48. Bölüm Şahin Bey'den

3K 207 19
                                    

Yorumlarınız için teşekkür ederim. Keyifli okumalar🤗

Sultan Hanım'ı hastanede bırakıp gidemedi bir türlü ilçeye. Cebeci civarında bir pansiyonda oda kiraladı, gece uykusuzluk baş gösterinceye kadar hastane bahçesinde bekledi, doktorlarından bilgi aldı. Kiraz ve Sultan'ı koca şehirde bir başına bırakamazdı. Varsın Sultan Hanım onu aramayan, sormayan adam olarak görsün, bilsin. Kendisi değil miydi ki Sultan Hanım'ın bu illete düşmesinin sebebi? Sultan Hanım'dan gelecek olan sefaya da razı idi, cefaya da. Hoş şu anda cefa ve eza kalmıştı hem Sultan Hanım'a hem de Şahin Bey'e.
Gün geçtikçe Sultan Hanım'ın zayıfladığını fark eden Şahin Bey çok az zamanlarının kaldığını anladı.
Bir gece tam Sultan Hanım'ın kaldığı odaya girecekken ağlayarak dua ettiğini duydu. " Evlatlarımı görmeme nasip et Rabbim!" duyduğu bu cümle ile ertesi gün Sultan Hanım'ı konağa götürmesi gerektiğini anladı. Yitip gidiyordu ciğerparesi, evlatlarına daha doyamadan, şu dünyadan sefa süremeden gidiyordu öylece.
Hiç mi isyan etmezdi ki bu illete düştüğüne Sultan Hanım? Hoş neye itiraz etmişti ki? Babasının karar verdiği Ağa evine gelin olarak gideceğini duyduğunda itiraz etmemişti ki! Nasibine gönlünün düştüğü Şahin Bey çıkmıştı. Şahin Bey çıkmasaydı, evli bir adamın kuması olarak da gidebilirdi ki o zaman d isyan etme şansı yoktu. Erkek çocuk doğuramıyorsun, eksiksin diyen görümcesine mi isyan etmişti ki? Allah'ın en büyük lutfu olan annelik nasip olmuştu ya gayrisi mühim değildi elbette. Yuvasına ısmarlama bir kuma geldiğine mi isyan etmişti ki? Konağın hanımı iken kendisini ahırda doğum yapacak olma durumuna getiren dayağa mı isyan etsin ki? Kullardan gelene isyan etmeyen Rabbinden gelen sayılı nefesin tükenmesine mi isyan edecekti?
Küçük bebeleri evde beklerken, buradan cenazesini götürmeyecekti Şahin Bey. İlçeye arada gidip, aynı gün geri dönerdi hastaneye. Soranlara yeni mal almaya İstanbul'a gitiğini söylemelerini istedi sadece. Tüccar adam iken, hasta karısının başında bekliyor lafını duymak istemedi kendince. Bir şeyler mi eksilecekti gönlümün Sultan'ı dediği kadının başında bekleseydi ya da herkes bilseydi? Yediremem kendime dedi durdu bir süre, sonra farketti ki Şahin Bey istese bile Sultan Hanım onu istemezdi hasta yatağının başucunda. Dilinden dökülmeyen her kötü söz, gözlerinden taşıyordu sanki Sultan Hanım'ın. Dilinen dökülse, kulak duyacak belki zihin unutacakken, gözlerden yansıyanlar hiç unutulmayacakcasına kazınıyordu zihnine Şahin Bey'in. Sabahlara kadar Sultan Hanım acı çekerken, Şahin Bey de azap çekiyordu tan yeri ağarıncaya kadar. Keşke bağırsan, çağırsan da duysam o güzel sesini derken, isyan ediyordu Şahin Bey. İsyanı kendisineydi, verdiği yanlış kararlarına ve hayır diyemediklerineydi. Bir ömür azabı olmuştu işte Sultan Hanım, ablasına karşı çıkamayışları, büyük sözlerinin üzerine söyleyemedikleri. Sultan Hanım'ın son dileğini yerine getirmeliydi. Susturamıyordu hala vicdanının sesini Şahin Bey. Bu vicdan bu kadar zamandır neredeydi de şimdilerde ortaya çıkmış, sürekli sızlayıp duruyordu?
Erkek adam ağlamaz derlerdi ya ağlayıp duruyordu sürekli geceleri? Sahi erkek adam acı çekmez mi ki ağlamaz diyorlardı? Elinden şekeri alınmış gibi ağlamak da neyin nesiydi? Ağlıyor, azap çekiyor ve pişman olması Şahin Bey'e bir şeyler katmazken, son görevlerini yerine getirmeli ve elleri ile son istirahatgahına iletmeliydi Şahin Bey. Peki nasıl dayanacaktı Sultan'sızlığa? Evlatlarını anasız büyütebilecek miydi? Bayramlarda götürebilecek miydi annelerinin mezar taşının başına bayramlaşmaya? Af dileyemeyecekti, helallik alamaycaktı ama Şahin Bey'in tüm hakkı helaldi Sultan Hanım'a. Tüm dünya Şahin Bey'e hellallik verse Sultan Hanım kadar değerli miydi ki Şahin Bey'in gözünde?
Sabahın erken saatinde hastaneye gidip, karısını ve Kiraz'ı alıp, ilçeye götürdü Şahin Bey. Zaman akıp giderken, evine ,yuvasına ulaşmalıydı Sulta Hanım çok geç olmadan...

Gönlümün Sultanı (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin