gökyüzüm siyah olsa da

2.3K 218 113
                                    

Yeniden.

Gelmiştim. Ah hayır, zorla buraya getirilmiştim. Çantayı tutan elimi sıkabildiğim kadar sıktım. Avuç içime kazınan tırnak izlerini hissediyordum.

Vücudum tir tir titriyordu ve en zoru da öyle ezilmiş ve kırık hissediyordum ki biraz daha durursam bayılacak gibiydim.

Tereddütle bir adım attığım sırada elimi sıkıca tutmuştu. Elimi sıkıca tutan eline baktıktan sonra bakışlarımı yüzüne çevirdim.

Babası tam karşımızdaydı. Büyük bir avizeyle aydınlatılan salona giriş  yaptığımızda annesinin de köşedeki koltukta oturduğunu fark etmiştim.

Bizi görür görmez ayağa kalkmış, yüzündeki aydınlık ifadeyle bize doğru yürümeye başlamıştı.

"Geldiniz mi çocuklar?"

Taehyung, benim halimin aksine gayet rahat bir tavırla annesinin belinden tutarak sarılmıştı. Bu sırada elinden kayan elimi kendime çekerek yumruk yaptım.

Taehyung'ın annesi çok güzel ve alımlı bir kadındı. Daima öyle olmuştu zaten ve geçen yıllara rağmen halen aynı kalması dudaklarımın gerilmesini sağlamıştı. Aslında gülümsemeye çalışıyordum.

"Geldik anne."

Anne oğlun sarılan bedenlerine nasıl baktığımı bilmiyordum ama ayrıldıktan sonra yüzümdeki ifadeyi gören Bayan Kim'in bakışları daima tanıdık olduğum bir duyguyla bezenmişti.

Bana acıyorlardı.

Beni buraya getirirken dahi bana acımıştı.

Koltuğun üzerinde hakimiyetini kaybederken de bana acıyor muydu acaba?

"Hoşgeldin Yoongi. Seni nihayet burada görmek güzel."

Sesi, bende soğuk bir dondurmayı ısırmak gibi bir his yaratmıştı. Uyuşan dilimle konuştum.

"Hoşbuldum efendim."

Uzattığı eli tutacakken elini geri çekip bana samimi bir sarılma bahsetmişti.

Midem bulanıyordu. Ben buraya ait değildim. Burada olmak istemiyordum. Buna katlanamazdım. Sürekli aşağılayan ötekileştiren bir hayatın ardına tekrar düşemezdim.

Yanan gözlerimi kapatarak derin bir nefes aldım.

"Burada gerçek bir aile olacağımıza eminim. Odan çoktan hazır."

Bayan Kim'in sevecen sesiyle söylediklerinden sonra alnımda atmaya başlayan damarı hissetmiştim. Kendimi öyle kasıyordum ki biraz daha devam edersem çatlayacaktım.

Tam bir şey diyeceğim sırada
"Yeter bu kadar." demişti kalın bir ses.

Bu babasıydı.

"Daha fazla konuşmasına katlanamıyorum. Götür onu buradan Taehyung."

Taehyung'ın bakışları bana düşerken dişlerimi sıktım.

Hayır, hayır. Şimdi ağlayamam. Sakin olmalıyım.

"Yürü."

Ona uyarak sağ holün girişinde bulunan merdivenlere yöneldim. Çıkarken titreyen dizlerim yüzünden düşmemek için tırabzanlara tutunurken içimden kendi kendime motive sözleri sıralıyordum.

Arkamdaydı. Adımları benimkileri peşi sıra takip ediyor ve beni, bana layık görülen çatı katındaki küçük odaya yönlendiriyordu.

İçeri girdiğimde gözüm hiçbir şeyi görmüyordu. Benimle birlikte içeride olduğunu biliyordum fakat birkaç saniye sonra kapının kapanışı zihnimde yankılanmıştı.

PRAECEPS 'taegi'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin