21.ᴮöᴸüᴹ:ˢᴱᵛᴳᴵᴸᴵ

440 24 9
                                    

Hatırlatma:Umarım bu hafta sonu iyi geçer...
🌙
.
.
.
Telefonum melodisiyle uyandığımda çok yorgundum. Dün sabaha kadar Taehyung için ağlamıştım.

O kadar kötü şeyler yaşamıştı ki aklıma geldikçe gözlerim doluyordu.

Yastığımın altından telefonumu elime aldım ve ekrana baktım.

Yoongi hyung arıyor...

Jk:"Efendim hyung."
Yg:"Jungkook neredesin?"
Jk:"Evdeyim hyung. Uyuyakalmışım. Birazdan şirkette olurum. Niye sordun bir şey mi oldu?"
Yg:"Jimin isimli biri burada ve neredeyse yarım saattir seni bekliyor."

Aklıma dün gelince kafama vurdum ve hızlıca ayağa kalktım. Hızlı kalktığım için başım dönmüş gözüm kararmıştı. Bir sandalyeye oturdum ve başımın dönmesinin geçmesini bekledim.
Jk:"Eee...tamam hyung geliyorum. Birazdan orada olurum. Babam şirkette mi?
Yg:"Evet sabah çok erken geldi. İşi varmış."
Jk:"Tamam birazdan oradayım biraz daha oyala olur mu onu? Kahve falan ikram et."
Yg:"Çocuk zaten şuan 5. kahvesini içiyor. Ama merak etme ben oyalarım. Çok şirin bir çocuk zaten...elleri bile minicik."
Jk:"Hyung?"

Ne söylediğini sonradan idrak edince biraz durakladı sonra da ne kast ettiğimi anlamış olacak ki kızmıştı bana.
Yg:"Kes sesini Jungkook!"

Kıkırdayıp onu daha fazla sinir ettim. Yoongi hyungtan bahsediyoruz burada! Tanrım sonunda! Sonunda hyung'um birisini şirin buldu!
Yg:"2 dakika içerisinde burada ol hemen."
Jk:"Tamam tamam."

Gülüp telefonu kapattım ve ayağa kalktım. Koşarak banyoya ilerledim.

Oha! Bu kim?!

Şiş, altı morarmış ve kızarmış gözler, kurumuş ve çatlamış dudaklar ve sapsarı olmuş yüzümle bu tamamen bendim.

Harika (!)

Kısa bir duş ve bi kaç makyaj malzemesi yardımıyla en azından bir canavar gibi gözükmüyordum. Üstüme rahat bir şeyler geçirdim ve montumu giydim. Sonra anahtarlarımı ve telefonumu alıp hızlıca evden çıktım.

...

Yg:"Oh Jungkook! Gelebildin sonunda."
Jk:"Uyuyakaldığımı sana söylemiştim. Jimin nerede?"
Yg:"Odanda...seni bekliyor."
Yüzümü gizlemeye çalışıyordum. Çünkü Yoongi hyung görürse anında anlardı ağladığımı. Yanıma yaklaştığını hissettiğimde korkup odama doğru yürümeye başladım. Kolumdan tutunca pes edip yüzümü ona çevirdim.

Göz bebekleri büyünce başımı yere eğdim.
Yg:"Niye ağladın?"

Sert çıkan sesiyle irkildim. Biliyordum anlayacağını!
Jk:"Ö-önemli bir şey değil hyung..."

Elini çeneme koydu ve kafamı yüzüne çevirdi.
Yg:"Nasıl önemli bir şey değil Jungkook? Yüzünün ne halde olduğunu biliyor musun sen? Ya ne olduğunu anlatırsın ya da seninle konuşmam."
Jk:"Ama hyung-"
Yg:"Söyle Jungkook!"
Jk:"Evet ağladım!"

İtiraf ettiğimde beni koltuğa oturttu ve yanıma oturup elini omzuma oturdu.
Yg:"Onu anladım zaten. Neden ağladın?"

Yine gözlerim dolamaya başlamıştı. Burnumu çekip başımı ona çevirdim.
Jk:"Taehyung...onun için ağladım."

Şaşırdığını anlayınca anlatmaya başladım.
Jk:"Dün bana...her şeyi anlattı. Yani annesinin ölümünü, babasının onun babası olmadığını. Ya hyung gözleri önünde öldürülmüş annesi! Hemde babası sandığı çok sevdiği insan tarafından. Daha çok küçükmüş!"

 ᶠᴼᴿᴱᵛᴱᴿ 🌙 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin