İstanbul'da evinde bir türlü rahat edemeyen kız sebebini bir türlü çözemedi . Neden kendini huzursuz hissettiğini düşündüğü anlarda aklına Hatice ve Narin'in dolu dolu gözleri geliyordu.
Aycan bile bu kadar arada kalmışken , abisine kolaylık dileyerek mutfağa kendisine bir şeyler yapmaya girdi.
İki tost ile bir kahve yapıp salona geçince aklına gelen Ferit ile kızın yüzüne kocaman bir gülümseme yayıldı.
Adama yıllardır platonik aşık olan kız artık açılmak istiyor fakat nasıl dile getirilir bilmiyordu.
Kendi topraklarında kadınlar değil aşk itirafı, çarşıya zor çıkarken kız fazla özgür mü davranıyordu ?
Kendi kendine yaşadığı karmaşa ile arkadaşı Aysun'un araması ile derin düşüncelerden çıktı.
"Alo "
"Mardin fıstığı ile mi görüşüyorum ?"
"Evet canım ben fıstığın Mardin şubesiyim . Naber İstanbullum insan bir karşılamaya falan gelir."
"Aslında gelecektim şekerim ama senin Ferit'i görünce daha mutlu olacağını düşündüm . Yanılıyor muyum ?"
Aycan arkadaşının sözleri ile kıkırdadı.
"Yanılmadın ,görünce öyle mutlu oldum ki ! Uzaktan sarılmamızı gören sevgili olduğumuzu düşünürdü."
"Ay hadi inşallah yakından da görürüz ." Diye temennide bulunan Aylin'in sözleri ile mutlu oldu.
"Senin ki nasıl ?"
"İyi nasıl olsun Aylin gibi fıstıkla evli kötü olma şansı var mı ?" Diye kıkırdayınca Aycan arkadaşını kısa zamanda ne kadar özlediğini anladı.
"Yarın görüşelim İstanbullum özledim vallahi ." Aylin, Aycan'ın hiç beklemediği bir fikir ile geldi.
"Aslında akşama da olabilir . Murat'ın da sana sormak istediği şeyler var . Mardin'de bir iş yapacak ,teklif çok güzel ama oraları görmeden pek karar veremedi.
Sen bize gezdirirsen belki kocacımla Mardin'li oluruz ." Dedi.
Aycan bu fikirden hiç memnun olmamıştı fakat sesini çıkaramadı.
Arkadaşı ile ne kadar yakın olursa olsun ben ağa kızıyım aşiretiz biz ,en kötüsü küçük kardeşim kaçtı .O ve kaçtığı çocuk ölmesin diye
onun kardeşi ve abim evlendi daha da kötüsü abim zaten on senedir evli ! Diyemezdi .
Utanır bir daha yüzlerine bakamazdı.
Kendisinin kabul etmediği bu cahilliği ailem kabul edip yaşıyor diyemezdi.Sonra ki günler Aylin'in ısrarları ile geçti.
İki hafta sonra Aycan kendini Mardin uçağında Ferit ile yan yana yolculuk ederken buldu.
Mardin'de yaşayacağı büyük yüzleşmeden korkan kız yanında ki Ferit'in bile farkında değildi.Mirza da ise durumlar daha karışıktı.
O günden sonra aklından Aycan'ı çıkaramayan Mardin'in ayısı Mirza İstabul'a gidip geliyor her uçağa binişinde gözleri sebepsiz kızı arıyordu fakat ne faydası vardı.
Kızın kalbi doluydu ve adam başkasının sevgilisine bakacak adam da değildi.Mirza yıllar sonra hatta belki de hayatında ilk kez kalbini arttıran kızdan bir karşılık alamayacağını anlayınca babasının ısrarları ve aşiretin kararına uyararak meşhur güzel ve şımarık Dilan Kozan ile nişanlamayı kabul etti.
Böylelikle Mardin'den kaçmaya ve evden kadın kovmalara da bir şekilde son verilmiş ve adam rahatlamış oluyordu.
Hem madem evlenecekti azıcık uysallaştıracağı biri olsun da adamın canı sıkılmasın terbiye ederken diye düşündü.İstanbul'da ki son işlerini de halledip dönüş uçağına zar zor yetişti.
Yerine geçerken gördüğü o kız ve adamla kaşlarını çattı."Yok ulan bana hava da ,kara da mutluluk yok !
Allah'ım madem bana vermiyorsun başkasının yanında da gösterme yarabbim !Azıcık ayı da olsam görgüsüz , hatta kaba da olsam bende kalp taşıyorum . Bu acıdı be !" Diye kendi kendine söylenerek yerine geçerken Ferit'in ayağına da basmadan da geri durmadı.
"Çok pardon !" Diye söylenerek adamın yüzüne bakmadan yerine geçerken Aycan kendi kendine mırıldandı.
"Bu ara ayıların nesli mi çoğaldı anlamadım ki ! Adam kırk dört numara ayakkabı giyiyor ! Nasıl görmez hayret ! "Kız neye ,neden ve niçin bu kadar sinirlendiğini elbette biliyordu.
Bunun Ferit'in ayağını ezen adamla alakası yoktu.Mardin'de onu bekleyen çok güzel bir aile trajedisi vardı başrolde de bilakis kendisi oynayacaktı.
Arkadaşlarına hala abisinin kuma aldığını söyleyemeyen kız bu durumdan nefret ediyordu.
Hatice'nin gözlerinde göreceği kederden , Narin'in çaresizliğinden abisinin sıkışmışlığına şahit olmaktan nefret ediyordu."İyi misin sen ?"
"Hı ,ne dedin ?"
"İyi misin diyorum ,yine daldın gittin ."
"Düşünüyorum sadece ."
"Neyi ?"
"Bilmem genel olarak her şeyi ya da hiç bir şeyi !"
Ferit kıza kahkaha atıp gülerken arkalarında oturan Miran kızın neden bu kadar dertli olduğunu neyin onu üzdüğünü merak etti.
Yanında oturan adama da küfretmeden duramadı.
"Bir de bize ayı diyorlar ,adamın sevdiği kızın derdinden haberi yok . İşte kadın milleti bizim gibiler dururken hep kazmalara aşık oluyorlar !" Diye kendi kendine söylendi.Aycan arkadaşlarını otele bırakıp kendisi konağa geçerken derin bir nefes alıp iç çekti.
"Hoşgeldin kadınların umutlarının gömüldüğü Mardin'e ve Hazar konağına ! "Mirza ise Karaaslan konağından içeri girdiği an Hazal gözyaşları arasıdan adamın boynuna atladı.
"Aman da aman küs gittiğim Safinaz'ım beni mi özlemiş !"
"Hı hı çok özledim . Ablama yine görücü geldi biliyor musun ?
Sanırım evlenecek !"
"Ee ne güzel kurtuluyoruz o cadıdan azıcık sevinsene !"
Hazal başını adamın göğsüne gömüp iç çekti.
"Sen Dilan evlenince beni de Bilal Kozan ile evlendirecekler Mirza abi ! O şeymiş !"
Mirza kızın ne söylediğini anlamadan kendisine bakan yengesinin elini öptü .
Üst kata çıkınca kahvelerini içen babası ve amcasının elini öptü.
"Hazal'ın evlilik işide nereden çıktı baba !"
"Yok oğlum öyle bir şey ,gerekli olur sandık normali buydu ama Halil ağa nedense istemedi .
Bizimde işimize gelmedi desek yalan olur gerçi Bilal iyi adamdır bizim deli kızın nazını da ancak çekerdi ya artık nasip değilmiş !"
"İyi iyi olmasın Hazal daha dünkü çocuk ." Deyip yerinden kalkınca babası arkasından seslendi.
"Akşama Kozan konağına gidip şu işi halledelim . Kıza bir öküzlük yapıp da ilk günden korkutma !""Ne öküzlük yapacam baba ben öküz müyüm ? "Diye söylenirken yaşlı adam arkasından bağırdı.
"Doğru kızlar sana "AYI " diyorlardı değil mi ?"Mirza babasının kendisi ile eğlenen neşeli halini bozmamak için gülümsedi.
Odasına gelince yatağının üzerine uzandı.
Karısı ile öyle aşk evliliği yapmamıştı ama kendince sevmişti.
Onun yokluğunu hala hisseden Mirza aklını hiç yoktan alıp giden kızın kim olduğunu düşünüp duruyordu.Mardin'li olduğu kesindi de kimin kızıydı . Nasıl böyle erkeklerle rahat gezebiliyordu .
Birde kokusu vardı kesinlikle yasaklanmalıydı bu koku .
Adam kızın kokusu burnuna geliyormuş gibi uykuya dalarken Aycan mutfakta yemek yiyen Hatice'yi izliyordu."Nasılsın yenge ,hamileymişsin annem söyledi ."
"İyiyiz halası ,inşallah Elif'im gibi o da annesini bırakmayacak yaşayacak " dedi.
Aycan neden hamile kaldın sana yazık değil mi ?
Abime ,karnında yaşayıp yaşamayacağı belli olmayan o sabiye yazık değil mi diyemedi.
Narin'in mutfağa gelişi ile gülümseyen kız elini uzattı.
"Aycan ben görümcen oluyorum hatırladın mı ?
Hatırlamadın sanırım ,bende senin bu kadar güzel olduğunu unutmuşum ." Deyince Narin hafif gülümsedi.
"Alıştın değil mi konağa ? "
Kız sadece başını sallayınca Aycan iki kadını yalnız bırakıp odasına çıkıp yatağına uzandı.
Yarın büyük ihtimal ile arkadaşları gelecek ve her şey ortaya çıkacaktı.
Kız o an saatlerin durmasını başına gelecekleri bilirmiş gibi yarın olmamasını diledi.Şu Dilan ile bir an önce nişan olsa da taptaze bölümlere geçebilsek .
Ara bölüm yazmak ,inanın çok zormuş 😅
Eh yeni bölümde nişan ve yüzleşme ile görüşürüz ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Uzun Yoldan Geldim
General Fiction"Yolum Sana Düştü " hikayesinden tanıdığımız karakterlerin hikayesi. Seri II Mirza ve Aycan'ın garip aşkı burada başlıyor burada devam ediyor. Aralarına katılan yeni çiftimiz Hazal ve Bilal var . Onların evliliği bütün evliliklerden farklı başlıyor...