33.ᴮöᴸüᴹ:ᴱᵁᴾᴴᴼᴿᴵᴬ

154 10 0
                                    

Hatırlatma:Th:"Seni seviyorum."
🌙
.
.
.
Gözlerimi açtığım da güneş daha yeni yeni doğuyordu. Yanımda ki masadan saate baktım.

05.32

Yeniden uyumaya hazırlanıyordum ki, belime dolanan kollar ile çığlığı bastım ve yataktan yere düştüm. Acıyla popomu tutarken Taehyung'un sesini duydum.

Th:"Bebeğim iyi misin?"

Kafamı kaldırdım ve üst kısmı çıplak olan harika sevgilime kaşlarım çatık bakmaya başladım.

Jk:"En sevdiğim yerim acıyor!"

Kahkaha attığında birlikte yere düştüğümüz yastığı alıp ayağa kalktı ve yastıkla birlikte Taehyung'un üstüne atladım. O daha fazla kahkaha atıyor ve ben daha fazla sinir oluyordum. Yastığı aramızdan alıp kafasına bastırdım. Hala boğuk boğuk gülüyordu.

Jk:"Son sözlerini söyle Kim!"

Beni belimden tutup yana atmış ve bu sefer de o benim üzerime çıkmıştı. Kedi yavrusu gibi ona bakıyor ve bıyık altı gülüyordum. O beni keyifle izlemiş sonra da yavaş yavaş yaklaşmaya başlamıştı. Ben heyecanlanıp yastığı kafasına vurduğum da yana devrildi.

Th:"Burnum!"

Bu sefer de ben kahkaha atmaya başladım ve odadan koşarak çıkarak mutfağa gittim.

Tezgaha oturup yanımda ki kaseden çilek yemeye başladığımda Taehyung burnunu tuta tuta yanıma geldi.

Th:"Benden kaçamassın Jeon. O dudaklar benim dudaklarım tarafından öpülecek!"

Kafamı "hayır" anlamında salladım ve çileklerimi yemeye devam ettim. O, iyice dibime girmiş ve yemeye hazırlandığım çileğimi kapmıştı! O en güzel çilekti!

Dudaklarının arasında ki çileği yemiyor ve gülüyordu.

Th:"Çileğini geri alabilirsin."

Elimi uzattığımda iki bileğimi de tutup tezgaha koydu. Ben ona şaşkınlıkla bakarken o dudaklarını ve arasındaki çileği benim ağzıma doğru uzattı. Gelecekte ki kocamı şimdi öpsem herhalde hamile kalmazdım!

Uzanıp çileği aldım ama Taehyung geri çekilmeme izin vermemiş ve ensemden tutarak öpmüştü sertçe dudaklarımı.

Th:"Ben istediğimi alırım. Hele ki istediğim şey sensen."

...

Jk:"Taehyung!"

Taehyung'un elinden tutup bisikletlerin olduğu yere sürükledim. Çeşit çeşit renk bisikletlerin yanına gelince Taehyung'a döndün ve masum tavşan bakışı attım.

Jk:"Binelim miiii? Lütfen, lütfeen!"

Taehyung gülümseyip kafasını salladı.

Th:"Hangisine binmek istersin bakalım?"

Bisikletlere döndüm ve gözlerimi üzerlerinde gezdirdim. Taehyung'un en sevdiği renk sanırım mordu. Çünkü mor şeyler daha çok dikkatini çekiyor ve ne giyerse giysin illaki bir yerlerine mor şeyler giyip takıştırıyor.

Mavi bisikletlerin yanında ki mor bisikletleri işaret ettim.

Jk:"Mor olsun."

Gülümseyip kafasını salladı ve bisikletleri kiralayan yaşlı adamın yanına yürüdü. Ben bisiklete çoktan binmiştim. Taehyung'ta geldi ve o da mor bisiklete bindi.

O gün doyasıya Paris yollarında bisiklet sürdük, kruvasan yedik, gezdik, çeşit çeşit mağazalara girip kıyafetler aldık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

O gün doyasıya Paris yollarında bisiklet sürdük, kruvasan yedik, gezdik, çeşit çeşit mağazalara girip kıyafetler aldık.

...

Eve geldiğimizde çok yorgunduk. Kendimizi koltuğa atıp biraz dinlendikten sonra yemek yedik. Duş alıp -ayrı ayrı aldık duşu- yatağa yattık.

Th:"Yorucu bir gündü değil mi?"

Kafamı salladım ve Taehyung'un koynuna girdim. Başımı göğsüne yasladım ve düzenli kalp atışlarını dinledim. Göz kapaklarım taşıyamayacağım kadar ağırlaşınca gözlerimi kapattım.

Jk:"Bana şarkı söyler misin?"

Taehyung'un şaşkın yüzü aklımda canlanırken gülümsedim. Muhtemelen bunun nereden çıktığını soracak-

Th:"Bu da nereden çıktı?"

Güldüm.

Jk:"Ne o? Söyleyemez misin?"

Taehyung'un derin bir nefes aldığını şişip kalkan ve benim de başamın aşşağı yukarı hareket etmesini sağlayan göğsünden anladım.

Th:"Yine hayatımdaki sensin,
(너는 내 삶에 다시 뜬 햇빚)

İkinci hayallerime geliyorum.
(어린 시절 내 꿈들의 재림)

Bu hissin ne olduğunu bilmiyorum (?)
(모르겠어 이 감정이 뭔지)

Bu bir rüya mı?
(혹시 여기도 꿈 속인건지)

Çölde mavi seranın hayalleri,
(꿈은 사막의 푸른 신기루)

İçimde derin.
(내 안 깊은 곳에 아프리오리)

Nefesimden memnunum,
(숨이 막힐 둣이 행복해져)

Çevre daha şeffaf hale gelir.
(주변이 점점 더 투명해져)

Denizi çok uzaklardan duyabiliyorum.
(저기 멀리서 바다가 들려)

Hayaller arasında, çalıların üzerinde,
(꿈을 건너서 수풀 너머로)

Oraya netleştiği yere git.
(선명해지는 그곳으로 가)

Şimdi ellerimi al,
(Take my hands now)

Sen, coşkumun nedeni sensin.
(You are the cause of my euphoria)

Neden ağladığımı, veya ne bileyim, neden zamanın durmasını istediğimi bilmiyorum. Tek bildiğim, aşık olduğum.

Deli gibi aşık olduğumu.
.
.
.
🌙
güzel bir bölüm oldu mu...bilemiyorum?
karar sizin.
bir başka bölümde görüşmek üzere.

au revoir💜

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

au revoir💜

 ᶠᴼᴿᴱᵛᴱᴿ 🌙 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin