SL-2

34.6K 1.4K 1.1K
                                        

Multi Semih

Teneffüsün bittiğini belirten zil çaldığında sıkıntıyla yerime doğru yürümeye başladım. Yaren ders zili çalmadan önce bahçeye gitmişti.

"Beste başkan?" diyen sese dönünce Semih olduğunu gördüm.

"Efendim Semih?"

"Yanına geliyorum." dedi ve çantasını sırama bıraktı. Omuzlarımı silkip kenara kayınca yanıma oturmuştu.

"Ders ne?" dediğimde güldükten sonra "Tarih." dedi. Pek aram yoktu. Zaten sayısal olduğumuz için fazla görmüyorduk. İçeriye kafası kel olmak üzere olan göbekli erkek bir hoca girince ayağa kalktı. Ellerini oturmamız için aşağı sallarken geri oturmuştuk.

"Kop da gel Kemal bu hocanın lakabı." diyen Semih'e dönüp gülümserken "Nasıl yani?" dedim. O an hoca bize dönüp "Konuşmayın çocuğum." dedi. Dudaklarımı birbirine bastırıp hocaya bakarken Semih kafasıyla hocayı gösterip ayağa kalktı ve "Hocam?" dedi.

"Ne var çocuğum?"

"Hocam yazın tatile gittiğimde bir şey gördüm ve çok üzüldüm. Sizinle paylaşmak istiyorum." dedi. Hoca bir elini karnına koyup "Bizi ilgilendirmiyor." dedi. Semih dudaklarını büzerken hoca tahtaya dönmüştü.

"Ama hocam nasıl Türk kahvesine, yunan kahvesi derler?" dedi. Bakışlarım tekrar hocaya döndüğünde ağır çekimde bize döndüğünü gördüm. Gözlerini kısarken "O ne demek çocuğum?"

"Duydunuz işte hocam. Kaç yıllık Türk kahvemizi, yunan kahvesi diye satıyorlar." dedi ve yerine oturup gözlerini kısıp hocaya bakmaya başladı. Sol elini havaya kaldırıp tek tek parmaklarıyla saymaya başladı.

"1,2,3,4..5" dedi ve eliyle hocayı gösterdi.

"Bu yunanlar kaşınıyor valla. Zamanında bunları denize döktük olmadı. Yok olmayacak böyle. Ben birilerini arayıp geliyorum." dedi ve kapıdan çıktı. Ağzım açık bir şekilde Semih'e dönerken gülüyordu.

"Kimi aramaya gitti?"

"Büyük ihtimal cumhurbaşkanını armaya çalışacak ve yine hüsran modunda sınıfa dönecek." dedi ve omuzlarını silkti. Bu çocuğu gerçekten sevmiştim.

*

Ders bitiş zili çaldığında çantamı toplayıp omzuna attım. Semih ayağa kalkarken "Nerede oturuyorsun?" diye sordu.

"Yeni taşındık tarif edemiyorum. Ama buraya yakın." dedim ve güldüm. Semih elini omzuma koyup "O zaman beraber yürüyelim Beste başkan." dedi. Gülerken kafamla onayladım ve kapıya yöneldim. Kapıdan çıktığımda Yaren kapının yanında bekliyordu.

"Merhaba." dediğimde bakışlarını etraftan alıp bana çevirdi ve "Merhaba." dedi. Elimle gitmek için işaret ettiğimde yanımızda yürümeye başladı. Fazla çekingen bir kızdı.

Kapıdan çıkarken önümüzde duran zorba kızla gözlerimi devirdim.

"Yaren seninle işim var. Benimle geliyorsun." dedi. Kaşlarım çatılırken "Seninle bir yere gelmiyor." dedim.

Bakışları bana dönerken "Sen kimsin?" dedi. Yüzüme bir gülümseme yerleştirip "Sabah seni bahçede bozan kızım. Ayrıca Yaren'in de arkadaşıyım. Uzak dur." dedim be elimi omzuna koyup ittikten sonra kendimize yer açıp yürümeye başladım.

"Ayrıca Beste başkan olur kendisi." diyen Semih'e baktım. Zorba kıza söylüyordu.

"Sende mi Semih?" diyen kıza baktığımda tanıştıklarını anlamıştım.

SAYKO LİSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin