seni bilmiyorum, ben büyümekten hiç haz almadım

2.5K 240 336
                                    

Zamansız gelen yağmurlar gibiydik. Senle ben Taehyung; bir mevsimin en kararsız haliydik.

Sinestezi.

Hastalık.

İnsanların bana bakınca gördükleri şey buydu. Ben hastalıklı herifin tekiydim. Arkadaşım yoktu, küçükken bile kimse yanıma yaklaşmazdı.

Çocuktum işte, bilirsiniz insanların en masum ve dışa açık olduğu o yaşam evresi işte. Beni o yaşama kapatmışlardı. Algılarımın karışıklığı yüzünden deli damgası yemiştim.

Yalnız ve eğlencesiz geçen çocukluğumun esintileri halen göğsümde çırpınırken bile, içimdeki o kırgın çocuğa nasıl kendimi affettirecektim? İşte bu sorunun cevabı içimdeki o koca boşlukta saklıydı.

Fakat birisi vardı. Birisi vardı ve benimle arkadaş olmak istiyordu. Bu hissiyatı hiç tatmamış olan yaralı benliğim; Hoseok'un güzel ve ince davranışları sayesinde biraz olsun yatışıyordu.

Ona nasıl bir deli olduğundan bahsettin mi?

Karşımda oturan Hoseok'a bakarken kendimi kastım. Söylemeli miydim? Benimle bir daha muhattap olmak istemezse baş edebilir miydim?

Sessiz sorgumu ona fazla çaktırmış olacağım ki, ellerini gözümün önünde sallayarak dikkatimi çekmeye çalışıyordu.

"Hey, Nane şekeri?"

"Ah, afedersin dalmışım."

Yanımda gülümsüyordu. Benim de dudaklarım istemsizce kıvrıldı. Bu kadar hayat dolu olmasının sebebini düşündüm.

Ya da benim neden bu kadar ruhsuz olduğumu. Neden böyleydim? Neden sevilmiyordum, insanları neden kendimden uzaklaştırıyordum?

Hayatımı cehenneme çeviren tek şey lanet olası bir hastalık mıydı sadece?
Yoksa gerçekten de böyle yaşamaya mahkum olduğum için miydi?

Hoseok'a baktım yeniden.

"Dalgın gibisin."

"Yorgunum biraz."

Başını salladı.

"Neden? Uyumadın mı?"

"Evet, uyku tutmadı bir türlü."

Taehyung yüzünden değil yani?

Geçen akşamki yakınlaşmamızdan sonra beklediğim gibi evden gitmişti. Ben de o günü telafi etmek için, Hoseok'la bugün öğle yemeği için buluşmuştum.

Daha çok onun cümleleriyle yürüyen muhabbetimiz, hava kararmaya yüz tutana kadar sürmüştü.

Yavaş yavaş, sahil yolundan eve adımlarken ikimiz de ellerimiz cebimizde, yere bakarak yürüyorduk. Buraya dek garip olan bir şey yok değil mi?

Evet, çünkü deli gibi gülümsediğimin ben bile farkında değildim.

Derken, oturduğum sokağa geldiğimizde karşımda tüm görkemiyle beliren Taehyung'la gülümsemem parçalara ayrılmış, adeta bir porselen gibi yüzümde dağılmıştı.

PRAECEPS 'taegi'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin