SL-1

60.1K 1.9K 2.4K
                                    

Yeni bir hikayeye başlıyoruz. Umarım beğenirsiniz :)

Buraya hikayeye başladığınız tarihinizi bırakabilirsiniz♥

Fotoğraf Beste

Mor Ve Ötesi-Güneye Giderken

Yıllarca babamın tayinleri yüzünden şehir şehir gezip durmuştuk. İlk defa 3 sene bir yerde sabit kaldığımız için mutlu olmuştum. Liseyi başladığım yerde bitirecektim. Ama hevesinin kursağımda kalması uzun sürmemişti. Lise sona geçtiğimde babamın yine tayini çıkmıştı.

Babamın sürekli çıkan tayinleri yüzünden hiç arkadaşım olmamıştı. Daha doğrusu insanlarla yakın olmayı tercih etmemiştim. Çünkü giderken veda etmek zorunda kalmak üzüyordu.

Babamın yeni tayin yerine gelmiştik. Mersin çok güzel bir şehirdi. En azından internetten baktığım kadarıyla öyleydi. Bu şehri de en kısa zamanda öğrenirdim. Ben gelmeden önce annem ve babam gelip eşyaları yerleştirdikleri için rahat bir şekilde evde dolaşabiliyordum.

"Kızım okul kıyafetlerini de aldık. 1 hafta geç başlayacaksın ama alışırsın." diyen anneme bakıp kafa salladım. Her zaman yeni kız olmaya alışıktım. Kimseyle muhatap olmayan, kendi köşesinde oturan sessiz kız. Dışarıdan bakanlara göre ise kendini beğenmiş kız..

Oturduğum koltuktan kalkarken babamın bakışları bana dönünce "Uyumaya gidiyorum. İyi geceler." dedim ve öpücük attım. Babam gülümserken, annem elini çenesine koyarak televizyona geri dönmüştü.

Koridorun sonunda ki odaya girip kendimi yatağa bıraktım. Bu yaşıma kadar o kadar çok evde kalmıştım ki artık kendi odam diye bir odayı sahiplenemiyordum. Yataktan kalkıp dolaptan pijama çıkarıp giydikten sonra hızla yatağa girdim ve gözlerimi kapattım. Bu sene bana üniversite sınavını getirecekti. Üniversiteye gittikten sonra şehir şehir gelmeme gerek kalmayacaktı. Beni mutlu eden tek şey buydu sanırım. Vücuduma bir uyuşukluk yayılırken uzun süre sonra ilk defa gülümseyerek uykuya dalmıştım.

*

Sabah alarmımın sesiyle uyanıp tavana bakarken kendime gelmeye çalışıyordum. Bir süre sonra doğrulup bağdaş kurdum ve karşımda ki duvarla bakışmaya başladım. Kendime gelemiyordum. Hiç bir zaman anında uyanan insanlardan olmamıştım zaten.

Kapım açılınca bakışlarımı ağır bir şekilde kapıya çevirdim. Annem gülümseyerek yanıma gelip yatağın ucuna oturduktan sonra "Okulun ilk gününe hazır mısın?" dedi.

Kafamı olumsuz anlamda salladıktan sonra "Hayır. Bence bugün uyumalıyım. İlk günden okula gitmek olmaz." dedim ve kafamı geriye doğru bıraktım. Yumuşak yastığı beklerken kafamı yatağın başlığına çarpınca "Hay ben senin." dedim ve hızla ayağa kalktım.

"Anne sakar kızım ben ya! Bu ne böyle birde demir! Kafamı yararım ben bununla!" dediğimde annem dudaklarını birbirine bastırıp ayağa kalktı ve işaret parmağını bana uzattıktan sonra "Üstünü değiş mutfağa gel. Kahvaltı hazır." dedi. Odadan çıkarken hala ağalı ovuyordum. Kesin şişecekti.

Köşede ki dolabıma doğru gidip okul kıyafetini çıkardım. Forma bordo ve siyah ağırlıklı bir etek ve beyaz bir lagostan oluşuyordu. Formayı giyerken kafam hala sızladığı için suratım düşmüştü.

Aynanın karşısına geçip saçımı tepeden bir at kuyruğu yapıp odadan çıktığımda annemle babamın neşeli sesi geliyordu. Mutfağa girip masaya oturduğumda annemin tabağıma bıraktığı omlete bakıp "Ben o şeyi yemem!" dedim.

SAYKO LİSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin