Hatırlatma:Umarım bu akşam çok güzel geçerdi.
🌙
.
.
.
19.56
Önümdeki siyah demirlikler sesli bir şekilde açıldığında arabayı sürmeye devam ettim. Park yerine park ettikten sonra arabadan indim. Babam da inince kapıya doğru yürüdüm.Kapıya vurunca aradan 2 dk geçti ve kapı Bay Kim tarafından açıldı.
Bay Kim:"Hoşgeldiniz."Babam ve Bay Kim sarılırken Taehyung yanımıza geldi.
Th:"Hoşgeldiniz efendim"Babamla tokalaşıp bana döndü.
Th:"Hoşgeldin Jungkook."Bana sarılınca bende ona karşılık verdim. Bay Kim ve babam içeri girince bizde onların arkasından yürüdük. Taehyung kulağıma eğildi.
Th:"Babacığına hoşgeldin bebeğim."Kafamı utançla yere eğdim. Önüme geçti ve yolumu kesti. Sessizce konuşmaya başladı.
Th:"Hadi ama. Benden utanma artık."Hafifçe başımı salladım. Ondan utanmak istemiyordum. Gülümsedi ve koridorda olduğumuz için ve kimsenin görmeyeceğini bildiği için dudağımı hafifçe ses çıkarmadan öptü.
Geri çekildiğinde gözlerimi açtım ve bende onun gibi gülümsedim.
Bir eliyle üstünü baştan aşşağı gösterdi.
Th:"Babacığın nasıl olmuş güzelim?"Elimi çeneme koydum ve onu baştan aşşağı süzdüm.
Jk:"Hımmm...babacığım her zamanki gibi harika gözüküyor."'Babacığım' kelimesini söylemek biraz tuhafıma gitsede oda demişti. Utanmamam gerekiyordu artık. Neredeyse birlikte olmuştuk. Öpüşmüştük.
Yana doğru açtığı kollarını yere indirdi ve gülümsedi. Sonra beni süzdü ve dudağını ısırdı. Eliyle altımdaki pantolonu işaret etti.
Th:"Deri pantolon mu o?"Hafifçe kıkırdayıp başımı salladım.
Jk:"Evet deri pantolon."Yavaşça bana doğru yaklaştı ve ellerini belime yerleştirdi. Sonra kulağıma eğilip emip bıraktı.
Th:"Babacığın bu tarzını çok beğendi. Ama eğer dışarda bu pantolonla dolaşırsan sana ceza vermek zorunda kalırım."Geri çekildiğinde ben hala ona gözlerimi kırpıştırarak bakıyordum. Gülüp burnumdan öptü.
Th:"Hadi içeri geçelim."...
Yemek masasına oturduk ve yemeklerimiz servis edilmeye başladı. Masada sadece babam ve Bay Kim konuşuyordu. Ben sessizce yemeğimi yiyordum, Taehyung ise daha çok beni izlemekle meşguldü.
Bay Jeon:"Taehyung. Oğlum. Hafta sonu Paris'e gidiyormuşsunuz."Kafamı salladım.
Th:"Evet efendim. Aslında önümüzdeki hafta çarşamba günü çekimler ama, biraz erken gitmek istiyorum. Paris'e gitmeyeli uzun zaman oldu. Biraz gezmek ve Jungkook'a etrafı göstermek istiyorum. Bildiğim kadarıyla hiç Paris'e gitmedin."Son cümlesini bana dönüp söylemişti. Kafamı olumsuz anlamda salladım.
Jk:"Hayır hiç gitmedim."Babam hafifçe gülümsedi.
Bay Jeon:"İyi yapmışsınız."...
Yemek bitince herkez oturma odasında kahve içiyordu- ben hariç-. Kahve sevmediğim ve çikolatalı süt olmadığı için öylece oturuyordum. Canım aşırı derecede sıkılmıştı.
Taehyung sıkıldığımı anlamış olacak ki kahvesini yanındaki masaya bıraktı ve bana bakarak konuşmaya başladı.
Th:"İstersen seninle birlikte balkona çıkalım."Hafifçe kafamı salladım ve ayağa kalktım.
Th:"İzninizle."Babam kafasını sallayınca balkona doğru yürümeye başladık.
Balkona çıktığımda bir anda ortadan kaybolan Taehyung elinde kırmızı bir şalla balkondan içeri girdi. Elindeki şalı omuzlarıma bırakınca teşekkür ettim ve hasırlı sandalyeye oturdum. Oda karşıma oturunduğunda bana değil gökyüzündeki Ay'a bakıyordu. Kafamı çevirdim ve bende gökyüzüne baktım.
Çok güzel bir ayaz vardı. Yıldızlar peşpeşe sıralanmış gibi gökyüzünde çok hoş bir şekilde düzenliydi. Hilal de tam ortada parlıyordu.
Th:"Annemle birlikte sürekli geceleri balkonda oturup Ay'a ve yıldızlara bakardık..."Yavaşça başımı ona çevirdim. Gözlerindeki hüzün Ay ışığında daha da belli oluyordu. Acı bir şekilde güldü. Ve asla dayanamayacağım şekilde gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı.
Eliyle yeri gösterdi.
Th:"Buraya kalın bir örtü sererdik. Sonra da Teleskopla birlikte yıldızları izlerdik."Eliyle büyük bir yıldız topluluğunu gösterdi.
Th:"Şuradaki yıldızları görüyor musun?"Kafamı gökyüzüne çevirdim tekrar.
Jk:"Evet...görüyorum."Acıyla gülümseyip elini yavaşça aşşağı indirdi.
Th:"Annem öğretmişti...Büyük Ayı o. Hep karıştırırdım. Büyük Ayı, Küçük Ayı diye. Annem de hiç pes etmeden devamlı onun Küçük Ayı olmadığını söylerdi...Hep karıştırırdım çünkü o zamanlar çok sevdiğim bir oyuncak ayım vardı. Ona da Küçük Ayı diye seslenirdim...babam almıştı bana o ayıyı. Çok seviyordum hiç elimden düşürmüyordum. Yatarken, yemek yerken, çizgi film izlerken, annemi kurabiye yaptığı zamanlar bile onu izlerken elimden hiç düşürmüyordum...ama sonra çöpe attım."Kaşlarımı çattım. Mağdem bu kadar çok seviyordu. Neden çöpe atmıştı ki?
Jk:"Neden çöpe attın o zaman?"Yere eğdiği başını kaldırdı ve güldü.
Th:"Çünkü bana annemin ölümünü getirdi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᶠᴼᴿᴱᵛᴱᴿ 🌙
FanfictionTaekook🌙 "İlk aşık olduğum insan olmasanda, son olmanı istiyorum, Jungkook. Her şeyinle benim olmanı, sonum olmanı istiyorum." tamamlandı -kutsaltaekookaskina 🌙