Medyada ki fotoğrafa FEELS geçirmeyen insan değildir. Of yeminle çok TATLILAR ve GÜZELLWR...
Hadi başlıyalım. Oy ve yorum yapmayı unutmayın. Hatalarım varsa özür dilerim.
Batu
Gözlerimi açtığımda bedenime sarılı kollar ile kendimi çok güvende hissetmiştim. Kim bilir kaç yıldır hem bana böyle sarılan hem de böyle kollayan yoktu. Bir de yıllardır ilk defa bu kadar güzel uyumuştum.
Kimin bizim üstümüze örttüğünü bilmediğim , üstümüzden düşen battaniyeyi yerden aldım. Tekrardan üstümüze örttüm.
Battaniyenin içine girerken kollarımı ona daha da sıkı sarıp kokusunu içime çekerek gözlerimi kapattım.Birkaç saniye sonra kapı hiç çalınmadan odaya babam girdi. Anında Emre 'ye daha da sokuldum. Sarılabildiğim kadar sıkı sarıldım ama nafileydi. Giydiğim hırkadan tutarak beni yataktan kaldırıp odanın bir köşesine fırlattı.
Yakalarımdan tutup beni ayağı kaldırdı ve duvara yaslayıp " Bak batu sana bunları tek bir kere söyliyeceğim ve bir daha aklından çıkarmayacaksın tamam mı? " diye sordu.
Korkudan sadece başımı sallayabildim fakat bu seferde saçımı ellerinin içine alıp çekti ve " SANA BİR SORU SORDUM " diye bağırdı.
Korkudan titrerken bir yandanda sesimi çıkabildiğim kadar sesli çıkarıp " Tamam " dedim. Dedim de ben bile zor duymuştum kendi sesimi.Babam " Sen kime güveniyorsun lan? Amcana mı , yengene mi yoksa bu salak kendini beğenmiş İstanbul 'dan gelen yıllardır görmediğim Emre 'ye mi? Benden sana bir tavsiye bu az önce saydığım kimseye güvenme hatta başkalarına da güvenme. Çünkü sen nereye gidersen git ben seni bulur ve cezanı çektirtirim. Ayrıca sen beni salak falan mı sandın lan? O uçurumun dibinde ağızından kaçırdığım cümleyi de biliyorum. Bu yüzden kendini amcamlar var diye asla ve asla güvende falan sanma çünkü onlar gidince bu evde cehennemden beter bir hayat yaşayacaksın. " dedi ve yüzüme sert bir tokat atıp beni yatağa fırlattı.
Gözlerimden yaşlar firar ederken kendimi zorla tutup babamın gitmesini bekledim. Babam gittiği an da hıçkırıklarımı serbest bırakıp anında yatakta yatan Emre 'ye doğru koşup sarıldım.
Ne kadar uyuyor olsada nedense onun sadece bir kokusu benim sakinleşmeme yetiyordu. O gün uçurumda da öyle olmuştu. Kendimi kaybettiğimde onun sayesinde sakinleşmiştim.
O bana iyi geliyordu. Hâlâ ağlamaya devam ederken bir yandanda ona sarılı olan kollarımı daha da sıkı sarıyordum.
Onu bırakmak istemiyordum. Onun da beni bırakmasını istemiyordum.Ama bu babam ölmedikçe kesinlikle imkansızdı ve şu yaşıma kadar her ne kadar hapis hayatı yaşasamda en iyi ögrendigim şeylerden biri de kötülerin asla kaybetmediği ve ölmediği idi.
Emre saçlarımı okşarken bir yandan da bana o güzel mayışmış sesi ile " Ne oldu Batu niye ağlıyorsun? " diye sordu.
" Anlatmasam ve sadece böyle sana sarılsam olur mu? "
" Sarıl istediğin kadar sarılda şunu da unutma anlatmak istersen ben hep burdayım "
Burnumun içinde hissettiğim bir sıvıyla direk burnumu tuttum. Burnum zaten hassastı ayrıca artık o kadar alışmış ki daha ne olduğuna bakmadan ne olduğunu anlıyordum. Kanıyordu. Hızla teşekkür edip yataktan hızla odamın içinde olan lavaboya koştum. Emre arkamdan bir şeyler desede takmadım.
Suyu acıp lavaboya doğru eğildim. Kanların akmasına izin verdim. Yeteri kadar aktığını düşündüğümde kenardaki peçeteden büyükçe bir parça kopardım. Yere doğru olan başımı havaya kaldırıp peçeteyi burnuma tuttum ve Emre 'ye sarılmadan önceki gibi ağlamaya tekrar devam ettim.
Benim ailem niye böyleydi , neden yani? Ben ne yapmıştım ki onlara da ailem bana yıllardır bir kere bile çocukları gibi davranmamıştılar. Küçükken annemin makyaj malzemelerini falan mı alıp vermemiştim yada babamın tesbihleri mi alıp vermemiştim?
Ne yapmıştım ya ben ,özellikle de babama?Emre hızla yanıma geldi. Az önce babamın çektiği benim saçlarımı okşadı. Sonra da elimdeki peçeteyi alıp kenardaki küçük çöpe attı ve tekrardan ayağı kalkıp büyükce bir peçete parçası koparıp burnuma tuttu.
Biraz uzun bir süre sadece burnumun kanamasının bitmesini bekledik. Aslında Emre 'ye kalsa direk hastaneye falan götürdü hatta sormuştu da ama babamın dediklerindem sonra asla ve asla bunu yapamazdım bu yüzden istemedim.
Burnumun kanaması bitince etrafa baktım fazla kan yoktu aynı şekilde eşortmanımda da fazla kan yoktu ama giydiğim hırka ve tişört kanlar içindeydi.
Emre neye baktığımı anlamış olacak ki hiç düşünmeden ve sormadan üstümdekileri çıkardı. Sonra ise ayağı kalkıp odaya gidip dolabımı açtı.Zaten hemen sonrasında elinde bir sweatshirt ile geldi ve bana giydirdi. Ben odaya eşortmanımı değiştirmeye giderken Emre de banyoda yere akan kanları siliyordu. İşlerimiz bitince Emre eğer ona anlatmıyorsam annesi ile babasına olayı anlamamı istedi.
Bense hala itiraz etmeye devam ediyordum ama Emre bıkmıyordu. En sonuda büyük bir sinirle ve gözlerimin dolması ile dayanamayıp " YETER YA OF KAÇ KERE SÖYLEYECEĞİM SANA NİYE ANLAMIYORSUN. ANLATMIYACAĞIM EMRE. AYRICA ANLATSAM NE DEĞİŞECEK , BEN SÖYLEYEYİM HİÇBİR ŞEY O YÜZDEN UĞRAŞMA. HADİ DİYELİM BAZI ŞEYLER DEĞİŞTİ AMA SİZ ELİNDE SONUNDA GIDECEKSİNİZ ZATEN BURADAN " diye bağırıp koşarak odadan çıktım.
Eee Batu 'nun ağızından okumak nasıldı?
Ve bir daha ki bölümü kimin ağızından yazmamı istersiniz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Kurtaracağım / BxB/ (Bitti)
Mystery / Thriller(Spoi falan ama umrumda değil. EMRE İLE BATU kuzen değiller ilk bölümleri okuyup gerisini siktir edip boş yorumlar yapmayın) Emre , Batu 'nun kötü yaşamını görünce onu bu kötü yaşamdan kurtarmak için her şeyi yaptı. Ama aynı zamanda da ona git gide...