4

3.2K 195 10
                                    

Ne yapacağımı bilemez halde Bayan Min 'e bakıyordum. Gözlerimin dolduğunu hissettim. Zaman durmuştu. Bayan Min bana şüpheli gözlerle bakıyor, bakışlarıyla bedenime korku yayıyordu. Başıma bunun geleceğini biliyordum. Yaşayacaklarımı ve bana karşı olan güvenlerin kopacaklarını biliyordum. Ama bu kadar erken ve acı dolu olmasını istemiyordum.

'' Abla yanlış duydun. Lütfen bak sana her şeyi anlatacağım! '' dedim. Ne Bayan Min'na de ben kımıldadım. Sadece gözlerime bakıyordu. Şüphe ve karamsarlıkla. Hayal kırıklığıyla.

'' Abla! '' diye fısıldadım. Yanaklarım kızarmıştı ve düşüncelerim ters düz olmuştu.

'' Bak! Yakalanırsan ... '' demişti yönetmenim dakikalar önce.

'' Ben hallederim. Bana artık ağabey olmaya çalışma. '' demiştim ve tüm sorumluluğu almıştım. Şimdi ise daha yeni doğmuş ve anne sütüne ihtiyacı olan bir bebek gibi gözyaşı döküyordum.

Mezarlıkta ağladığım gibi ağlıyordum.

'' Özür dilerim!'' dedim Korece. Aklımda olan tek kelime buydu. Özür dilerim. Yaptıklarımdan ve sakladıklarımdan. Yapacaklarımdan ve pişman olacaklarımdan. Özür dilerim. Bir aptal gibi sakladım. Ev sahibimden, abla dediğim insandan. Beni yanına alan kişiden.

'' Bana o olduğunu söyle! '' dedi. Yaşlı olan gözlerimle ona baktım. Bana doğru geliyor, yatağımda yanıma oturuyordu.

'' Ben oyum. İnanılmaz Ses! '' diye fısıldadım.

'' Sen ... '' dedi ve birden yanaklarımı sıkmaya ve çekiştirmeye başladı. Ne olduğunu anlayana kadar yanaklarım çekilmeye devam etti.

'' Ne şekersin ya sen. Zaten sen normal değildin ki. Ay çok şekersin sen! '' diye övüyor, saçlarımı dağıtıyor ve yanağımı daha da çekiyordu. Bayan Min bana kızmamış mıydı? Boşa mı telaş yapmıştı?

'' Abla ... '' dedim ama dediğim anda sözüm kesildi.

'' Sana kızmadım. Küçük yumurcak! '' dedi ve ellerini yanağımdan çekti. Uyuşmuş olan yanağımı ovalayıp gülümsedim.

'' Kimseye söyleme lütfen! '' dedim. Bana göz kırptı.

'' Bu bizim küçük sırrımız! '' dedi ve elimi tuttu.

'' Hadi bakalım üstünü değiştir ve yüzünü yıka. Ramen dükkanının sana ihtiyacı var! '' dedi ve beni ayağa kaldırdı. Hala ne olduğunu kavramaya çalışan ben kendimi banyoda bulmuştum. Şişmiş olan gözlerime bakıp yüzüme su çarptım. Bana kızmadığına inanamıyordum. Kızmamış, sevinmişti.

'' Ya küçük kardeş inanılmaz. Şu pantolonu ve şu gömleği giy! '' diye kapıdan elinde askılarla kafasını uzatan Bayan Min'e baktım. Başımla onaylayıp üstümü değiştirdim. Odama geri dönüp açık olan pencereme baktım. Öğle vaktiydi ve Bae hala uyuyordu.


...BAYAN MİN'İN AĞZINDAN...


Ah şapşal kız. Onun zaten böyle bir yeteneği olduğunu biliyordum. Nasıl olur da ilkokulu ve ortaokulunu özelde okumuş, lise sınavlarına hiç çalışmadan A+ alabilmiş bir kız normal olabilir ki?

Ortaokulu ve lisesi boyunca hep ezber yapmış, babası Josh onun Kore'de okuyacağını bildiği için lise son da özel üniversite dersleri aldırmış. Onun için zor olmuş olsa da hep ezberlemiş. Ezberinden dolayı da lise yıllarını üstün başarı ile bitirmişti.

Ramen dükkanına vardığı anda bulaşıkları yıkamak, masaları hazırlamak için işe koyulmuştu. Çok çalışıyor, istediklerini elde etmek için tüm zorlukları aşıyordu.

Famous Love ✔ | KaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin