yakacak..."
Bölüm sonu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YİNE SEVEBİLİR MİYİM?
Teen FictionBir kadın... Bir psikopatın kendisine karşı olan takıntısından kaçıp, başka bir psikopata aşık olan... Bir adam... Kimseye güvenmeyen, sevdiği herkesi kaybetmiş, artık kimseyi sevmeyeceğine dair kendine söz vermiş fakat her şey onu görünce değişmiş...