sevmekten değil, kaybetmekten korkarım

2.3K 224 88
                                    

Jimin ve Jungkook'a sofrayı kaldırmalarından yardım ederken çalan telefonumda gözüken numara kayıtlı değildi.

Açar açmaz kulağıma dolan tanıdık sesle, alnıma bir şaplak attım.

"Günaydın Yoongi."

Elimi enseme koyarak holün, balkona açılan kapısına doğru yürüdüm. Kulağıma koyduğum telefonumdan gelen cuzurtılı sesi, kuru bir şekilde cevaplamıştım.

"Günaydın Bay Lee."

"Rahatsız etmiyorumdur umarım, günlerdir ortalıkta yoksunuz, Kim ailesi olarak tatile falan mı çıktınız yoksa?"

Bu saldırı meselesinin hastalığım dışında olan bir konu olduğuna kanaat getirmiştim.

"Size haber vermeyi unuttuğum için üzgünüm, evet Taehyung ile arkadaşlarımızın yanına, birkaç günlüğüne kafa dağıtmaya gelmiştik."

Bay Lee'nin olduğu yer rüzgarlı bir yer gibiydi. Ara sıra duyulan hışırtılar onu işitmemi engelliyordu.

"Sorun değil, sağlıklı bir ilişkide mesafeler önemsizdir değil mi, buradan da seninle iletişim sağlayabiliriz."

Yüce teknoloji.

"Hm hm, öyledir sanırım."

Evin her yanından görünen denize dalan gözlerimi birkaç kez kırpıştırarak dikkatimi söylediklerine vermeye çalıştım.

"Aslında bunu sana yüz yüze görüştüğümüz zaman söylemeyi düşünüyordum ama birkaç gün daha sabredebileceğimi sanmıyorum."

Kaşlarımı merakla kaldırdım. Aslında çok ilgilendiğim söylenemezdi ama yine de kendimi merak etmeye zorlamıştım.

"Nedir?"

Bay Lee sesini netçe duyabileceğim sakin bir yere geçmiş olmalıydı ki, az öncekinin aksine aldığı nefeslerin sıklaştığını bile hisseder olmuştum.

"Bir arkadaşım, psikiyatrist ve sinestezi hakkında profesyonel çalışmalar yürütüyor. Ben senden bahsedince, durumunun diğer hastalardan farklı olan bir yanı olduğunu düşündüğünü söyledi. Eğer kabul edersen müsait olduğun bir gün, seni ona götürmek istiyorum."

Normal bir insan bunları duyduğunda sevinmesi gerekliydi öyle değil mi? Fakat neden ben bu kadar tepkisiz kalmıştım?

"Olur." Dedim yalnızca. "Size haber veririm."

"Yoongi?"

Telefonu kapatacağımızı düşünürken ismimi seslenmesiyle yeniden gözlerimi denize gitmiştim.

"Taehyung ile..." bu sorunun ardından ne geleceği, beni korkutmuştu.

"...yani demek istediğim, onunla gerçekten mutlu musun?"

Bu sorunun cevabı kilitli bir kapının ardında gizliydi. Anahtarı bilmiyordum, o kapıyı o anahtardan başka açacak yol da bilmiyordum. Sanki Taehyung o anahtardı fakat açılması için önce beni sevmesi lazımdı.

İmkansız.

Derin bir şekilde yutkunurken gözlerim kısıldı. Her şeyi bilmek zorunda değildi öyle değil mi, insanlar bizi nasıl evli biliyorsa o da aynı şekilde bilecekti.

"Mutluyum." Dedim kuru bir sesle.

Bay Lee'nin birkaç soluk sesinden sonra kulağıma dolan boğuk sesini dinlerken ,yelkovan akrebin üzerinde süründü.

"Ben tutmayayım o zaman, geldiğin zaman görüşürüz Yoongi."

"Görüşürüz Bay-"

Saniyenin onda biri kadar hızlı gelişen bir anda, bir kol telefonuma uzanarak hızla çekti.

PRAECEPS 'taegi'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin