Hayatta başarılar kadar, başarısızlıklar da vardı. Bir şeyi başarmanın ihtimali neyse, aslında başaramamanın da ihtimali aynıydı.
Fakat bunu yıllar sonra anlıyor oluşumun yanı sıra, ciğerlerime sızan hayal kırıklıkları her daim bir şeylerin heveslisi olmama engel olmuştu.
Kendimi şartlandırmaktan, kısıtlamaktan nefret etsem de; geriye dönüp baktığımda aslında hep eleştirdiğim sisteme uymak için kendime baskı kurduğumu fark ediyordum.
Yılların getirdiği tecrübe, genç yaşıma rağmen yaşanmışlıklarımla bugün, yarının önünde dururken; aslında ne kadar da yersiz çabalar içine girdiğimi düşünüyordum.
Yunho ile birlikte oturduğumuz mutfakta; onun isteği üzerine resim yapıyorken de, boyadığım küçük resim defteri sayfasında da kendi hayatımı izliyor gibiydim.
İçeride oturan Taehyung ve annesinin konuşmalarını net duymasam da, az sonra yükselen sesleriyle; irkilmeme engel olamamıştım.
"Baban, hisseleri başka bir yere devrediyor..."
Zihnime oturan kargaşa; henüz başlangıç emri verilmemiş bir savaş gibi; sinsi ve bilindik bir şekilde yerleşmişti.
"Kime?" Diye soludu Taehyung.
"Bilmiyorum. Ben de tesadüfen öğrendim; seni durduramayacağından korktuğu için; kendini güvence altına almak istiyor-"
"Anne..." dedi Taehyung saçlarını karıştırırken. "O hisselerin neredeyse yüzde sekseni Yoongs'a ait."
İşte, çanlar çalmaya başlamıştı.
Annesinin sesinde hissetmeyi beklediğim şaşkınlık yerine, beni dehşete düşüren bir sessizlik baş göstermişti.
"Kavga mı ediyorlar?"
Yunho'nun tedirginliği sesine ve gözlerine yansımıştı. "Hayır." Dedim dilimi şaklatırken. "Önemli bir konu sanırım, o yüzden yüksek sesle konuşuyorlar canım..."
Biliyordu.
"Bağırmaları gerekmiyor ki..."
Annesi, babasının yaptığı her şeyi biliyordu.
"Onları öylece elden çıkaramaz çünkü dosyaları avukata çoktan verdim ben..."
Gözlerim mutfak masasında boyamaya çalıştığım kağıt ile bakış açıma giren Taehyung'un annesi arasında gidip gelirken; Taehyung'un cümlesiyle kalakalmıştım.
Ertelediğimizi elbette biliyordum; bunları bana Busan'da anlattıktan sonra üzerini öylece kapatmamıştık fakat böyle bir anda, annesinin açmasıyla yeniden gündeme gelmesinin elbette tek bir nedeni olabilirdi.
Bay Kim.
"Eğer, dava konusunda biraz aceleci olmazsanız; korkarım satacak Taehyung, sizin iyiliğiniz için buradayım..."
Annesi, her daim sakin ve aklı başında bir kadın olmuştu. Birkaç kez bana şefkatle baktığını fark etsem de, eşinin baskısı altında bana karşı büyük bir önyargı taşıyordu. Bunu gözlerinde görüyordum.
"Bak..." dedi Taehyung. Beklediğimin aksine daha yapıcı ve anlayışlı bir ses tonuna sahipti.
"Yoongs hastaneden yeni çıktı ve toparlamamız gereken bir ilişkimiz vardı anne. Bunları onunla birlikte oturup detaylıca konuşmadan, seninle de bir sonuca bağlayamam..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PRAECEPS 'taegi'
Fanfiction-tamamlandı "Sen canımı çok yaktın benim, şimdiyse karşıma geçmiş beni sevdiğini söylüyorsun, öyle mi?" Bir evren. "Sus. Gerçekten sus Taehyung. Yoksa aldanırım." İçinde, Taehyung'un Yoongi'si. Bir yuva. İçinde, Yoongi'nin Taehyung'u. Etrafında çi...