Adamlar-Benden Bana
Fazla büyük olmayan bir mezarlığa girdiğimizde yağmurun şiddeti azalmıştı. Doruk'un yönlendirmesiyle bir mezarın önünde durmuştuk.
Sena Dinçer
Annesinin adını bu zamana kadar hiç sormamıştım. Bakışlarım Doruk'a kaydığında dolu gözlerle mezara baktığını gördüm. Elimi uzatıp elini tutunca bakışları ellerimize inmişti. Ardından yüzüme bakınca gülümsedim. Destek olduğumu hissetmesini istiyordum.
Bakışlarımı mezara çevirip, bir adım öne çıktım.
"Merhaba efendim. Ben Beste." Bakışlarımı bir kaç saniye Doruk'a çevirip tekrar önüme döndüm.
"Sizinle tanışmayı çok istiyordum. Doruk, kalbi çok güzel. Onu çok güzel yetiştirmişsiniz." Derin bir nefes alıp konuşmaya devam ettim.
"Onu yalnız bırakmayı düşünmüyorum. Merak etmeyin ona çok iyi bakacağım." Gözlerim dolu şekilde Doruk'a baktığımda kaşlarını çatmıştı.
"Gözlerin niye doldu?"
"Bilmem." Parmaklarımla gözlerimi silip köşede ki ağacı gösterip "Seni şurada bekliyorum." dedim. Kafasıyla onaylayıp elinde ki şemsiyeyi uzattı.
"Gerek yok."
"Al şunu ıslanma. Bende kapüşon var." Israr etmeden şemsiyeyi alıp son kez mezara baktım. "Tanıştığıma memnun oldum."
Ağacın altına doğru yürürken Doruk'un cümlesini duydum. "Doğru insan olduğunu biliyordum."
*
Eve geldiğimizde koşarak şöminenin önüne oturmuştum. Hava oldukça soğuktu. Arkamı dönüp baktığımda Doruk'u göremeyip omuzlarımı silktim. Soğuktan her yerim uyuştuğu için hareket etmeye halim yoktu.
Bir süre sonra elinde iki kupayla geldiğinde gülümseyip minderde yana kaydım. Yanıma oturup kupayı uzattığında alıp elimi etrafına sardım.
"O kadar oturacak yer varken neden tek mindere oturuyoruz?" Kaşlarım havaya kalktığında haklı olduğunu düşündüm.
"Kalkayım o zaman." Ayağa kalacağım sırada omzumdan tutup geri oturttu.
"Yok böyle daha iyi." Gülümseyerek ona baktığımda tebessüm etmişti.
"Teşekkür ederim."
"Ne için?"
"Seni istemediğimi söylediğim halde yanımda kaldığın için.." Elimde ki kupayı yanıma koyup ona doğru döndüm.
"Doruk, seni tanıyorum. Ne zaman yalnız kalmak istiyorum desen aslında yanında birilerinin olmasını istiyorsun. Böyle önemli bir günde de yanında birisinin olmasını istiyordun. Oda ben oldum." Oda benim gibi elinde ki kupayı yanına bıraktı ve bana doğru döndü.
"İyi ki geldin. Belki başkası gelse bu kadar iyi gelmezdi. Ama sen çok iyi geldin." Yüzüme samimi bir gülümseme yerleştirirken gözlerine daldım.
"Seninle bir konu hakkında daha konuşmak istiyorum."
"Ne hakkında?" Ellerimi tutunca bakışlarım ellerimize kaymıştı.
"Gittim. Ama nedenini hiç söylemedim." Kaşlarım çatılırken bakışlarımı yüzüne çıkardım. Sinirle yüzüne bakarken gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAYKO LİSE
Teen FictionBeste; Derste dedikodu yapan geometri öğretmeninin, Öğrencilere sürekli laf sokan Kasap Ahmet'in, Bahçeye çıkıp öğrencilere çaktırmadığını sanarak gülleri ağzına atan müdür yardımcısının, Edebiyat öğretmeni olup bitkilere takık olduğu için öğrencil...