19.Bölüm

10.1K 868 93
                                    

Mirza,o sabah vücudundaki ağırlık ile gözlerini açtı.
Sanki tonlarca yük varmış da altında eziliyormuş gibi hissediyordu.
Nedeni çözemeyen adam o sabahtan beri Aycan'dan bir haber alamıyordu.
Eli telefona gidiyor ,kızı arıyor tek çalış da hemen geri kapatıyordu.
İnatçı yari de adamı neden aradın diye tekrar aramayınca bir çıkmazda kaybolup gidiyordu.
Günlerdir onunla konuşmaya çalışan ,mevzu önemli diyen Bilal'i takmayan adam  telefonunda Bal yerine Bilal ismini görünce sinirle  açtı.

"Ne var lan günde üç kez arıyorsun ? Karım olsa bu kadar aramaz !"
"Mirza sana daha kaç kez konuşmamız lazım mevzu önemli diyeceğim. Kafan mı kıt anlamıyorum ki ?"

Mirza sinirle yatakta doğrulup sırtını yasladı.
"Ben söylemeyeceğimi söyledim. Gel kızı iste parmağına alyansını tak . Ondan  sonra sabaha kadar dinlerim seni. " dedi.

Bilal ,başındaki belalar yetmez gibi birde evlilik saran Mirza'ya küfür etmemek için ayağa kalktı. Pencereden dışarı bakarak sabır çekti.
"Tamam ulan sen kaşındın. Madem bir Kozan erkeğine daha kız vereceksiniz ,akşama geliyorum."

Mirza geçmişte olanlardan ,Kozanların ailesine yaptıklardan habersiz ,Bilal'i evliliğe ikna ederek kendince hayırlı bir iş yaptığını sanıyordu.
Hem herkesin saf dediği kuzeni saygı duyulan Bilal ağanın karısı olacak  hürmet görecekti ,hemde üzerine adeta ölü toprağı atılmış Bilal için bir umut olacaktı.
Mirza'nın aklına kuzeninin Bilal'i çıldırtayacağı anlar gelince hafif bir tebessümle gülse de sonunda mutlu olacaklarına kendince artık  emindi.
Bir türlü  emin olmadığı şey ise kendisi ve Aycandı.
"Kızın kapısına dayansam görüşelim desem kızar, korkar belki ısrarımdan kaçar.
Gitmesem aklım da bütün gün . Ah Aycan ah bir anlasan benim o sandığın adamlar gibi olmadığımı ."  Diye söylenerek hazırlanıp odasından çıktı.

Karaaslan konağında kahvaltı hazırlıkları tam gaz sürerken sedirde bir kenarda oturan Hazal ile gülümsedi.
Kızın elindeki bez bebeği evirip çevirmesine  gülerek merdivenlerden inip yanına doğru yürüdü.
"Günaydın Safinaz nasılsın ?"
"Günaydın Mirza abi . Allahını seversen bana bugün eyleşme  ,benim keçiler kaçtı . Sinirimi senden çıkarırım sonra olan yine bana olur."

Mirza , o gür kahkahası ile gülerek kızın omzuna hafifçe vurdu.

"Çatlarım kız meraktan anlat bakalım senin keçileri ne kaçırdı ? Azıcık güleyim ."
"Yok demem , git anama sor .
Beni kime verecekmiş biliyon mu ,bilmezsin tabi . Sen Aycan peşine düştün beni unuttun.
Heh ben deliyim ya beni kandırıyorlar . Bilal ağa istemiyor beni demiyorlarda Iramazan ile  evlen diyorlar.
Oğlan azcık safmış , Mirza abi Iramazan bildiğin sopalı delidir benim gibisinden değil yani !" Deyince Mirza gülmeye devam etti. 

"Korkma canım seni Iramazan'a verdirmem, hem sen Bilal ile konuştun artık başkası ile olmaz" deyince Hazal'ın yüzü allak bullak oldu.

"Mirza abi ,Bilal beni istemiyor ya  .
Hihh doğru söylüyorsun biz Bilal ile !
Beni artık Iramazan bile almaz !"

"Kız ne diyorsun sen yine anlamıyorum. Türkçe yayına geç!" Diye söylenirken Hazal bombayı patlattı.
"Ben Bilal'i öptüm . "
Mirza gülsün mü kızsın mı bilemedi.
Sadece emin oldu .
Hazal çoktan kalbini kaptırmıştı.
O yüzden kuzenin eline uzanıp tuttu.
"Korkma bu evlilik olacak . Madem öptün artık mecbursunuz namus meselesi olmuş . Hem Bilal de akşama gelecek seni isteyecek öyle dedi."

Hazal ,kuzeninden duyduğu Bilal ismi ile bir iç çekti. Adamın günlerdir kendisini istemediğini annesi ve ablası Havin'den milyonlarca kez duymuştu.

Şimdi ne olmuştu da istiyordu ?
Şaşkın şaşkın Mirza'nın yüzüne bakınca adam ,kızın saçlarını karıştırdı.
"Ne oldu kız adamın adını duyunca bile ağzın bir karış açık kaldı."

Bir Uzun Yoldan Geldim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin