22.ᴮöᴸüᴹ:ᴳᴵᶻᴸᴵ ᴺᵁᴹᴬᴿᴬ

431 28 3
                                    

Taehyung'un Anlatımından:
🌙
.
.
.
Saatimi de koluma taktım ve anahtarlarımı da aldım ve ceketimi aldım. Tanıdığım melodi kulaklarımı doldurunca elimi cebime attım ve telefonumu çıkardım.

Gizli Numara arıyor...

Kaşlarımı çattım. Gizli numara mı? Elimdeki ceketi koltuğun başına attım.

Th:"Alo?"
"Hoseok'a çok güvendiğim duydum."
Th:"Sen kimsin?"
"Bir dost diyelim mi...Taehyung?"
Th:"Ne diyorsun sen?"

Sinirlenmeye başlamıştım.
"Ne dediğim gayet açık Taehyung. Ama sen anlamak istemiyorsun. Şimdi **** kafesine git ve gerçeklerle yüzleş. O çok güvendiğin sevgilisinin ne bok yediğini gör. "

Bip, bip, bip...

Telefonu kulağımdan çektim ve ekrana baktım. Ne diyordu bu pezevenk?
Th:"****kafesi...hadi ama Taehyung! Hoseok'a güvenmiyor musun?"

Olduğum yerde dönüp dolaşıyordum. Gitmeli miydim? Ama sevgilime güveniyordum.
Th:"Sadece gidip bakacağım."

Koltuğun başına attığım ceketi aldım ve üstüme giydim. Telefonumu ceketimin cebine attım ve evden çıktım. Arabaya bindim.

...
**** Kafesi

Arabayı kafenin içini görebileceğim bir yere park ettim.
Th:"Ne yapıyorum ben yah!? Sevgilime gü-"

Lütfen gördüklerim karşısında yanılıyor olayım. Lütfen o Hoseok olmasın. Lütfen bu sadece bir şaka olsun...lütfen.

Eli bir kızın belinde bir masaya geçip oturdular. Garsona bir şeyler söyleyip tekrar önünde ki kıza döndü. Bir şeyler konuşuyorlar ve gülüşüyorlardı.

Direksiyondaki elimi yumruk yaptım. Gördüklerim o kadar ağırdı ki... Yumruk yaptığım elimle göz yaşlarımı sildim. Kafamı tekrar kaldırdım ve belki de asla görmemem gereken şeyi gördüm.

Ne mi gördüm?

Hoseok kızın dudaklarına yapışmış ve öpüyordu. Acıyla güldüm. Hatta bir süre sonra kahkaha atmaya başladım. Gördüklerim o kadar komikti ki kim olursa bu durumuma gülerdi.

Gülerek ceketimin cebinden telefonumu çıkardım. Hoseo'un ismini buldum ve üstüne bastım.
Hoseok:"Alo? Sevgilim!"

Kafamı geriye attım ve bir kahkaha daha attım.
Th:"Sevgilim. Ne yapıyorsun?"

Kafamı kaldırdım ve karşımda eli ayağına dolanmış bir Hoseok gördüm.
Hoseok:"H-hiç sevgilim...ç-çalışıyorum."
Th:"Ya?"

Arabadan indim ve kapıyı sertçe kapattım.
Hoseok:"S-sen neredesin ki?"
Th:"Bunu yanına gelince anlarsın."

Telefonu kapattım ve kafeye girdim.
Th:"Aa bak burada kim var?"

Elimle Hoseok'u gösterdim ve güldüm. Hızlıca yerinden kalktı.
Hoseok:"Bak Taehyung h-her şe-"
Th:"Ne yapacaksın?! Her şeyi açıklayacak mısın?!"

Tekrar güldüm. Gerçekten içinde bulunduğum bu iğrenç durum bana sadece...komik geliyordu.
Hoseok:"Taehyung ben-"

Elimi kaldırdım ve onu susturdum. Artık gülmüyordum.
Th:"Sus daha fazla konuşma. Konuştukça batacaksın zaten."

Dibine girdim ve eğildim. Elimle koltukta oturan ve bize şaşkınlıkla bakan kızı işaret ettim.
Th:"Bu mu benim değerim senin gözünde? HA? BU MU?"
Hoseok:"Taehyung bak sakin ol lütfen."

Kolumdaki eline bakıp bir kahkaha daha attım bu uzun sürmemiş yerini yine sinirim almıştı.
Th:"DOKUNMA BANA!"

Yerinde sıçradı ve kafasını önüne eğdi. Biraz geri çekildim elimi çenemin altına koydum ve bu mazarayı biraz izledim.

Koltukta yarı çıplak bir kız, önümde şu son yaşananlara kadar aşık olduğum adam ve etrafta bize şaşkınlıkla bakan insan topluluğu...

Güldüm ve arkamı döndüm.
Th:"Jung Hoseok...ben gelmeden evimden defolup gitmiş ol..."
Hoseok:"Taehyung-"
Th:"Sus...Hoseok! Sadece sana dediğimi yapsan iyi edersin."

Yürüdüm ve kafeden hızlıca çıktım. Yanımdaki masaya tutundum. Yoksa her an düşüp bayılabilirdim.

Babama(!) güvenemiyorum, sevdiğim adama güvenemiyorum ben kime güvenecektim?

Boynumdaki kravatı gevşetip tutunduğum masanın sandalyesine oturdum. Derin derin nefes aldım.

Oturduğum yerden kalktım ve arabama bindim. Telefonumun melodisini duydum. Sonra tekrar tekrar. Elime aldım ve aramayı yanıtladım.

"...'Demiştim' demekten sıkılmıyorum biliyor musun?"
Th:"Kimsin sen?"
"Dedim ya Taehyung bir dost işte."
Th:"Teşekkür ederim."

Karşı taraftan uzun süre yanıt gelmeyince telefonu kulağımdan çektim ve kapattım. Kafamı geriye attım. Ne yaşamıştım ben? Ne olmuştu az önce? Gerçekten görmüş müydüm aşık olduğum adamın bana ihanet edişini? Gerçekten mi?

Ellerimin arasında çalan telefonumu o an kırmak istedim.

Babam arıyor...

Nefesimi seslice dışarı bıraktım.
Bay Kim:"Oğlum?"
Th:"Hı?"
Bay Kim:"Sana atacağım konuma gelir misin?"
Th:"Gelirim..."

Anahtarı çevirip arabayı çalıştırdım.
Bay Kim:"Sen...İyi misin oğlum?"
Th:"Çok iyiyim!"
Bay Kim:"Tamam hadi acale et bakalım. Ha bu arada kameran...yanında mı?"
Th:"Hayır."
Bay Kim:"Gelirken onu da yanında getir oğlum."
Th:"Tamam getiririm."

Telefonu kulağımdan çekip yanımdaki koltuğa attım. Mesaj sesini duyunca telefonu attığım gibi tekrar elime attım ve konuma baktım.

Telefonu yeniden yanıma attım ve arabayı çalıştırdım.

...

Eve girip odama çıktım. Masanın üzerindeki kamerayı alıp neşeyle çıktığım evden tam tersi olarak çıktım. Kamerayı arka koltuğa attım.
8 sene boyunca kullanmadığım kamerayı ne diye şimdi kullanacaksam. Arabayı çalıştırıp babamın attığı konuma doğru sürmeye başladım.

...

Jeon Şirketleri

Arka koltukta ki kamerayı aldım ve telefonumu cebime koydum. Arabadan indim ve şirkete doğru yürümeye başladım. Cebimden telefonu çıkardım ve babamı arayacakken gördüğüm bedenle olduğum yerde durdum.

Elim iradem dışında kamerama gitti. Ve o bedenin fotorafını çektim.

Evet fotorafını çektim. Yolun ortasında durmuş onun fotorafını çekiyordum. Şirkete girinceye kadar.

Beden şirkete girinceye kadar ne yaptığımın farkında değildim. Bir kameraya bir de az önce onun girmiş olduğu kapıya bakıyordum.

Ben az önce 8 sene boyunca elime dahi sürmediğim kamerayla birisinin fotorafını mı çekmiştim?
.
.
.
🌙
8 sene şimdi az bir zaman değil.
:')
Vote ve yorum istiyorum!
Ve sizi seviyorum!💜
Gizli Numara kim sizce??

 ᶠᴼᴿᴱᵛᴱᴿ 🌙 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin