32.ᴮöᴸüᴹ: ˢᴱᴺᴵ ˢᴱᵛᴵᵞᴼᴿᵁᴹ

174 16 3
                                    

Hatırlatma: Yerinde donup kalırken karşısımdaki kişi ise sırıtıyordu.
🌙
.
.
.
Jimin'i karşımda görünce önce şaşırdım.

Jk:"Burada ne işin var senin?"

Tamam böyle bi' soru sormam yersizdi. Fakat Fransa'ydıyız ve Jimin'in bir anda karşımda görüyorum.

Jimin önce güldü ve sonra çocuk gibi dudaklarını büzdü.

Jm:"Ne o? Beni gördüğüne sevinmedin mi?"

Biraz olsun toparlayabilirdim saçma sorumu.

Jk:"Hayır hayır. Aksine çok sevindim. Sadece seni Kore'de zannediyordum. Gel kapıda kaldın. İçeri de konuşalım."

Jimin içeri girdi ve montunu çıkardı ve astı. Elimle salonun olduğu yeri gösterdim. Gülümsedi ve önden giderek salona doğru yürüdü. Bende arkasından yürüdüm. O koltuğa attığında kendini ben oturmadım.

Jk:"Ne içmek istersin? Kahve? Veya herhangi bir şey?

Jimin gülümsedi.

Jm:"Kahve, lütfen."

Gülümsedim. "Seni kibar çocuuuk" diye içimden de geçirmedim değil. Mutfağa doğru yürüdüm. Jimin'e kahve yaptım kendime de dolaptan çikolatalı süt aldım. Sütümü fincanıma boşalttıktan sonra -ne yapayım öyle daha havalı oluyor- içeri, Jimin'in yanına gittim. Koltuğa -onun yanına- oturdum.

Jk:"Ee söyle bakalım seni buraya hangi fırtına attı?"

Bana gözlerini kırpıştırarak baktı. Hemen düzelttim.

Jk:"Şey ya...hep derler ya "hangi rüzgar attı" diye bende bir farkımız olsun dedim rüzgar yerine fırtına dedim, yani öyle şey yapmak...Eee ne yapıyorsun görüşmeyeli?"

Jimin bi' 5 saniye -evet saydım- yüzüme baktı. Sonra kahkahalarla -ama ne kahkaha- gülmeye başladı. Bende güldüm.
Durduğunda -sonunda- gözlerinde ki yaşları sildi.

Jm:"Taehyung bir şeyler anlattı da bende buradayken sana uğrayayım dedim. Nasılsın daha iyisin umarım?"

Jk:"İyiyim iyiyim. Oldu birkaç pürüzler."

O anları hatırladıkça bi' kötü oluyordum. Sanki o kötü şeyleri tekrardan yaşıyor gibi oluyordum.

Jm:"Ben Taehyung'a gerçekten çok kızdım."

Kafamı sağa sola salladım.

Jk:"Onun bir suçu olduğunu zannetmiyorum. Yani gerçekten nereden bilebilirdi ki o adamın orada olduğunu ve böyle şeyler yapacağını."

Jimin koltukta toplandı ve bana doğru döndü. Bende aynı şeyi yaptım. Sanırım anlatacağı şeyleri vardı.

Jm:"Jungkook bak gerçekten Taehyung kolay şeyler yaşamadı. Belki bana anlatmadığı, sana anlatmadığı çok şeyleri var ama şuna inan ki Taehyung şimdiye kadar hep sevdikleri için çabaladı, pes etmedi. Çok değer verdi, çok kaybetti. Hoseok'un ona ihaneti, babasının ihaneti, annesini kaybetmesi, gerçek babasını çok sonradan tanıdı. Kolay şeyler yaşamadı. Gerçekten. Bu hayatta, dürüstlüğüne inandığım çok az insan oldu. En inandığım kişi ise Taehyung."

Kafamı salladığım anladığımı belirterek. Ne demem gerektiğini bilmiyordum ve kendimi tuhaf hissediyordum. O da bunu anlamış olacak ki konuyu değiştirdi.

Jm:"Yoongi ile randevuya çıktık."

İçtiğim çikolatalı süt boğazımda kalırken Jimin sırıtıp sırtıma vuruyordu.

Jk:"G-gerçekten mi!?"

Jimin güldü ve kafasını salladı. Bende kahkaha attım.

Jk:"Yoongi ve randevuya çıkmak. Garip."

 ᶠᴼᴿᴱᵛᴱᴿ 🌙 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin