51. Bölüm Vasiyet

2.9K 198 42
                                    

       Şahin Bey'e kızgın olan okurların olduğunun farkındayım. Hikayenin gerçekliğinden uzaklaşmadan anlatmaya çalışıyorum. Finale son 2 ya da 3 bölüm kaldı dostlar. Yorumlarınız için teşekkür ederim. Keyifli okumalar🤗
     Sultan Hanım kafasında yaptığı hazırlıkları birer birer tamamlamaya başladı. Önce Kiraz'a yıkatıp, kolalattığı çeyizlerin taksimini yaptı. Kiraz'a çeyiz olarak vereceklerini, Refika'ya vereceklerini ve erkek bile olsa Ahmet'in de evleneceği, görmesinin nasip olmadığı gelini için ayırdıklarını ayrı bohçalara koydu ve şunlar döküldü dilinden : " Kiraz'ım olur da vakit gelir ben o günleri göremez isem, sen bunları sahiplerine ilet kızım. Bilirim sert görünürsün ama yüreğin sıcacıktır, kardeşlerinden merhametini esirgeme. Yeri geldiği zaman onlara hem ablalık hem de analık yapacaksın. Bilirim ağababan esirgemez sizden hiç bir malı ama düğünlerinde eksik bir şey olmasın. Kız kardeşinin ve senin iş güç sahibi olasını ben de isterim ancak, ne babanız ne de ben sizin için söylenecek en ufak söze bile dayanamam. Sen biçki dikiş kursuna gideceksin ki hem kendine hem de bacına yap ki öğrendiklerinden görenler parmaklarını ısırsın senin maharetenden. Hem kurs evimizin karşısında, gider gelirken bir şey olmaz Allah'ın izni ile. Ağababan da sana çeyizlik bir makine alır, en iyisinden aldır can kızım. Refika da senin gibi ilkokula gitsin, sonra o da biçki dikiş kursuna gitsin ki öğreniversin her bir şeyi. " Tam Kiraz bir şey diyecekti ki susturdu kızını. Biliyordu ne diyeceğini. Anam sen varken başımızda niye bana bunları söylüyorsun ki diyeceğini. Diyemezdi ki sayılı günüm var yavrum, şimdi konuşacak, düşünecek haldeyken bir bir diyeyim diyeceğimi.
      Konuşmasına izin vermediği kızına sakladığı saçları da gösterdi. Kendisine gösterilen saçlara bir anlam veremeyen Kiraz'a şu sözleri söyledi:
" Yavrum hak ne zaman baki olur, bu bedenden bu can gider bilemem ancak kendimden size bir hatıra daha bırakmak istedim. Saçlarım geldi aklıma. Keşke aklıma gelseydi de hastanedeyken bir fotoğraf çektireydik iyiydi ama nasip değilmiş yavrum. Bacın ve kardeşin şimdi bunları anlayamayacak kadar küçükler. Sen onlara anlatırsın büyüyünce. Şimdi diyeceksin niye bana söylüyorsun diye. Ben yaşlanınca hatırlayamam diye söylüyorum yavrum."
   Yıllarca annesi ile yaptığı bu konuşmayı her hatırladığında göz yaşlarına boğulacak olan Kiraz hep kendini suçlayacaktı. Annesinin kendisine vedasını  ve nasıl kendine vasiyetini bellettiğini anlayamadığına kızacaktı. En çok da neden okumalarına izin verilmediğini anlamadığına sızlanacaktı. Göçüp gitmeden bu dünyadan evlatlarının sıkıntı yaşamaması için yemin verdirttiği annesini özlemle anacaktı.
      Annesi ile konuşmalarının ardından bir hafta geçmişti ki annesinin yataktan kalkamayacak duruma geldiğini, saçlarının artık tamamen döküldüğünü gören Kiraz Kız artık anlıyordu annesi çok acı çekiyordu. Zor bela yemek yedirmeye çalışırken, geceleri inlemelerini duyuyordu.  Geceleri babasının  annesinin yanına gelip, göz yaşları içinde dua ettiğini yorganın altından izleyecekti bir vakit daha. Gitme gönlümün Sultanı diye ağlayan babası ise hiç gözlerinin önünden gitmeyecekti Kiraz Kız'ın. O sert, yıkılmaz olarak görünen babası anacığının yanında çaresiz ve yenilmez görünüyordu. Çok mu seviyordu annesini, af mı diliyordu babası. Erkekler ağlar mıydı ki? Af diler miydi? Babası ne yapmıştı da annesinden af diliyordu?
   

Gönlümün Sultanı (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin