Cici kız

5 dakikada tabağını sıyıran insan tanesi.

Okulların açılmasına son 4 gün.Durun şimdi ağlayacağım.Lanet olası okul !

Okula bela okuyarak kalktığım bir sıkıcı gün daha.Açıkcası kışı çok özledim.Ama okulu hiç özlemedim. Yaz mevsiminden ve sıcaktan nefret ederim.Çoğu insanlar buna şasırır ama cidden yazı sevmiyorum. Ne bileyim terliyoruz bunalıyoruz depresyona giriyoruz.En azından bizim evde klima var diğer evlere bişey demiyorum.Yalnızca bir şey sorucam.

SİZ İNSAN MISINIZ ? 

Cidden nasıl dayanıyorsunuz ? Hele ki oruçluyken..

Annemin başını ağrıtıyor diye klima bizde de çok açılıyor değil.Ve o zamanlar terlemekten ölüyorum. Evde askılı penye ve kısa bir şort dolaştığım halde yanıyorum.Çıplak gezsem yine terlerim yazın.Ama kışın ne kadar güzel kar yağar falan.Gerçi İzmir'de hiç kar yağdığını görmedim ama herneyse.En azından kazakla üşümenizi engelleyebilirsiniz.Bu yüzden KIŞ ! ;) Alın size bilimsel bir açıklama ^^

Kahvaltımı yaptıktan sonra duşa girdim.Aynaya baktım.Bende okulların açılmasına az kaldığında çirkinleşme dönemi var.Bu yıl yine o dönem geldi heralde ki yine sivilce çıkmış.

Umursamayan bir tavırla telefonumdan ' Miley Cyrus - We Can't Stop ' şarkısını açtım.Betty Boop'lu pijamalarımı giyindim. Dans etmeye ve şarkının sadece nakaratını bildiğim halde diğer yerleri uydurarak söylemeye başladım.Huzur veriyordu. Ama biri sizi bu halde görürse emin olun utançtan başka bir şey vermez.

×Duru'dan inciler×

££=£÷=£_£_£_£=}{£_\™_™<¥×£{yaşasın 23 nisan}=£÷'[']£+#-#+#+

(Yazar burada kendiyle gurur duyduğunu anlatıyor.)

EVET DEVAM EDELİM.

Kulaklığımı takıp dışarı çıktım.Bahçede oturdum.Herşeyi bir kenara bıraktım.Sadece şarkıya odaklandım.Şarkı benim ilacımdı. Bi nevi ağrı kesicim.Düşüncelerimden kurtulmamı emrediyordu.Bende müziğin etkisi içerisinde emirlerini yerine getiriyordum. Müzik bana hayatın boş olduğunu hatırlatıyordu.İnsanların boş olduğunu. Herkesin öleceğini. Herşeyin boş olduğunu.

Hani bazı kızlar vardır.Sadece erkeklere odaklıdırlar.Bu kızlara acıyorum. Hayır yani sürekli ders çalışın eğlencesiz bir dünyada yaşayın demiyorum.Benim gibi olun. İnek fakat heran çılgınca davranıp bütün kuralları bozabilecek türden bir inek.

Kısa dar paçalı beyaz pantolon ve lacivert üzerinde altın sarısıyla 'Young' yazan tişörtü kombin yaptım.Ayaklarıma topuklu spor ayakkabı giyinip bize en yakın olan 'Uykusuz' cafeye gittim.Fazla kişi yoktu.2 masa doluydu. Bir masada sevgili sandığım bir çift.Diğer masada tek başına bir genç oturuyordu. Arkası dönük olduğu için yüzünü göremiyordum. Merak da etmiyordum zaten.Bahçedeki bir masaya oturup waffle istedim.

5 dakika sonra susadığımın farkına varıp garsona seslendim.

"Pardon bir tanede su alabilir miyim ?"

"Tabi hanfendi."

Tek başına oturan genç bana baktı.Bu ifade tanıdık geliyordu.Bana bağırdı.

-Heey Duru !

-Aaa meraba şey şey ..

-Berk

-Hah evet Berk.

-Adımı çabuk unutmussun !

Gülümsedim.Masama geldi elindeki bira bardağıyla.İçi doluydu.Aman Tanrım ! Berk bira mı içiyordu ?

-Ee nasıl gidiyor Berk?

-Kötü.

-Neden

-Sevgilim...ayrıldık.

-Ow üzüldüm.

Çökmüş gözüküyordu.Bu sırada garson leziz wafflemı getirdi.Ah hayır Berk'in karşısında nasıl yemek yiyebilirim.Nazikçe ve tamamen hanımefendi gibi bıçak kullanarak minik lokmalarla yedim.Hanimefendilik zormuş . Wafflemı 2 saatte bitirdim.Ben ? 5 dakikada tabağını sıyıran insan tanesi. İnanmak zor ama yaptım. :)

-Yürüyelim mi ?

Berk'in bu fikri fena değildi. Başımı sallayarak onayladım. Deniz kenarında sessizce yürürken sessizliği bozdum.

-Boşversene mutlaka başka birilerini bulursun.

-Ama ben onu istiyorum. Başkasını değil.

-O zaman aranızda ne geçti bilmiyorum ama düzeltmeye çalış.

-Asla düzeltmem.Bu konuyu kapatsak  ?

-Sen nasıl istersen.

-Seni eve bırakayım

-Yok gerek yok ben yürüyerek geldim.

-Olsun gel bin işte

-Teşekkür ederim ama yürümek daha iyi.

-Pekala o zaman.Görüşürüz

-Görüşürüz Berk.

Arabaya binip hızla gaza bastı.2 dakikada gözden kayboldu.Çok çılgın bir şoför.

Bende eve doğru yürümeye başladım.Eve girdiğimde yatağa uzanıp dolaptaki cips paketini aldım.Yanında  şeftalili ice tea güzel gider diye düşündüm.Aşağı inip buzdolabından ice tea da aldıktan sonra yemek için odama girdim. Tabletimden bir film sitesine girdim. Gri kurt adlı film dikkatimi çekti. Üzerine tıklayıp izlemeye başladım.

Film izlerken bir şeyler yemeği çok seviyorum. Ne kadar da kilo aldırsa insana zevk veriyor.

Kilolu olmak umrumda mı sanki?

Aslında bakarsanız umrumda :/