Biliyorum yeni bölüm zannettiginiz için bana şu an çok kızgınsınız. Yeni bölüm tamamlanıncaya kadar yazmayı planladığım kısa hikayelerden oluşan kendi yaşanmışlıklarımı anlattığım NOT DEFTERİ'nin ilk hikayesini paylaşmak istedim. Sizin yorumlarınız sonucunda tamam mı devam mı diyeceğim. Yorumlarınız olumlu ya da olumsuz bana yol gösterecek.
ANNEMİ TANIMAK İSTİYORUMSabah ilk dersin tenefüsünde karşımda oturan öğrencimin gözyaşlarının dinmesini bekliyordum. Hıçkırarak ağlayan bu kız öğrencinin derdini anlatması icin daha da sakinleşmesi gerekiyordu. Sonunda sakinleşti ve ağzından çıkan cümle sadece şu idi:
- Annemi tanımak istiyorum! Bana yardım edin!
Annesi ve babası yıllar önce ayrılmış ve kız öğrencim babası ve abisi ile birlikte bir sahil kasabasında yaşamaya başlamışlardı. Aradan geçen zaman içinde annesi ile bağlantı kurma isteği olsa da babasının üzülmesini göze alamadığından herhangi bir girişimde bulunamamıştı.
Arkadaşlarının anneleri ile olan iletişimine bakıp, kendisinin neden böyle bir anne-kız ilişkisi yaşayamadığına hayıflanıyordu. Kıskanmak bence en uygun kelime bu duruma. Tamamen insani bir duygu çünkü kıskanmak. Karşımda annesi hayatta olan ancak kendisinin bu eksik duygudan mahrum edilme gerekçesini anlayamamış bir genç kız duruyor ve ben tam olarak ne yapabileceğimi henüz bulamamıstım.
Ağlayıp, rahatlamasını bekledim ve son olarak kurduğum cümle şu oldu:
"Seni annen ile görüştüreceğim kızım merak etme."
Karşımda oturan öğrencimin yüzünün aydınlandığını görünce ben de huzur buldum. Daha hiç bir yöntem bile denemeden bu sevince vesile olduğumu görünce benim de inancım arttı. Karşılaştıklarında nasıl mutlu olurdu şimdiden hayal etmeye başlamıştım...Zorlu bir iş olacağı belli idi. Tanıdığım kadarı ile babası emekli bir polisti ve annesi ile boşanma süreci pek de iyi olmamıştı. Normal olan boşanmalarda kız çocukları annenin yanında kalabilirken, aldatma söz konusu olduğu için, mahkeme kız ve erkek çocuğunu babaya vermişti. Onlar ayrılmıştı evet ama annesi babasını aldatmıştı , çocuklarını değil!
Babanın öfkesi uzun süre dinmemiş ve anne ile çocukların irtibatıni kesmiş, kendince çocuklarını o kadından koruyor ve anneye ikinci bir ceza veriyordu, hatasına karşılık evlatlarından ayrı bırakarak. Aslında en büyük cezayı çocuklar çekiyordu karşılarında üzgün, öfkeli bir baba ve anne hasreti ile...
Öğrencimi dersine yollayıp; dosyasını incelemeye başladım. Bir şeyler bulmam gerekiyordu. Hukukçu değilim ama öğrencimin dileğini gerçekleştirebilme ümidi bile sonuca ulaşabileceğimi düşündürdü.
Dava sonucunu okuyunca aslında çocukların anneleri ile görüşmeleri yasaklanmamış, görüşme süreleri belirtilmişti. İyi bir adım atmıştım ya bundan sonrası gelirdi elbette.
Uygun bir saatte öğrencinin babası ile görüşüp, annesi ile görüşme talebi olduğunu, aksi bir kararın verilmediğinin dava sonucunda belirtildiğini söyleyince; başlangıçta keskin kelimeler kullanan babanın tavrı giderek yumuşamaya başladı. Konuşmamızın son cümleleri ise şunlar olmuştu. " Eğer siz kızınızı annesi ile görüşecek ortam oluşturmazsanız, bu ortamı ben okulda gözetimim altında sağlayacağım!" Karşı taraf ise;" Tamam ben görüştüreceğim, merak etmeyin hoca hanim!" .
Pek emin olamasam da babadan söz almıştım işte. Zafer kazanmış bir asker edası ile eve gitmiş, günlük rutin işlerimi yaptım ama heyecanla kız öğrencimin beni aramasını bekledim.
Yaklaşık 3 gün sonra yine odama gelen kız ögrencim teşekkur edip, sarıldı ve hafta sonu annesi ile görüşeceğini söyledi mutlulukla. Ayakları yere basmıyordu.
Aradan geçen bir ay boyunca anne ve kız görüşmeye başladı. Mutluluk duyuyordum ancak, her geçen gün heyecanı azalıyor, yavaş yavaş hüzün yansıyordu gözlerine.
Sonunda yine odama gelip, derdini anlattı. "Annemi tanımak istemiştim ve bunun için cok çaba sarfettiniz. Teşekkür ederim. Ama ben hayallerimdeki annem ile gerçek annemi karşılaştırdım. Hayal gücümle oluşturduğum annem ile gerçeği çok alakasızmış. Babam ile ayrılinca hemen evlenmiş. İkiz çocukları olmuş ve benimle buluşmaya gelirken bile onlardan ayrılmadı bile. Çoğunlukla onlarla ilgilendi. O benden vazgeçmiş zaten hocam. İşin ilginç tarafı ise babam bizden hiç vazgeçmedi. Boşu boşuna kızmışım babama. Haklıymış annemden ayrılmakla.
Başlangıçta bir çocuğu mutlu etmek için yola çıkarken tek beklentim annesi ile güzel vakit geçirmesi ve bunda bir katkımın olması iken beklentim ve elde ettiğim sonuç çok alakasızdı.
Bu hikayeden bana kalan ise, bir engeli aşmak her zaman mutlu sona ulaşmak olmayabilir, ama kaçırdığımız farklı bir şeylerin farkındalığına sebep olabilir.
Yorumlarınızı bekliyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gönlümün Sultanı (TAMAMLANDI)
RomanceYarım kalan bir sevda masalı. Herkes kendinden, geçmişinden bir şey bulacak bu hikayede. Bazen hüzün, bazen öfke bazen ..... İlk yazılmaya başlandığı tarih 26 Ağustos 2014.