36.Yüzük...

15.5K 283 40
                                    

''Kendini nasıl hissediyorsun Nisa?''

''Hımm bir düşüneyim.Şişko,doyumsuz bir kurt gibi.''

''Şişko değilsin içinde güzel bir bebek var o kadar.Kız mı,erkek mi hiç mi merak etmiyormusun?''

''Ediyorum tabiki ama sürpriz olsun istiyorum.Doğuma bir, en fazla iki gün kaldı.Şu keki uzatır mısın?''

Aradan tam beş gün geçmişti.KArnımdaki kıpraşmalardan ibaret olan onun haricinde olaysız sayılabilecek fazla aç,kızgın,öfkeli ve değişik ruh hallerine girdiğim beş gün...Günlerdir hiçbir olay yaşanmamış gibi herkes sakindi.Yine Klaus'un yanına gelmiştik.Kayra ile aralarında geçen bir saatlik bir konuşmadan sonra her şey bir anda eskisi gibi olmuştu ve hala ne konuştuklarını bilmiyordum.Günler çabuk geçiyor olabilirdi ama benim için pekte öyle sayılmazdı.Hamile olmanın kısa sürede zor anlarını çekiyordum.Acıkmak,çabucak öfkelenmek bunlardan biriydi.Bütün gece zor uyumak hatta uyuyamamakta işin bir parçasıydı tabiki.Her şeye rağmen Kayra'nın çocuğunu doğuracağım için mutluydum.Herkes,Klaus bile şimdiden onunla konuşmaya başlamışlardı.KAyra neredeyse bütün gecesini karnımla oynayarak ve konuşarak geçiriyordu.Bu güzel olsada kıskanıyordum itiraf etmeliyim.Bir anne bebeğini kocasından kıskanır mıydı hiç, tabiki hayır ama ben en azından şimdilik o duyguyu yaşıyordum.Hamileliğin en kötü yanıysa bozulan vücud hatlarıydı.En çok kafama taktığım şey büyüyen karnımdı.Kendimi Kayradan gizlemeye çalışsamda bir yolunu bulup çıplak kalmamı sağlıyordu ve saatlerce beni izleyip karnımla oynuyordu.Bir yandan kötü olan şeyin güzelliğide oluyordu ve bir tane daha çocuk yapma isteğiyle dolup taşıyordum.

''Dokuz aylık olan hamileliğin bende birkaç gün süreceğine inanmak zor oldu.Yağmur,doğumdan korkuyorum.''

''Korkmakta haklısın tabiki ama emin ol kucağına aldığın zaman bütün acıları unutacaksın.''

''Sen neden bir şey yemiyorsun?Çikolatalı keke bayılırdın.''

''Bilmiyorum midem biraz garip.''

Bir iki gündür kafam Yağmur'a takılmaya başlamıştı ve hala takıntım devam ediyordu.Ona göre daha enerjiktim.Hiç böyle olduğunu görmemiştim.Kekleri yememek için kendimi tutmaya çabalarken Kayra bir anda gelip dudaklarıma yapışmıştı ve kek parçalarını ağzına almıştı.Hiçbir zaman, ne olursa olsun ne o benden iğreniyordu ne de ben ondan.Bu harika bir şeydi,muhteşem bir şey.

''Artık yemesen diyorum.Patlamandan korkuyorum.''

''Kayra bir dakika gelir misin?''

Şişkoluğumu yüzüme vurmasıyla asılan suratım,Robertın onu çağırdığında giderken eliyle dudaklarını silmesiyle daha çok asılırken bir anda kendimi boşluğa düşmüşüm gibi hissetmeme sebep olmuştu.Kilom konusunda hassas olduğumu çok iyi bilirdi ve bunun için konuşmalarına dikkat ederdi.Dudaklarını neden silmişti?

''İyi misin?''

''Söylediğini duymadın mı? Giderken dudaklarınıda sildi.Çirkinleştiğim için beni beğenmiyor.''

''Saçmalama Nisa.Hadi gel bahçeye çıkalım hem beyaz prenside görürsün.''

''Olur.''

Hayatıma giren güzel bir şeyde adını beyaz prens koyduğum,bahçede gördüğüm,huysuz olarak nitelendirilen at oldu.Nedense benim yanımda huysuzluk yapmıyordu.Yanına indiğimizde her zaman olduğu gibi sevindi.Bir canlının sevgisini hak etmek anlatılamayacak kadar muhteşem bir şeydi.Onu severken Kayra'nın söylediği söz ve hareketi aklımı kurcalıyordu ve azda olsa kırgındım.Saçmalıyor olabilirdim ama hislerime engel olamıyordum.Beyaz prenste bunu farkında gibiydi.

Sert ve SeksiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin