SL-36

10.3K 737 88
                                    

Hafta sonu işlerim olduğu için yeni bölümü şimdiden yayınlıyorum. Keyifli okumalar :)

Tuğkan-Sen Benim

"Beste, Doruk gelmiş." Bakışlarımı Yaren'e çevirdiğimde pencereden aşağı baktığını gördüm. Yatağımdan kalkıp pencerenin önüne gittiğimde kaldırımda oturmuş bir şekilde apartmana baktığını gördüm. Dudağımı ısırıp onu izlerken bakışları pencereye çıktı. Perdeyi hızla çekip yatağa geri döndüğümde Yaren garip garip bakıyordu.

"Ne var?"

"Gerçekten seni hiç anlamıyorum."

Telefonum çalmaya başladığında bakışlarımı telefona çevirdim. Doruk'un aradığını görünce derin bir nefes alıp meşgule attım. Tekrar aramaya başladığında dayanamayıp açtım.

"Ne?"

"Aşağıya gelir misin?" Bakışlarım Yaren'e döndüğünde gülümsediğini gördüm.

"Hayır."

"Beste, lütfen." Bütün suç onda değildi. Bende sert çıkmıştım. Bu yüzden yanına gitmeyi kabul edecektim.

"Tamam geliyorum." Telefonu kapatıp cebime attıktan sonra cebime attım.

"Ben gidiyorum." Yaren kafasını sallayıp eliyle kapıyı gösterdi.

"Bende sizinkilerle takılırım." Gözlerimi devirdim. Halime gülerken evin kapısına doğru yürümeye başlamıştım.

"Nereye?" diyen babama bakıp "Doruk gelmiş. Bir bakıp geleceğim." dedim.

Kafasıyla onayladığında Yaren babamın yanına oturup koluna girdi.

"Selim amca boş ver şu kızı. Siz beni evlat edinsenize. " Gözlerimi şaşkınlıkla açıp Yaren'e bakarken dil çıkarmıştı.

Umursamayıp evden çıkarken asansöre binmek yerine merdivenlerden inmeye başlamıştım. Zamanı biraz uzatmak istiyordum.

Zemin kata ulaştığımda derin bir nefes alıp apartmanın kapısını açtım. Doruk'un bakışları bana dönerken oturduğu kaldırımdan kalkıp yanıma doğru gelmeye başladı.

"Yürüyelim mi?" Kafamla onayladığımda sahile doğru yürümeye başlamıştık.

Söylemek istediğim çok şey varken susmak çok zor geliyordu. Bakışlarımı yüzüne çevirdiğimde hissetmiş gibi onunda bakışları bana dönmüştü. Bakışlarımı kaçırıp önüme döndüğümde sahile gelmiştik. Banklardan birine otururken yanıma oturdu.

Sanırım özür dilemek gerekiyordu. Ağır laflar kullanmıştım.

"Özür dilerim!"

"Özür dilerim!" Aynı anda konuşunca ikimizde gülmeye başlamıştık.

"Çok sert çıktım."

"Bende altta kalmadım." dediğimde kafasıyla onaylamıştı.

"Seni yarın bir yere götürmek istiyorum."

"Nereye?"

"Özür amaçlı bir yere diyelim." Yüzüme bir gülümseme yerleşirken elimi yanağına çıkarıp okşadım. Gülümserken elimi tutup parmak uçlarımdan öptü. Bu benim için en güzel özür dileme şekliydi.

*

"Hâlâ gelmedik mi?" Kafasını olumsuz anlamda sallayan Doruk bakışlarını kısa bir süreliğine bana çevirdi. Ardından yola çevirip gülümsedi. Dikkatle yüzünü incelerken içimi kaplayan heyecanla elimi yüzüme bastırdım.

SAYKO LİSEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin