Iyi okumalar.
Sonunda Eylem, Bora'ya, evine, arkadaşlarına kavuşmuştu. Oradan ayrılmadan önce Bora ve diğerleri evde Eylem'e ait olan her şeyi almışlardı. Eylem'in uyuduğu yatağın örtüsünü almışlardı hatta yerleri bile süpürüp, silmişlerdi. Bora, Eylem'in saç telinin bile bulunmasına izin veremezdi. Onu daha fazla orada tutmadı ve arabaya binip eve geldiler. Büyük bir sarılıp, hasret gidermeden sonra Eylem, Bora'ya banyo yapmak istediğini söyledi ve yukarıya çıkıp, banyoya girdi. Üzerinde ki sıfır kolluyu çıkardı ve aynadan kendisine bakmaya başladı.
Ne kadar da çökmüştü yüzü bu 3 günde!
Aynı şekilde 3 günde de Sertaç'dan birçok şey öğrenmişti. Mesela Bora ile beraber kahvaltıya gittikleri gün onları izlemişti. Ve eve gittikleri zaman Sertaç dayanamayıp Eylem'in telefonuna mesaj atmıştı ve telefonu imha etmişti. Bunları Eylem'e anlatırken attığı mesajı kelimesi kelimesine tekrar söylemişti;"Bu sabah öyle içten gülüyordun ki içini kıskandım. İçin olmak istedim. Gülüşünden öpüyorum..."
Demişti. Sonra Eylem'e biraz daha yaklaşıp,
"Senin içini kıskanan bir adam, seni hergün başka bir adamı öperken, sarılırken ve onunla uyurken izledi. Sen bunun nasıl bir his, nasıl içini yakan bir ateş olduğunu biliyor musun?"
Sonra sesli bir kahkaha atıp,
"Nerden bileceksin ki? Sen kimseyi sevemezsin!"
Eylem de durmayıp bağırlmıştı.
"Ben kocamı seviyorum. Bora'yı! Ve ondan başka hiç kimseyi sevmiyeceğim."
Eylem bunları daha fazla düşünmek istemedi. Yüzünü iyice sıvazladı ve pantolonunu çıkardı. Kirli sepetine atarken, cebinde bişey hissetti. Tekrar pantolonu eline aldı ve cebini karıştırdı. Bir kağıt buldu düzensis bir yazıyla yazılmış.
İliğime, kemiğime islemiş gibi.
Canımda, damarımda pıhtılaşmış bir ur gibi aşkın...
İlacın yok, dermanın yok...
Kaçmak istemediğim, kaçmaya hiç niyetlenmediğim bir aşk hapishanesinde tutukluyum sanki. Ben sana böyle delice sevdalı iken, senin bana karşı değil ona karşı birşeyler hissetmen ve karnında ondan bir parça taşıman beni bitirse de sen bana değil, ona aitsin. Onunla ve bebeğinizle birlikte uzun yıllar gecirmeniz dileğiyle.
Sen mutlu ol, ben zaten mutlu olurum...Sertaç...
Gözleri şaşkınlıkla aralanmıştı Bu notu ne ara yazmış, ne ara cebine koymuştu? Kendi kendine;
"Tabii ya ben kaçtıktan sonra yazdı beni bulunca da bir fırsatını bulup cebime koydu."
O sırada banyonun kapısı tıklatıldı. Kapının ardından Bora'nın sesi geldi.
"Eylem? Eylem iyi misin güzelim?"
Eylem kapıyı açıp Bora'yı kolumdan tutup, banyoya cekti. Bora Eylem'in yüzüne endişeyle baktı.
"Noldu güzelim, iyi misun?"
Eylem elinde ki notu Bora'ya uzatıp,
"Bu notu cebimde buldum."
Dedi. Bora katlı olan kağıdı açıp, notu okudu. Her kelime kaşlarının sinirle çatılmasına sebep oluyordu. Okumayı bitirince buruşturup, bir kenara fırlattı kağıdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YİNE SEVEBİLİR MİYİM?
Teen FictionBir kadın... Bir psikopatın kendisine karşı olan takıntısından kaçıp, başka bir psikopata aşık olan... Bir adam... Kimseye güvenmeyen, sevdiği herkesi kaybetmiş, artık kimseyi sevmeyeceğine dair kendine söz vermiş fakat her şey onu görünce değişmiş...